Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç, yatırımlarımız açısından 2012 yılının Koç Topluluğu için rekor bir yıl olacağını belirterek, “Şirketlerimizin 2012 yılı yatırım bütçeleri toplamı 6,5 milyar lira seviyesinde bulunuyor” dedi.

Koç Holding AŞ'nin 48. Olağan Genel Kurul Toplantısı Nakkaştepe'deki Holding merkezinde yapıldı. Toplantıda Divan Başkanlığı'na seçilen Mustafa Koç'un faaliyet raporunda yer alan mesajı okundu.

Koç Topluluğu olarak oldukça zorlu ve değişken bir küresel ekonomik konjonktürde çalışmalarına devam ettiklerini, gelişmelerin dünyada yaşanan baş döndürücü değişimin önümüzdeki dönemde de hızının artarak devam edeceğini ifade eden Koç, zorlu bir yıl olan 2011'deki başarılı operasyonel ve mali sonuçları sunacaklarını, 2012 yılının da giderek derinleşen ve çeşitlenen risklerle yine zorlu geçmesini beklediklerini kaydetti.

Koç, risklerin yoğun olduğu bir ortamda tahmin yapmanın da zorlaştığına dikkati çekerek, Avrupa'daki borç krizi, Amerika'daki başkanlık seçimleri, Ortadoğu'da devam eden siyasi karmaşa, İran'ın nükleer programı ve uygulanacak yaptırımlar, Kuzey Kore'deki liderlik değişimi, nükleer programı ve uygulanacak yaptırımlar, Kuzey Kore'deki liderlik değişimi,Çin ve Hindistan ekonomilerinde yavaşlama gibi birçok konu 2012'ye bakışlarını gölgelediğini vurguladı.

Türkiye'nin iç dinamiklerinin her ne kadar yurt dışındaki olumsuz gelişmelerin yansımalarını azaltmış olsa da özellikle son çeyrek itibariyle global konjonktürün ülke ekonomisi üzerine etkilerinin gözlenmeye başladıklarına işaret eden Mustafa Koç, Türkiye';nin 2011 yılında gerçekleştirdiği yüzde 8.5 büyümenin, gelişmiş ülkelerin yüzde 1 ile yüzde 2 arasında değişen büyüme oranları arasında bir başarı öyküsü olduğunu vurguladı.

Mustafa Koç, şunları kaydetti:

“Ancak son yıllarda Avrupa'nın dış ticaretimizdeki payı yüzde 60'lardan yüzde 45'lere gerilemiş olsa da, Avrupa ülkeleri hala bizim en büyük ticaret ortağımız. Ülkemize gelen doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının çok büyük kısmı ve şirketimizin sağladığı dış borçların neredeyse yüzde 70'i yine Avrupa kaynaklı olmaktadır. Bu nedenle Avrupa'daki sıkıntılar önümüzdeki dönemde ülkemizi olumsuz etkileyebilecek düzeydedir.”

“Belirsizliklerle dolu bir süreçte sürdürülebilirlik çok önemli”

Mustafa Koç, belirsizlikler ve dalgalanmaların bu tür süreçlere iyi hazırlanmış, güçlü şirketler için risklerin yanı sıra fırsatlar da yaratabildiğini vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Böylesine belirsizliklerle dolu bir süreçte sürdürülebilirlik her zamankinden daha önemli bir olgu olarak karşımıza çıkıyor. Gelişmeleri ve erken uyarı sistemlerini doğru okuyabilen, gözünü hedeften ayırmayan, farklı senaryolar için önceden hazırlığını yapmış olan, karlı bir büyüme planı çerçevesinde yatırımlarına ihtiyatlı bir şekilde devam eden şirketler hem riskleri daha etkin yönetebiliyor hem de ortaya çıkan yeni fırsatlardan hızlıca yararlanma şansına sahip oluyor. Bu şirketler yaşanan ekonomik süreç ne olursa olsun uzun vadeli büyüme stratejilerinden sapmamayı başarabiliyor.”

Karlılık odaklı uzun vadeli büyüme stratejisi

Koç, Koç Topluluğunun planlarını her zaman uzun vadeli ve sürdürülebilir büyüme üzerine kurguladığını, Türkiye'nin daha düşük enflasyon, daha istikrarlı büyüme konjonktürüne girdiği 2000'li yıllarda daha odaklı bir portföy yapısıyla fark yaratabilecekleri paydaşları için en iyi getiriyi sağlayacaklarına inandıkları sektörlere odaklandıklarını, büyüme ve karlılık açısından getirisinin daha düşük olacağı sektör ve şirketlerden çıkarak elde ettikleri fonlarla 4 ana sektörde büyük ölçekli yatırımlar başlattıklarını bildirdi.

Bugün odaklandıkları enerji, otomotiv, beyaz eşya ve bankacılık sektörlerindeki lider pozisyonlarıyla Türkiye'nin en büyük şirketler topluluğu olduklarını dile getiren Koç, “Odaklandığımız sektörler büyüme potansiyeli ve katma değeri yüksek stratejik açıdan önem taşıyan sektörler. Hedefimiz bu sektörlerdeki lider pozisyonlarımızla büyüme potansiyelinden azami faydayı sağlayabilmek, ülkemizde bu sektörlerin hak ettiği doyum oranlarına erişmesinde öncü rol oynamak ve uluslar arası piyasalardaki varlığımızı güçlendirerek etkin bir global oyuncu olmak” dedi.

“Fırsatları iyi değerlendiriyoruz”

Koç, Koç Holding olarak en büyük avantajlarının tek bir sektördeki fırsat ve risklere bağlı kalmamak olduğunu da vurgularken, “Odaklandığımız sektörlerin barındığı konjonktürel ve finansal riskler farklı olduğundan belirsizlik ortamlarında portföyümüzdeki çeşitlilik, farklı risklerin dengelenmesini sağlıyor. Böylece zorlu koşulları daha rahat atlatabiliyor ve fırsatları daha iyi değerlendirebiliyoruz” dedi.

Gerek holding gerekse şirket bilanço yapılarının çok güçlü olduğunu, holding düzeyinde taşıdıkları güçlü net nakit pozisyonu ile yurt içinde ve uluslararası pazarlarda yeni yatırım ve özelleştirme fırsatlarını en doğru şekilde değerlendirebilecek kapasiteye sahip olduklarını ifade eden Koç, bir yandan hızlı bir büyüme kaydettiklerini, bir yandan da şirketlerinde 2008 yılından bu yana ihtiyatlı bir risk yönetim politikası izlediklerini kaydetti.

Koç, topluluk genelinde spekülatif döviz pozisyonları bulundurmadıklarını, şirketlerindeki borçluluk ve likidite seviyelerini makul seviyelerde tutmak adına net finansal borç ve cari oranlarını belli limitler dahilinde korumalarını istediklerini söyledi.

“Yatırımlarımız açısından 2012 rekor bir yıl olacak”

Yatırım kararlarını ve gelir beklentilerini belirlerken potansiyel riskleri de dikkate alarak bunun için riske maruz kar gibi gelişmiş yöntemler uyguladıklarını anlatan Koç, yatırımlara ilişkin şu bilgileri verdi:

"Yatırımlarımız açısından 2012 yılı koç Topluluğu için rekor bir yıl olacak. Şirketlerimizin 2012 yılı yatırım bütçeleri toplamı 6,5 milyar lira seviyesinde bulunuyor. Bunun içinde en büyük pay Tüpraş'ın Fuel-oil Dönüşüm projesine ait. Önümüzdeki yıllarda devreye girecek yeni araç projeleri devam eden Ford Otosan, Tüpraş'tan sonra en yüksek yatırım bütçesine sahip şirketimiz. Arçelik, Tofaş, Otokoç ve YapıKredi Bankası ise en yüksek tutarda yatırım harcaması planlayan diğer şirketlerimiz. Bunların yanı sıra henüz bütçelemediğimiz ancak üzerinde çalışmakta olduğumuz elektrik üretimi ve beyaz eşya alanlarındaki şirket alım projeleri ve otoyollar gibi özelleştirme projeleri de mevcut. Piyasadaki fırsatları ve getiri potansiyelini en iyi şekilde analiz ederek nakit pozisyonumuzu tüm paydaşlarımız için en yararlı şekilde değerlendirmeyi hedefliyoruz."