1 Mayıs 1886'da Amerika İşçi Sendikaları Konfederasyonu önderliğinde işçiler günde 12 saat, haftada 6 gün olan çalışma takvimine karşı, günlük 8 saatlik çalışma talebiyle iş bıraktılar.

Chicago'da yapılan gösterilere yarım milyon işçi katıldı. Kentaki Luiseville'de 6 binden fazla siyah ve beyaz işçi, birlikte yürüdü. O dönemde Luiseville'deki parklar, siyahlara kapalıydı. İşçiler, sokaklarda yürüdükten sonra hep birlikte Ulusal Park'a girdi. Her eyalet ve kentte, siyah ve beyaz işçilerin birlikte yaptığı gösteriler, 8 saatlik işgünü talebinin dile getirilmesini amaçlamaktaydı. İşçilerin çoğu 3 Mayıs'ta sokaklara çıktılar. McCormick'e ait fabrikadan atılan ve grevde olan işçiler de miting yaptılar. Miting sona ermek üzereyken McCormick fabrika düdüğünü çalarak, içerdeki grev kırıcıları dışarı çıkarttı. Grev kırıcıları protesto etmek için bir grup işçi fabrikaya yöneldi. İşçilere ateş eden polis, 4 işçinin ölmesine, onlarcasının yaralanmasına neden oldu.

Bu saldırıyı protesto etmek için 4 Mayıs'ta Highmarket Alanı'nda miting düzenlendi. Miting tam dağılırken, kürsünün önüne, nereden geldiği belli olmayan bir bomba atıldı. Hemen polisin önünde patlayan bomba nedeniyle 7 polis öldü, 69'u ise yaralandı. Yüzlerce işçi asılsız ithamlarla tutuklandı. Tutuklanan işçilerden sekizi yargılanmak üzere seçildi: Aralarından en gençleri olan Louis Linng idamından bir gün önce intihar etti.

1889`da toplanan İkinci Enternasyonal'de (günümüzde Sosyalist Enternasyonal diye anılmaktadır) Fransız bir işçi temsilcisinin önerisiyle 1 Mayıs gününün tüm dünyada "Birlik, mücadele ve dayanışma günü " olarak kutlanmasına karar verildi. 1890'dan sonra, bütün dünyada kutlanmaya başlandı. Bu bakımdan, 1 Mayıs, evet bir komünist bayramı idi. 8 saatlik işgücü talebine yalnız onlar sahip çıkmışlardı.

Kıbrıs'ta ise 1 Mayıs 1925'ten bu yana kutlanıyor..