Henüz güneş doğmamıştı.

Telefonu çaldı.

Alışıktı, açtı.

Vaka acildi, ameliyata alınması gerekiyordu.

Üzerine bir şeyler giydi, soluğu hastanede aldı.

Mesleğine yıllarını vermiş olmanın alışkanlığından olacak ki, otomatikleşmiş hareketlerin ardından kendisini ameliyathanede, hastasının başında buldu.

Bir uyutulan hastasına bir de elindeki neştere baktı.

‘’Başlayalım.’’ derken ilk kesiyi attı.

Sessizlik hakimdi.

Ürkmeden, dikkatli bir şekilde işine odaklanmıştı.

Ekibiyle birlikte, yapması gerekenin en iyisini yapmak için uğraştı.

Uğraştıklarına değmiş, yine güzel bir iş çıkarmışlardı.

Bir ‘’can’’ daha kurtarılmıştı!

Eldivenini çıkardı, kapıyı açtı.

Merakla bakan gözlerin önünde durarak:

‘’Her şey yolunda gitti, yaşayacak.’’ dedi.

Üzerini değiştirmek üzere odasına giderken,

Arkasından da hayır duaları eşlik etti…

…..

Ertesi gün…

…..

Henüz güneş doğmamıştı.

Telefonu çaldı.

Alışıktı, açtı.

Üstelik heyecanlıydı, acele ediyordu bir an önce yola çıkmak için.

Yeni aldığı kıyafetlerini giydi, ekipmanını arabasına yerleştirdi, soluğu buluşma noktasında aldı.

Hobisine yıllarını vermiş olmanın alışkanlığından olacak ki, arkadaşları ile birlikte kendisini patikada sessizce yürürken buldu.

Bir çalıların içindeki tavşana bir de elindeki av tüfeğine baktı.

‘’Kaçırmamalıyım.’’ derken tetiğe bastı.

Sessizlik bozuldu!

Etraftaki diğer hayvanlar ürküp kaçmıştı.

Av köpekleriyle birlikte iyi bir ekipti. Koştular, alıp getirdiler.

Aldığı tüfeğe ve av köpeklerine değişmiş, yine güzel bir iş çıkarmışlardı.

Bir ‘’av’’ daha yakalanmıştı!

Eve geldi, eldivenini çıkardı, kapıyı açtı.

Evdekilerin meraklı bakışlarının önünde durarak:

‘’Tam beş tane vurdum!’’ dedi.

Avladıkları ‘’can’’ları masanın üzerine atarak salona geçti, koltuğa uzandı.

Nice ‘’can’’lara neşteriyle, hüneriyle ‘’can verirken’’ yaşadığı stresleri, ‘’almayı başardığı’’‘’can’’larla atmanın keyfi ile derin bir uykuya daldı….

İletişim: 0542-8529899