Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Kadın Örgütü, hedeflerinin, toplumsal cinsiyet eşitliği, güvenli bir ülke ve barış olduğunu belirtti.
CTP Kadın Örgütü, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle yazılı açıklama yaptı.
Açıklamada, 8 Mart’ın, insan hakları temelinde ekonomik, siyasi ve sosyal açıdan kadınların güçlenmesi, bilincin gelişmesi, eşitlik ve özgürlük mücadelesinde bugüne kadar yaşanan kayıpların anılması, başarılanların kutlanması, geleceğe yönelik taleplerin oluşturulması açısından kadınlar için çok önemli bir gün olduğu kaydedildi.
Kadınların özgürlük ve eşitlik mücadelesinin sembolü olan 8 Mart’ın, bu yıl Covid-19 pandemisinin etkisi altında gerçekleştiği ifade edilen açıklamada, şöyle devam edildi: 
“Dünya genelinde olduğu gibi ülkemizde de pandemiyle geçen iki yıl içinde, özellikle genç kadınlar, erkeklerden iki kat daha fazla işsiz kalmıştır. Sağlık hizmetlerinde ön cephede daha çok savaşan kadınların, bakım hizmetlerindeki yüklerinin de arttığı herkesin malumudur. Kadınlar, ülkesel kapanma dönemlerinde artan ev içi şiddete de maruz kalmıştır.”
“COVID-19 PANDEMİSİ KADIN VE ERKEK ARASINDA EŞİTSİZLİĞİ DAHA DA DERİNLEŞTİRDİ”
“Covid-19 pandemisi kadın ve erkek arasındaki eşitsizliği daha da derinleştirirken, kadınları yoksullaştırmıştır” ifadeleri kullanılan açıklamada, şunlar belirtildi: 
“Özellikle özel sektör çalışanı kadınların yaşamakta oldukları sorunlar daha can yakıcı bir durum haline gelmiştir. Ülkemizde derinleşen ekonomik kriz, yoksulluk ve işsizlik, kadınları, çocukları, yaşlıları, LGBTI+ bireyleri, özel gereksinimli bireyleri daha da kırılgan hale getirmiştir.” 
Savaşlardan, yoksulluktan, çatışmalardan, göçlerden en çok kadınların, kız çocuklarının ve dezavantajlı grupların etkilendiği vurgulanan açıklamada, iklim krizinden, ekonomik krizlerden, siyasi krizlerden de en çok kadınların ve kız çocukların etkilendiği kaydedildi.
Dünyanın her yerinde ve ülkede, kadınlar ile erkekler arasındaki eşitsizliklerin sürdüğü ifade edilen açıklamada, şunlar kaydedildi: 
“Ülkemizde kadın işsizliği, erkeklere oranla en az 1.5 kat fazladır. Kadınlar, kadın olmaktan ötürü ayrımcılığa ve şiddete maruz kalmaktadır. Devlet kurumları, ayrımcılığa ve şiddete uğrayan kadınlara yeterli desteği vermekten çok uzaktır. Evde bakım hizmetlerinin yükü, ücretsiz bir emek olarak kadınların omuzlarındadır. Ülkemizde çocuk, yaşlı, engelli bakımlarından da geleneksel olarak kadınlar sorumlu tutulmaktadır.”
KADINLAR VE KIZ ÇOCUKLARIN GÜÇLENDİRİLMESİ İÇİN…
Açıklamada, kadınların ve kız çocukların güçlendirilebilmesi için gerekenler şöyle sıralandı: 
“-Yaşlı ve engelli bakımevlerine, ücretsiz kreşlere, 
-Şiddeti önelemek için sosyal hizmetlerin, polis teşkilatının ilgili birimlerinin genişletilmesine, şiddetle mücadele eden kadın örgütlerinin güçlendirilmesine, kadın sığınma evlerine, 
-Ücretsiz emek olan evde bakım hizmetlerinin, tarım ve hayvancılık işçiliğinin değerlenmesi için yasal mevzuatın geliştirilmesine,
-Kadının cinsel sağlığı ve doğurganlık hakları için ulaşılabilir sağlık hizmetlerine, yasal değişikliklere, 
-Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Dairesi Yasası’nın gereklerinin hayat bulmasına ihtiyaç vardır.”
Açıklamada, “Kadın haklarını insan hakları olarak gören, kadın-erkek eşitliğini demokrasinin temeli olarak kabul eden, emek mücadelesini yükselten, sürdürülebilir kalkınma için nüfusun yarısı olan kadınların güçlendirilmesi gerektiğini savunan, kurtulmanın tek başına değil, hep beraber olabileceğini bilen, nesiller boyu eşitlik düşüncesini, ülkemizde hakim kılmak için mücadelemiz sürecektir” ifadelerine yer verildi.
Uzun yıllardır ülkenin “sorun” kelimesiyle birlikte anılması ve henüz çözüme ulaşılamamış olunmasının sosyokültürel, ekonomik ve politik yaşamda olumsuz etkilerinin artarak sürdüğü savunulan açıklamada, şunlar belirtildi:
“KADINLAR TÜM KARAR ALMA DÜZEYLERİNDE DAHA FAZLA TEMSİL EDİLMELİ”
“Çözümsüzlük devam ettikçe, uluslararası hukuk çerçevesinin dışında kalan ülkemizde, uluslararası suç örgütlerinin faaliyetleri artmaya, insan hakları ihlalleri ve güvenlik zaafiyetleri oluşmaya devam etmektedir. İki toplumlu, iki kesimli, siyasi eşitliğe dayanan federal bir Kıbrıs’a ulaşabilmek için Kıbrıslı kadınların görüşmelerde aktif olarak çalışmasının, barışın sağlanmasında ve sürmesinde yaşamsal bir rolü olacaktır. Birleşmiş Milletler’in 1325 sayılı Güvenlik Konseyi kararı çerçevesinde, ülkemizin çözüme ulaşması için kadınların tüm karar alma düzeylerinde daha fazla temsil edilmeleri gerekmektedir.” 
“TALEP VE HEDEF TAM BİR EŞİTLİK”
“Güçlü kadınlar, çaresiz, ne yapacağını bilmez ve yetersiz değildir. Donanımlı destek ve hizmet sağlayan, korkak değil, cesur siyasi irade istiyoruz” denilen açıklamada, talep ve hedefin, kadına politik, ekonomik ve sosyal yaşamda tam bir eşitlik olduğu kaydedildi.
Açıklamada, “Güvenli bir ülke, her türlü ayrımcılıktan ve şiddetten arınmış, gerçek anlamda demokratik bir toplumdur. Yaşasın 8 Mart! Yaşasın Kadın Dayanışması!” ifadeleri kullanıldı.