İNSAN HAKLARINA AYKIRI

KKTC Barolar Birliği Başkanı Av. Ünver Bedevi mahkumların nakil şekilleri ve Girne Ağır Ceza Mahkemesi Binasının yetersizliğinden dolayı mahkumların mahkeme anını beklerken saatlerce güneş altında araç içerisinde bekletilmesiyle ilgili açıklamalarda bulundu. 10-15 kişinin suçluluğu ispat edilmiş veya edilmemiş olsun , Güneş altında park edilmiş kapalı bir araç içerisinde , saatlerce bekletilmesinin herşeyden önce insan haklarına aykırı olduğunu belirten Av. Ünver Bedevi , bunun yanısıra mahkemelerdeki altyapı yetersizliğinden şikayet etti .

YARGIÇLAR , SAVCILAR ve AVUKATLAR DA GÜVENDE DEĞİL

KKTC Barolar Birliği Başkanı Av. Ünver Bedevi mahkemelerdeki altyapı eksikliklerinin güvenlik zaafiyeti de yarattığını belirttiği açıklamasında mahkumların , mahkum yakınlarının , avukatların , hatta savcı ve yargıçların bile dışarıdan gelecek risklere karşı savunmasız bir durumda bulunduklarından bahsettiği açıklamasında , gerekli altyapı eksikliklerinin giderilerek gereken güvenlik önlemlerinin de alınmasını istedi.

KKTC Barolar Birliği Başkanı Av. Ünver Bedevi'nin Kıbrıs Gazetesinden Emine Uysal'a yaptığı açıklamanın tam metni şu şekildedir:


Saatlerce güneşin altında bekletiliyorlar

 

Girne Mahkemesi’nde mahkemeye “tutuklu aracı” ile getirilen zanlı veya sanıklar binanın altyapı eksikliği nedeniyle zaman zaman saatleri bulan sürede güneşin altında park edilen araçta bekletilmeleri eleştiri konusu oldu. Bazı çevreler, bu durumu insan haklarına aykırı buldu.

Yıllardır yaşanan duruma bir türlü çare bulunamadı. Bazı günler 15­18 tutuklu, tek tek davaları görüşülmek üzere Girne Kaza Mahkemesi veya Girne Ağır Ceza Mahkemesi huzuruna çıkarılıyor. Davaları görüşülen tutuklular veya haklarında tutukluluk kararı çıkan sanıklar, yerleştirildikleri “tutuklu aracı” içinde saatlerce bekletiliyorlar.

Merkezi Cezaevi’nde her mahkumun adını verdiği üç yakını ile görüşebilme sınırlaması nedeniyle, mahkeme avlusuna yakını ile görüşmek amacıyla gelen aileler, tutuklu aracıiçindeki yakınları ile görüşmeye çalışıyor.

Konuyla ilgili KIBRIS’a konuşan Barolar Birliği Başkanı Ünver Bedevi, “10­15 kişinin saatlerce mahkeme kapısının önünde tutuklu aracında bekleyişi, içindeki insanlar suçlu olsun veya olmasın veya suçlu olup olmadığı daha belirlenmiş olsun veya olmasın kabul edilebilir bir durum değildir” dedi.

Yaşananların insan hakları, adil yargılanma hakkı ve suçsuzluk karinesi gibi temel hukuki prensiplerine aykırı olduğunu savunan Bedevi, “Tüm bunlara kısmen de olsa bir çare veya merhem teşkil edebilecek veya devlete karşı caydırıcılık vazifesi görebilecek tazminat unsuru da yasal düzenlememiz ve uygulamamız içerisinde yer almamaktadır” şeklinde konuştu.

Bedevi, medeni ülkelerde olduğu gibi, ülkemizde, bir kişinin bu gibi durumlara maruz kaldığı veya beraat ettiği durumlarda, tazminat alma hakkı olmadığına da işaret etti.“Mahkeme binaları ve tüm altyapı yetersiz”

Bedevi, tüm unsurlarıyla devlet ve gerçek bir hukuk devleti olabilmenin kolay olmadığını belirterek, Kuzey Kıbrıs’ın bu konuda çok geride olduğunu savundu.

Mahkeme binaları ve tüm altyapının yetersiz olduğunu söyleyen Bedevi, şöyle devam etti:

“Sırf bu sebeple bile yapılan veya yapılmaya çalışılan tüm işlemler ve muameleler birçok risk faktörüne açık bir şekilde yapılma durumuna giriyor. Örneğin, gerek hakimler, gerek savcılar, gerek avukatlar, gerek zanlı veya sanıklar yeterince korunamıyor ve herhangi bir dış müdahaleye karşı neredeyse savunmasız, riske çok açık bir ortamda faaliyet gösterme durumuna itilmiş vaziyettedir. Bu çağda gelişmiş ülkelerde sadece bina ve altyapı ile ilgili gelinen seviyeden çok gerideyiz ve eski çağdan kalan şekli bugünkü şartlarda uygulamaya çalışıyoruz. Dolayısıyla kabul edilemez durum söz konusudur.”

Ünver Bedevi, gerek yasal düzenlemeler açısından gerekse insan hakları bakımından ve suçsuzluk karinesi gibi temel hukuki prensipler açısından da gerekli veya yeterli seviyenin çok gerisinde olduğumuzu belirtti.

Bedevi, “Cezai meselelerde sürecin yavaşlığı ve neticeleninceye değin geçen uzun sürelerden tutun da, ifadelerin nasıl ve ne şartlarda alınabileceği dahil, işlemlerin veya uygulamanın hangi usul kurallarına göre yapıldığına veya bir başka deyişle ülkemizde yürürlükte olan ve uygulanan ceza usul mevzuatına baktığımızda bunun ne kadar yetersiz veya geri kalmış veya düzeltilmeye ve değiştirilmeye muhtaç olduğunu görürsünüz” şeklinde konuştu.

Medeni ve insan hakları ile örtüşen koşulların ve yasal mevzuatın reform niteliğinde ve boyutunda bir değişikliğe ihtiyacı olduğuna işaret eden Bedevi, “Tabiî ki hukukun, adaletin değerini yeterince kavrayıp buna gerekli önceliği verip, maddi kaynak eksikliğinin de devlet veya hükümet tarafından giderilmesi şarttır” dedi.