Toplumcu Kurtuluş Partisi-Yeni Güçler Genel Başkanı Mehmet Çakıcı, Kurban Bayramı ile Barış ve Özgürlük Bayramı dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamasında, toplumsal bağları oluşturan inanç temelli kültürel değerlerden olan bir Kurban Bayramı’nı daha Covid-19 salgını ve Kıbrıs sorunu baskısı altında karşıladıklarını kaydederek, insanların işlerini kaybettiği ve işsizliğin de arttığı bir dönemden geçildiğini ifade etti ve “Özellikle çalışan emekçi kesimler bu dönemde açlık seviyesinin altına itilmiş durumdadır. İnsanımız maalesef kendi kaderine terk edilmiş durumdadır” iddiasında bulundu.

Halkın fakirleştiği, işsizliğin tavan yaptığı, esnafın yok olmaya yüz tuttuğu çok zor bir dönem yaşanırken hükümet partilerinin koltuk paylaşımı savaşı vermeye devam etiğini ileri süren Çakıcı, şunları savundu:

“Ülkemizin kıt kaynakları da törenlerde ve gösterilerde fütursuzca harcanmaktadır. İnsanımızın ihtiyaçları ön planda olmayıp şova dönük gösteriler bireylerin insanca yaşamının önüne geçmektedir.

Kıbrıslı Türk toplumunun iradesine yapılan müdahaleler ve müdahaleye çanak tutmalar sonucu ortaya çıkan siyasi gerilim atmosferinin Kıbrıs’a da Türkiye’ye de yarar sağlamayacağı gün gibi ortadadır. Bunun en belirgin göstergesi içine sürüklendiğimiz protesto ortamıdır.

Kıbrıs Türk halkının kendi kendini idare etmesi ve en demokratik yönetim biçimiyle bunu ortaya koyma talebi Kıbrıs Türk halkının var olma mücadelesindeki en önemli unsurdur. Bu özgür irade isteğini bozmaya çalışanlar Kıbrıs Türk halkını tanımamaktadırlar. Asırlar boyu Kıbrıs Türk halkı bugüne gelinceye kadar kendini ezmeye çalışanlara yönelik karşı duruşunu ve var oluş mücadelesini sürdürmüş ve de bugüne kadar kimliğini ve kültürünü taşıyabilmiştir.”

Mehmet Çakıcı, siyasi partilerin ve sivil toplum örgütlerinin kendi toplumunun aleyhine bulduğu bir tutumu protesto etmesinin demokratik hak olduğunu dile getirerek, şunları ifade etti:

“Geçmişte dönemin Türkiye Başbakanı Turgut Özal’ın Cumhuriyet Meclisi’nde yaptığı konuşma TKP ve CTP milletvekilleri tarafından ayağa kalkılmayarak protesto edilmişti. 2004 yılında KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın TBMM’de yaptığı konuşma da o dönemin Başbakanı olan Sn. Erdoğan tarafından o birleşime katılmayarak protesto edilmişti. Ancak böyle durumların ortaya çıkması yalnızca kendi içimizde değil dünyada sulh yurtta sulh anlayışıyla mücadele eden bizleri ayrıca üzmekte ve endişelendirmektedir.

Ancak bugüne gelindiğinde ortaya çıkan çatışmalı ve gergin durumdan bazı siyasiler siyasi rant sağlama menfaati güdebilirler. Türkiye halkları ile Kıbrıslı Türk halkı arasında olması gereken saygılı ve iyi ilişki hepimizin talebidir. Ancak bu talebin içeriğinde biat kültürü yoktur. Bu talebin içeriğinde sevgi ve saygı vardır. Dünyada savaşların ve çatışmaların arttığı bu dönemde Türkiye ve KKTC arasında arayacağımız en son şey çatışma kültürünün gelişmesidir. Arada zaman zaman ortaya çıkan farklılıklar, her toplumdaki bireyin politik tercihleri saygıyla ve demokratik bir anlayışla kabul edilmelidir. Farklılıkları düşmanca algılamak ancak geri kalmış ülkelerin siyasi tavırları olur ve bu da o toplumlara büyük zararlar verir. Türkiye halkları ile Kıbrıs Türk halkı arasında gerilim yaratmaya yönelik söylem ve tutumlardan uzak durulmalıdır. Unutulmamalıdır ki; gerginlik yaratmaya yönelik her hamle yerini tedavisi zor yaralara bırakmaktadır.”  

Topluma sağlıklı ve barış dolu günler dileyen Çakıcı, “Kurban Bayramı’nı kutlarken; acıların bayramı olamayacağının bilincinde olarak, 20 Temmuz 1974 Kıbrıs harekâtı sırasında hayatını kaybeden şehitlerimize rahmet diler, manevi huzurlarında saygıyla eğiliriz” dedi.