Bütçe maratonunu sürdüren Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu, Cumhurbaşkanlığı bütçesini görüşmeyi sürdürüyor.

Bütçe hakkında konuşan TDP Genel Başkanı Mehmet Çakıcı, Türkiye’nin AB sürecinin ve Kıbrıs’ta müzakerelerin devam ettiğini, federal anlaşmanın şart olduğunu söyledi.

Çakıcı, bölgede petrolün de bulunmasıyla yeni paylaşım sürecine girildiğini, AB üyelikleri nedeniyle Rumların hallerinden memnun olduğunu, bölgede petrol aramalarının sürdüğünü anlattı.

Yeni bir yol arandığını ama önce imkanı var mı diye tartışmak gerektiğini belirten Çakıcı, Türkiye eski Dışişleri Bakanı Yaşar Yakış’ın “ya çözüm, ya sürer durumun devamı” sözüne atıfta bulundu.

İkinci yolun hep KKTC’nin tanınması olarak konuşulduğunu belirten Çakıcı, yıllardır bunun denendiğini ama olmadığını söyledi.

Çakıcı, yavaş adımlarla da olsa bir anlaşmaya gidildiğini ama bugün hala bazı çevrelerin Kıbrıs Türk halkının kandırılmasından bahsettiğini; oysa 40 yıldır insanları kandıranların tam da bu kişiler olduğunu; Türkiye’nin AB sürecinde ilerlediğini açıklamadan insanları ‘KKTC tanınacak’ diye bir macera peşinde koşturduklarını kaydetti.

Müzakere süreci karşısında duran partilerin yok olacağını düşündüğünü ancak partilerin bu kadar dönek ve siyaset amaçlı ikiyüzlü olabileceğini hesaplayamadığını belirten Mehmet Çakıcı, dünyada bu kadar ilkesiz duruşta insan olamayacağını ifade etti.

Çakıcı, Türkiye’nin AB sürecinin de, Kıbrıs’ta müzakere sürecinin de devam ettiğini belirterek, erken zamanda çözüm olması ve Kıbrıs Türk halkının eziyetten kurtulması dileğinde bulundu. Çakıcı, 5-10 yıl içinde anlaşma olacağını söyledi.

TDP Genel Başkanı Mehmet Çakıcı, 6 ay sonra Kıbrıslı Rumların AB dönem başkanı olacağına işaret ederek, çözüm olursa 14 yıl sonra da Kıbrıslı Türklerin dönem başkanı olacağını kaydetti.

Çakıcı, “Böyle bir ideal varken, kim Kıbrıs Türk halkını bugünkü gibi çözümsüzlük vizyonuyla oyalar?” diye sordu.

Cumhurbaşkanı’nın mülkiyet konusunda adım atmasını isteyen Mehmet Çakıcı, bunu yaparsa destek vereceklerini; şu andaki durumda hem Kıbrıs Türk, hem Rum tarafının yanlış adımlar attığını söyledi.

Kıbrıs Türk tarafı, yönetim ve güç paylaşımında, çapraz oylamada geri öneri getirdiği için Rum tarafının boşluk bulduğunu savunan Çakıcı, bir yandan da demografik ve sosyal yapının değiştiğini anlattı.

TDP Genel Başkanı Çakıcı, azınlık durumuna düşmemek için erken çözümün her ne pahasına olursa olsun bulunması gerektiğini; bugünün yöneticilerine tarihi sorumluluk düştüğünü; basit yanlışların Kıbrıs Türk halkına çok büyük bedeller getireceğini söyledi.

Çapraz oylamaya karşılık Rum tarafından mülkiyette geri adım istenebileceğini belirten Mehmet Çakıcı, AB’yi yönetecek bir halk yaratmanın çok önemli olduğunu vurguladı.

SOYER

CTP Milletvekili Ferdi Sabit Soyer de konuşmasına, nüfus sayımı sonuçlarına değinerek bu sonuçlardan en çok cumhurbaşkanı ve hükümetin maraz ettiğini, çünkü Türkiye’den para isterken nüfusu 700 bin olarak gösterdiklerini söyledi.

Memleketin “beyanat çöplüğüne” dönüştüğünü savunan Soyer, “Saç fırçasını uzatsalar, mikrofon sanıp demeç verecekler. Birbirini tutmayan konuşmalar… Bukalemun duysa intihar edecek. Bu tutarsızlıklardan dolayı memlekette hiçbirşeye inanan kalmadı” dedi.

Soyer, Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun iç siyasete çok karıştığını ve hükümete çok müdahale ettiğini ileri sürerek, eleştirdi. Bunun siyasetteki dengeleri alt üst ettiğini kaydeden Soyer, Eroğlu’nun iç siyasetteki konumunu süratle terk etmesi gerektiğini söyledi.

Ferdi Sabit Soyer, BM Genel Sekreteri’nin son raporuna değinerek, oldukça önemli olan bu raporun iyi bir incelemeye tabi tutulup, süratle Türkçeye çevrilmesi ve New York zirvesi öncesinde ilgili taraflara iletilmesi gerektiğini belirtti.

Rapora ilişkin değerlendirmelerde bulunan Soyer, ocak zirvesi öncesinde Eroğlu’nun meclisteki muhalefet vekilleri ile bir araya gelerek, Güvenlik Konseyi raporunu ele alması gerektiğini ifade etti.

Türk tarafının isteği olan uluslararası konferans konusunda Güney Kıbrıs’ın “uluslar arası konferansı çağıracak kadar iç konularda yeterli ilerleme sağlanmadı” ve “Kıbrıs sorununun uluslar arası boyutunda bir yakınlaşma olmadığından konferansa gerek yoktur” yönündeki söylemlerine dikkat çeken Soyer, bu durum karşısında Kıbrıs Türk tarafının konunun üzerine gitmesi gerektiğini kaydetti

Ferdi Sabit Soyer, Türk tarafının müzakerelerde ocak ayına kadar köprü kuracak konuları artırmak ve uluslararası konferansın zemininin sağlam olduğunu göstermek gerektiğini kaydetti.  Soyer, Türk tarafının öneri sunması ve Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun ilgili tüm taraflarla diyalog içinde olması gerektiğini belirtti

Uluslararası alandaki diplomatik faaliyetlerin yetersiz olduğunu savunan Soyer, Sarayönü’nde oturup, ”bana haksızlık yapılıyor” diyerek siyaset yapılmasının mümkün olmadığını söyledi.

Soyer, oranın büyük önem taşıdığı çapraz oy konusunun 2. referanduma bırakılması yönündeki açıklamaları eleştirerek, sırf çapraz oydan vazgeçilsin diye ortak bakanlar kurulundaki oranlarla oynamanın çok yanlış olduğunu savundu.