BAÜ’den yapılan açıklamaya göre konferansın açılışında Ekonomi ve Enerji Bakanı Hasan Taçoy ve Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçisi Ali Murat Başçeri de konuşma yaptı.
Açıklamaya göre Türkiye ve KKTC’nin yanı sıra Rusya, ABD, Suriye ve Pakistan da dâhil pek çok ülkeden akademisyen ve gazetecinin katıldığı etkinlikte, değişen küresel düzende Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki rolüyle birlikte Türkiye ve KKTC’nin Doğu Akdeniz'de uluslararası hukuktan doğan hakları ele alındı.
OSMANLAR: “ZENGİNLİĞİ PAYLAŞMAYA HAZIR OLMAYAN ZİHNİYET”
Bahçeşehir Kıbrıs Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Eral Osmanlar konferansta yaptığı konuşmada AB’nin adadaki çözümsüzlüğü kalıcı hale getirdiğini söyleyerek, "AB yarım asırlık uyuşmazlık meselesinde ‘yarım devlet’i içeri alarak bölünmeyi kalıcılaştırdığı gibi, ortak menfaatlerde uzlaşma yapmanın tüm zeminlerine ve bu birliğin kuruluş felsefesine ve varlık nedenine aykırı biçimde üye kabul etmiştir. AB’nin ortak menfaatleri uzlaşma kültürünün verdiği iş birliği anlayışından uzaklaştığı bu durumu, gelecekte daha ciddi sorunlara sebep olma potansiyelinden ötürü üzüntüyle karşılamaktayız. Bu yaklaşım, Ada’da 50 yıldır bir uzlaşıya varılamamasına neden olan ve yönetimi ve zenginliği paylaşmaya hazır olmayan zihniyetin bir yansımasıdır" dedi.
DUGİN: “KUZEY KIBRIS’IN BAĞIMSIZLIĞIYLA ÇOK DAHA BÜYÜK PROBLEMLER ÇÖZÜLÜR”
Rus siyaset bilimci ve siyasi danışman Prof. Dr. Aleksandr Dugin de konferansa katılmaktan büyük onur duyduğunu belirtti. "Burada bulunduğum için çok mutluyum. Her şeyden önce, değişim nedir? Dünya değişiyor" diyen Dugin şöyle devam etti:
“Dünya tek kutupluluktan çok kutupluluğa dönüyor. Yeni bir şeyler oluyor. Asıl çerçeve bu ancak çok kutuplu dünya henüz sonlanmadı, sona erme süreci devam ediyor. Hala tehlikeli bir dönemdeyiz. Çok tehlikeli bir dönem. Bazı ileri görüşlü Batılılar, bunu kabul ediyor. Ülkelerine odaklanıp, önemli ve büyük bir ülke yapmak istiyorlar. Peki, Türkiye’nin bu bağlamda yeri nedir? Kuzey Kıbrıs’ın bu bağlamda yeri nedir? Artık Rusya ve Çin’in olduğu çok uluslu bir dünya kuruluyor. İran, Suriye, Pakistan ve Hindistan‘ın yer aldığı bu yeni dünya kurulurken çok büyük bir değişim Türkiye’nin kararına bağlı. Çok uluslu ortamda Sayın Erdoğan giderek Rusya ve Çin’e yaklaşıyor. Stratejik olarak NATO’dan çıkması için Erdoğan’a baskı bile var. ‘Mavi Savaşlar’ ifadesi çok doğru. Şu an yaşanan budur. Tek kutuplu dünya bitiyor, Türkiye’yi bu yoldan çıkmaması için izole etmeye çalışıyorlar. Amiral Cem Gürdeniz çok doğru söylüyor: Astana süreciyle savaşı engelleyebiliriz. Türkiye-Rusya ilişkileri gibi, Türkiye-Suriye ile diplomatik ilişki başlarsa bu süreç hızlanacak. Kuzey Kıbrıs’ın bağımsızlığıyla çok daha büyük problemler çözülür. Dün Rus-Türk ilişkileri sorunluydu, o halloldu. 15 yıl önce Denktaş’la görüşmüştük, bunu öngörüyordu."
GÖZÜGÜZELLİ: “TÜRKİYE, ARTIK BÖLGEDE AKTİF ROL OYNAYAN KÜRESEL GÜÇ HALİNE GELDİ”
Bahçeşehir Kıbrıs Üniversitesi Deniz Hukuku Uygulama ve Araştırma Merkezi (BAU-DEHUKAM) Direktörü Dr. Emete Gözügüzelli ise Doğu Akdeniz’in değişen jeopolitik düzen içerisinde kritik bir rolü olduğuna vurgu yaptı. Gözügüzelli, “2003’ten bu yana Güney Kıbrıs’ın tek yanlı deniz sınırlandırma eylemleri ve 2007’den sonra hidrokarbon faaliyetlerine yönelmesi bölgedeki durumu kötüye götürmüş, Kıbrıslı Türklerin egemenlik haklarının gaspına sebep olmuştur. İsrail ile deniz sınırlandırmaları ise Türkiye’nin her zaman yanında olan Lübnanlı kardeşlerimizin haklarını gasp ederek tabloyu kötüleştirmiştir” ifadelerini kullandı. 
AĞDELEN: “BİZLER BU ADADA SONSUZA KADAR VAR OLACAĞIZ”
Bahçeşehir Kıbrıs Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Zafer Ağdelen ise Türkiye ve Kuzey Kıbrıs’ın uluslararası hukuktan doğan haklarından vazgeçmeyeceğine işaret ederek “Bizler bu adada sonsuza kadar var olacağız, kimse bizi bu adadan atamayacak. Bizleri hiç kimse masada ayak oyunları ile devre dışı bırakamaz, uluslararası hukuktan gelen haklarımızı kimse gasp edemez” ifadelerini kullandı. 
GÜRDENİZ: “ASYA ÇAĞI’NIN BAŞLAMASIYLA BİRLİKTE TÜRKİYE VE KUZEY KIBRIS KİLİT ÖNEM KAZANDI”
Koç Üniversitesi Denizcilik Forumu (KÜDENFOR) Direktörü Emekli Amiral Cem Gürdeniz ise şunları kaydetti:
“Washington konsensüsü çerçevesinde şekillenen Atlantik Çağ sona ererken geri dönülmez bir şekilde Asya çağı başlıyor. Türkiye, Asya’yı yeniden keşfediyor. Dışişlerimiz 4 Ağustos’ta yeniden Asya açılımını başlatıyor. 22 Ekim’de Türkiye Rusya arasında Soçi Mutabakatı imzalanıyor. 5 Kasım’da Kuşak ve Yol Projesinin Hazar geçişli orta koridorundan ilk Çin treni Anadolu’yu kat ederek İstanbul Boğazı’nın altından Avrupa’ya erişiyor. Türkiye’nin, İran, Rusya ve Çin başta olmak üzere Asya ülkeleri ile ilişkileri her seviyede yükseliyor. Rusya Federasyonu ve Çin başta olmak üzere Asya ülkeleri ile gerek tanıma gerekse ekonomik iş birliği yolunda yapılabilecekler vardır. Kırım, Uygur Özerk Bölgesi ve KKTC’nin geleceği Türkiye, Çin ve Rusya Federasyonu arasında ilişkilerin geleceğine yaratıcı seçenekler sunabilir” dedi.