Ulusal Birlik Partisi (UBP) İskele Parti Meclisi Üyesi Kadın Kotası Adayı Avukat Emine Uzun, Ses Kıbrıs’ta Deniz Gürgöze’nin konuğu oldu. 2015 yılından itibaren Ulusal Birlik Partisi (UBP) İskele Gençlik kotasından Parti Meclisi’nde görev yapan Avukat Emine Uzun, hedeflerini anlattı, UBP Kurultayı’na ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.

Soru: Neden aday oldunuz?

2015 yılından bugüne kadar İskele gençlik Kotasından Parti Meclisinde aktif olarak görev yapmaktayım. Bu yılda İskele Kadın kotasından parti meclisine adayım. Aslında bu sorunuzun iki farklı cevabı vardır. Neden aday oldum; Genelde ülkeme, özelde doğup büyüdüğüm iskele bölgesine hizmet etmek bu ülkenin yurttaşı ve iskele bölgesinin bir sakini olarak ülkemin ve bölgemin ihtiyaçlarını beklentilerini ekonomik ve sosyal açıdan yapılması gerekenlerin en iyi bilenlerden olduğumdan, bu donanıma ve eğitime sahip olduğumdan dolayı ve almış olduğum çeşitli eğitimleri ve tecrübelerimi ülkeme katkı sağlamak ve bölgemi kalkındırmak amacıyla kullanmak gayesi ile aday oldum. Neden ulusal birlik partisi diye sorarsanız. Ulusal Birlik Partisi, benim hayatımda çok farklı bir yeri vardır. Kendimi bildiğim 3-4 yaşlarından bugüne benim ve ailemin yaşamının her anında Ulusal Birlik Partisi vardır. Aileme, evime, köyüme, ülkeme karşı duyduğum sevgi gibi bir sevgidir. Bu sevgi, bağlılık bana babam tarafından aşılanmıştır.

Soru: Kadınların siyasette aktif rol almalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ulusal Birlik Partisi aslında bu konuda da diğer partilerden daha farklı bir noktadadır. Çünkü partimizin her organında kadınlar yer almakta ve aktif rol oynamaktadır. Kaldı ki bu bağlamda 49/2015 sayılı Siyasal Partiler Yasasında; Siyasal partiler her bir seçim bölgesinde her cinsiyetten en az %30 (yüzde otuz) oranında aday gösterirler. Denmektedir. Dolayısıyla burada kadın erkek ayırımı gözetmeksizin anayasanın eşitlik ilkesi gereği Her cinsiyetin seçilme hakkı düzenlenmektedir.

Soru: Genel olarak KKTC’deki siyasi partilerin yapısını nasıl değerlendiriyorsunuz?

KKTC’deki siyasal partilerin tarihsel süreçlerine bakıldığı zaman, zamanın şartlarına göre ortaya çıktığı ve şekillendiği görülecektir. Bu siyasi partiler içinde mensubiyetinden gurur duyduğum UBP’yi diğer partilerden ayıran temel özellik ise UBP’nin ülkenin kuruluş ve kurtuluş mücadelesinde önemli bir yer tutan TMT’nin siyasal devamı olmasıdır. Diğer partilere ilişkin yorumu o partilere mensup olan kişilere bırakmanın en doğru yol olduğu kanısındayım. TMT’nin bütün doktrinsel özelliklerini siyaset potasında özümseyen UBP Kıbrıs Türkünün gelişmesi güçlenmesi Ana vatanla paralel hareket ederek KKTC’nin hak ve çıkarlarını koruması temelli politikalardan taviz verilmemesi yönlü doktirini ile benzersiz olduğunu düşünüyorum. Bu kapsamda parti içi demokrasinin temel parametrelerinden olan Parti Meclisinin UBP için partinin geleceğini şekillendirmede etkinliğini arttırmasını destekliyorum. Dolayısıyla Ulusal Birlik Partisinde olduğu gibi diğer siyasi partilerde de parti meclisleri o partinin yapısını belirleyen mercidir. Ancak; siyasal partilerin daha fazla kurumsallaşmaya ve daha fazla profesyonelleşmeye ihtiyaç var. Siyasi partiler ülkeyi yönetmeye aday ülkeyi yönetmeye talip olan kurumlardır. Bu nedenle nitelik ve verimlilik bakımından olabildiğince zengin olmalarına ihtiyaç vardır. Onların nitelik ve verimlilik bakımından yaşayacakları zenginlik ülke yönetimine olumlu etki yapacaktır. Siyasi partilerin ülkeyi sosyal kültürel ve ekonomik açıdan daha iyiye götürebilecekleri çalışmaları yapabileceği en azından çekirdek kadrolarının olabileceği derecede profesyonel kadrolarının oluşmasına ihtiyaç vardır. Bunun için de yasal düzenlemeler yaparak siyasi partilerin ekonomik açıdan olabildiğince Özgür kılınmasını sağlamak lazım. Yani bağışlara bağımlı kalmamaları lazım. Bu demokrasimizin adaletin gelişmesi bakımından da büyük önem arz etmektedir.

Soru: Sizce siyasi partilerin yapıları reforma ihtiyaç duyuyor mu?

Siyasi Partiler Yasası’nın değişmesi gerekir mi? Bence siyasi partiler reforma ihtiyaç duyuyor, yakın siyasi gelişmelere baktığımızda hemen hemen her partide temel sorunun parti içi hesaplaşmaların ve görüş farklılıklarının çoğu zaman kişisel mücadelelerin önüne geçerek parti sistemini işlemez hale getirmesidir Bu sorunun sadece UBP ye has olmadığı yakın zamanda mecliste temsil edilen partilerin çoğunda görülmüştür. Peki bu sorun nasıl aşılmalıdır esas problem bu Bu sorunun çözülmesi parti yetkili organlarının güçlendirilmesinden geçmektedir. Bu noktada parti meclislerine önemli görev düşmektedir Parti liderliklerinin çeşitli sebeplerle disipline sevk etmekten çekindiği, karşısına almaktan korktuğu için ses çıkaramadığı durumlarda PM devreye girmeli, kişisel kaprisleri ile partiye zarar veren kişileri ayıklamalıdır. Tabi bunun için pm geniş yetkilerle donatılmalı, üyeleri cesur ve kararlı olmaları ve en önemlisi ise bu vasıflara sahip olmayan kişilerin parti meclisinde yeri olmayacak mekanizmalar tesis edilmelidir. Siyasi partiler yasasının kesinlikle değişmesi gerektiği kanaatindeyim. Çünkü mevcut sistem sürdürülebilir bir yapıya haiz değildir. Artık ülkemizde her yıl seçim olması ve hükümetlerin istikrarsız yapısı ülkemizi kaosa sürüklemektedir. Kesinlikle reforma ihtiyaç vardır. Aslında ülkede birçok alanda reformlara ihtiyaç vardır ancak en öncelikli olarak; reformlara siyasi partiler yasasından başlanması gerekir. Neden? Çünkü biraz önce de dediğim gibi ülkeyi yönetecek olan siyasi partilerdir. Dolayısıyla önce reforma oradan başlayarak yönetme becerilerini ve yönetebilme verimliliklerini artırmak gerekir. Nasıl bir reform diye sorarsanız bu başlı başına bir çalışmadır kısaca özetlenebilecek bir çalışma değildir ama hedef ülke yönetimini olumlu etkilemeye yönelik siyasi partilerdeki verimliliğini artırmaya yönelik olmalıdır.

Soru: Halk ve siyaset arasındaki ilişkiyi nasıl değerlendiriyorsunuz?

Siyaset, Atatürk’ün de Halkçılık ilkesinde vurgulandığı şekliyle; halk için halk adına ülkeyi Cumhuriyet ile yöneten ülkelerin bu erki siyasi partilere verecek imkânı sağlamasıdır. Siyasetin temelinde halktan oy istemek vardır Maalesef bugün oy istenirken altı boş vaatler, seçim zamanı hatırlanan seçmenler, yalanla yürütülmek istenen kitleler vardır Bugün KKTC seçmeni dürüstlüğe ve temiz topluma hasret kalmıştır. Halkın siyasete inancı azalmıştır. Bunu aşmalıyız. Bu konuda parti disiplinine ve ilkeleri çerçevesinde bu zamana kadar sürdürdüğüm mücadeleyi partide yeni görevler verilirse yapacağıma olan inancım tamdır

Soru: Siyasetin şu anda içerisinde bulunduğu noktayı halk mı bu hale getirdi yoksa siyaset mi halkı bu hale getirdi?

Biraz önce de belirttiğim gibi siyaset bir metottur ve demokrasinin vaz geçilmez unsurudur Aslında kelime anlamıyla siyaset; devlet işlerini düzenleme ve yürütme sanatıyla ilgili özel görüş veya anlayış şeklidir. Maalesef içinde bulunduğumuz noktaya gelmemizin en büyük sebebi siyaset değil siyasetçilerdir Dünya konjonktürüne baktığımızda siyasetçinin en büyük özelliği halkı ikna edebilecek güvenilirliğinin olmasıdır. Bu toplum buna açtır. Halkı umutsuzluğa yönlendiren siyasiler yüzünden halk sorunlarını çözmek için siyaset dışı kurumlara ve kişilere yönelmektedir ki esas tehlikeli olan budur Küçük bir ada ülkesinde birbirinden farklı, bu kadar çeşitli, bu kadar komplike olayların yaşanması halkın siyasete olan inancını kaybetmesinden kaynaklanmaktadır. İlave olarak şunun da altını çizmeliyim ki ortalama bir buçuk yıl süren hükümetlerin iktidarları da halkı siyasetten soğutmaktadır

Soru: Siyasi partilerin şu anda örgütlenme şekli sizce yeterli midir? Neler yapılması lazım?

Sorun siyasi partilerin örgütlenme şeklinden çok bu partilerin mevcut yapılarını doğru yönlendirememelerinden kaynaklanmaktadır. Tüm siyasi partilerde; Ekonomik kalkınma çalışmaları yapabilecek veya yerel yönetimleri geliştirme çalışmaları yapabilecek veya emeklilerin yaşlılarımızın yaşam kalitelerini artırabilecek çalışmaları yapacak teknik ve detay çalışmaları yaparak iktidardaki elemanları bilgi ve proje bakımından arkadan besleyebilecek çalışmaları sağlayacak elemanlara bu elemanların olacağı örgütlenme yapısına ihtiyaç var. Bunun için de yapısal reforma ihtiyaç vardır. Konuya UBP açısından baktığımızda KKTC siyasetinde en küçük yerleşim birimine kadar giden örgütlenme yapısı ile tartışmasız en organize yapının UBP olduğunu söylemek abartı olmayacaktır. Bu yapı yeterlidir, Bu yapı güçlüdür, Ve en önemlisi bu yapı önemli konularda tek yürek olabilmektedir. Burada yapılması gereken şey ahenk birliği sağlanmadır. UBP’yi bir orkestra olarak düşünürsek “keman, piyano ve diğer müzik aletleri” aynı notayı aynı zamanda çalmalıdır. Bu da iyi bir orkestra şefi ile olur. Sorun orkestra değil, orkestra şefidir.

Soru: Bir önceki röportajınızda İskele ve Karpaz ile ilgili kalkınmaya önem vereceğinizi belirtmiştiniz. Neler yapılmalıdır?

Ben Büyükkonuklu olduğum için bölge halkının beklentilerini, kalp kırıklıklarını, yaşam tarzını daha iyi biliyorum. Bu nedenle İskele ve Karpaz bölgemiz için üzülerek belirtmek isterim ki uzun yıllar ihmal edilmiş yeterince önemsenmemiş ve hak ettiği kalkınmaya ulaşamamış bir bölgemizdir. Kalkınma derken yapılaşma veya yüksek binaların yapılmasından bahsetmiyorum. Karpaz bölgesi doğasının ön planda olduğu, kültürel yapısının ön planda olacağı şekilde ekonomik, sosyal ve eğitim açısından yatırımların yapılacağı kalkınmadan bahsediyorum. Yalnızca ana başlıklar konarak kalkınmayı bekleyemeyiz. Örneğin Büyükkonuk eko köy ilan edilmiştir. Veya Mehmetçik cittaslow dur ama bunların sürdürülebilmesi için gereklerini yerine getirmek lazımdır. Kalkınmayı projelendirme ve projeyi hayata geçirmek için iyi bir planlama yapmak lazım. Böylesi bir çalışmayla inanıyorum ki Karpaz Bölgesi, insanlarımızın göç ettiği değil, bilakis kalmak için can attığı bir bölge haline gelecek, hem de bununla birlikte ülke ekonomimize hatırı sayılır derecede katkı koyacaktır.