Yeşil Barış Hareketi Başkanı, Petrol Dolum Tesisine Hayır İnisiyatifi üyesi Doğan Sahir, Güney Kıbrıs’ta yapılacağı iddia edilen “Petrol Dolum Tesisi”nin akıbeti ve ülkemizde yapılmak istenilen tesisle ilgili karşılaştırmalı görüşlerini ortaya koydu.


    “Vasiliko” bölgesinde yapılacak dolum tesisinin 643 bin metreküplük olup 220 milyon Euro değerinde olduğunu belirten Sahir, Kalecik’te yapılacak dolum tesisinin 1,2 milyon metreküplük olup 200 milyon ABD doları değerinde olduğunu ifade etti.
   Sahir, tesisin yapılacağı Vasiliko’nun orman arazisi olmadığı gibi orman alanlarına da yakın bulunmadığına dikkat çekerek, Kalecik bölgesindeki tesisin yapılacağı yerin orman arazisi olduğunu söyledi.


   Vasiliko’da tesisi yapacak olan yatırımcının bu işi yapmış referansları olan ve bu işi dünyada yapan ilk on şirket içerisinde olduğunu ifade eden Sahir, ana terminallerinin Hollanda, Amsterdam, Roterdam gibi belli başlı şehirlerde bulunduğunu belirtti.


   Doğan Sahir, Kalecik’te tesisi yapacak yatırımcının bu işi daha önce yapmamış, referansı olmayan yatırım için gerekli kaynağı nereden bulacağı belli olmayan bir şirket olduğunu savundu. 


    Sahir, diğer farklılıkları şöyle sıraladı:
   “Güney Kıbrıs herhangi bir sorun/zarar/felaket durumunda yatırımcıyı uluslararası tahkim mekanizması ile yargılayabilir tazminatını alabilir ve temizlemeden sorumlu tutabilir. Ayrıca şirket bu konuda çeşitli benzer yatırımları olduğundan deneyim ve temizleme konusunda bilgi, kapasite ve güce sahiptir.
   Kuzey Kıbrıs tanınmamış bir ülkedir ve bir sorun zarar felaket durumunda yatırımcıyı uluslararası tahkim mekanizması ile yargılatamaz ve tazminatını alamaz. Kaldı ki şirketin bu konuda deneyimi, temizleme bilgi ve kapasitesi yoktur. 


   Güney Kıbrıs’taki tesisin serbest bölge lisansı olmayacağı anlaşılmıştır.


   Kalecik’te yapılacak olan tesis ‘Serbest Bölge’ lisansı alacak, bu nedenle gümrük ve vergilerden ve KKTC mevzuatından muaf olacaktır. 


   Vasiliko bölgesindeki tesisi yapacak olan yatırımcının belirlenmesi için uluslararası ihaleye çıkılmış, yarışma yapılmış, kurallar önceden belirlenmiş, kriterler ortaya konmuş, devlet menfaatleri gözetilmiş, petrol/gaz arama çalışmaları ile bağlantısı da öngörülerek yatırımcıların en uygunu belirlenmiştir. 


   Kalecikteki tesisi yapacak olan yatırımcı herhangi bir ihale sonucu belirlenmedi, herhangi bir kriter gözetilmedi, devlet menfaatleri gözetilerek yatırımcılar yarıştırılmamıştır. Yatırımcının kapasitesi dahi dikkate alınmamış koşullar halen tartışılmaktadır.


   Güney Kıbrıs AB üyesi olup standartlar, petrol piyasası düzenlemeleri gibi regülasyon, uygulama ve denetimler AB standartlarındadır.

Sadece 2 örnek:
   a) İngiltere’de 2005’deki patlamada deneyimli olan yatırımcı standartları güncellemediği için mahkemece suçlu bulunmuş ve önemli bir tazminata mahkum edilmiştir.

  
  b)Venezuella’da 2012’deki patlama pek çok insanın ölümüne neden olmuştur ki bu tesis en son standartlarda yapılmıştır.  
   KKTC, AB üyeliğini bırakın, herhangi bir standart veya petrol piyasası düzenlemelerine sahip değildir. En ufak bir denetimi dahi yapma kapasitesi bulunmamaktadır.


   Vasiliko bölgesindeki patlama sadece patlama olarak kalmıştır. Petrol depolanmadığı için denize ve toprağa herhangi bir akaryakıt sızıntı olmamıştır. Akaryakıt gibi bir ürünü depolayacak bu tesis ile eskiden Vasiliko bölgesindeki tesisteki patlamanın karşılaştırılması yanlıştır.


   Kuzey Kıbrıs’ta zaman zaman Kalecik’teki tesislerin dolum sırasında akaryakıt sızıntısı sorun olmaktadır ki bunu temizleme kapasitesi dahi yoktur. 

 
   Bu gibi yüksek risk içeren, büyük bir arazi ile önemli bir kıyı, liman rıhtım ihtiyacı olan ve sadece depoculuk yapan tesislerin ülkeler açısından önemli düzeyde değerlendirilip analiz edilmesi fayda maliyet analizine bakılması gereken yatırımlardır. Sadece Ülkenin bugünkü durumu, yapısı, tanınmamışlığı, yatırımcının durumu, ekonomik sektörlerin değerlendirilmesi sonucu ortaya konan fayda maliyet analizine göre bu yatırım uygun değildir.”