Avrupa Birliği ülkeleri, bahar aylarının yaklaşmasıyla birlikte yeni bir sığınmacı dalgasıyla karşı karşıya kalma korkusu yaşıyor. Paniğe kapılan Avrupa'da bazı ülkeler sınıra duvar örmeyi bile düşünüyor. AB sığınmacı sorununu çözebilmek için Türkiye ile yapılan anlaşmayı en  makul çözüm olarak görüyor.Geçtiğimiz yıl bahar aylarıyla birlikte yüz binlerce sığınmacının  Avrupa’ya yönelmesi üzerine hazırlıksız yakalanan AB çözüm arayışlarını da  hızlandırdı. AB düzeyinde soruna bir çözüm bulunamaması halinde Avrupa'da yeni  bir insanlık dramı yaşanmasından endişe ediliyor.

Almanya’nın öncülüğünde AB Komisyonu, 160 bin sığınmacının üye  ülkelere kota sistemine göre dağıtılması kararı aldı ancak sığınmacıların  hedefinde olmayan özellikle Slovakya, ÇEkcuhuriyeti, Polanya ve Maceristan bu  karara itiraz etti ve iptal edilmesi için Avrupa Adalet Divanı’na dava açtı. Bu  karar kapsamında şimdiye kadar sadece 583 sığınmacı yerleştirilebildi.
AB'nin, çözüm arayışları kapsamında,yunanistan ve İtalya’da olmak  üzere sığınmacıların kayıt altına alınacağı ve bakımlarının yapılacağı merkezler  kurulması hedefleniyor ancak hem bu ülkelerin itirazları nedeniyle hem de bu  merkezlerin de yeterli olmayacağı gerekçesiyle bu proje henüz hayata  geçirilemedi.
AB'nin en büyük umudu Türkiye
AB sığınmacı sorununu çözebilmek için Türkiye ile yapılan anlaşmayı en  makul çözüm olarak görüyor. Anlaşma, AB'nin yük paylaşımı kapsamında her yıl  Türkiye'den 250 bin sığınmacı alması, Suriyeli sığınmacılar için 3 milyar avro  yardımda bulunması, Ege Denizi'inde insan kaçakçılığının önlenmesi ve yasa dışı  yollarla Yunanistan'a ulaşan sığınmacıları geri iadesini öngörüyor. Ancak söz  konusu anlaşmanın uygulanmasında ortaya çıkan problemlerin çözülmesi amacıyla 18  Şubat’ta Bürikselde yapılması planlanan zirve, Ankara’da meydana gelen terör  saldırıları nedeniyle iptal edilmişti. Toplantının mart ayı başında yapılması  bekleniyor.
"Avrupa’ya aylık ulaşan sığınmacı sayısı yeniden 100-150 binlere  çıkabilir"
Düşünce kuruluşu Avrupa İstikrar İnisiyatifinin Kıdemli Analisti  Alexandra Stiglmayer, AA muhabirine yaptığı açıklamada, AB’nin Türkiye ile  işbirliği içinde yeni önlemler almadığı müddetçe, havaların ısınmasıyla birlikte  Avrupa’ya gelen sığınmacı sayısının artacağını söyledi. Ocak ayında 60 bin, Şubat  ayında ise 35 bin sığınmacının Yunan adalarına ulaştığını kaydeden Stiglyamer,  “Eğer bir an evvel daha fazla bir şeyler yapılmazsa, Avrupa’ya aylık ulaşan  sığınmacı sayısı yeniden 100-150 binlere çıkabilir” dedi.
AB’nin 160 bin sığınmacıyı üye ülkelere yerleştirme planının başarısız  olduğunu, başarılı olsa bile sığınmacı sayısını azaltmaya yetmeyeceğinin  anlaşıldığını kaydeden Stiglmayer, bazı AB üyeleri ve Balkan ülkelerinin  Makedonya-Yunanistan sınırına duvar örülmesi gibi tehlikeli düşünceler içerisine  girdiğini aktardı. Stiglmayer, “Sığınmacıların engellenmesi için duvar örülürse  ve güç kullanılırsa bu korkunç olur” ifadesini kullandı.
Sığınmacıların Avrupa’ya yeniden akın etmesi halinde aşırı sağcıların  güçlenebileceğine veya sığınmacıların sınırlarda engellenmesi halinde ise  insanlık dramları yaşanabileceğine dikkati çeken Stilmayer, “En iyi çözüm,  Türkiye ile yakın işbirliği içerisinde çalışmaktır” dedi.
Türkiye ile daha yakın işbirliğine gidilmediği müddetçe AB’nin yeni  krizle karşı karşıya kalacağına inandığını kaydeden Stiglmayer, sözlerini şöyle  sürdürdü:
“AB’nin istekliler koalisyonu ülkeleri, önemli sayıda sığınmacıyı yük  paylaşımı kapsamında almalı ve yerleştirmelidir. AB ayrıca Türkiye’ye verdiği  sözleri bir an evvel yerine getirmelidir. Bunun karşılığında Türkiye ise Yunan  adalarına ulaşan sığınmacıları geri almalıdır. Böylece bu rota sığınmacılar için  cazip olmaktan çıkacaktır. Yunan adalarına ulaşan sığınmacıların bir kaç gün  içinde Türkiye’ye geri gönderilmesi, sığınmacıların hayatlarını riske atmaması ve  paralarını insan kaçakçılarına kaptırmamaları anlamına gelir.”
Visegrad ülkeleri duvar istiyor
AB’nin açık kapı politikasını eleştiren Visegrad Grubu üyesi Polonya,  Macaristan, Çek Cumhuriyeti ve Slovakya, sığınmacıların hedefinde olmamalarına  rağmen büyük bir panik yaşıyor. Söz konusu ülkeler, savaştan kaçan sığınmacıların  ülkelerine girmelerini engellemenin yollarını arıyor. Visegrad Grubu, bahar ayı  gelmeden Makedonya ile Yunanistan sınırına duvar inşa edilmesini ve destek  amacıyla Makedonya’ya asker ve polis gönderilmesini savunuyor. Makedonya  sınırında insani kriz yaşanacağını ileri süren Almnyave Yunanistan ise AB'nin  temel ilkelerinden serbest dolaşımın askıya alınmasını istemiyor.
AB’nin bir çözüm bulamaması ve yeni sığınmacı dalgasıyla karşı karşıya  kalınacağı endişesi, rota üzerindeki ülkeleri eleştirilere rağmen önlemler almaya  yöneltti. Avusturya, sınırlardaki kontrolleri artırdı ve bazı noktalara tel örgü  inşa etmeye başladı. Avusturya Savunma Bakanlığı, olası bir sığınmacı akını  nedeniyle yaklaşık bin 500 asker, bir helikopter, 3 adet askeri nakil aracı ve 2  adet zırhlı personel taşıyıcıyı sınıra gönderdi. Yaklaşık 90 bin sığınmacının  bulunduğu Avusturya, en son geçtiğimiz hafta günlük sadece 80 sığınmacı kabul  etme kararı almış ve bu adıma AB’den sert eleştiriler yapılmıştı.
 Sığınmacıların Batı Avrupa'ya ulaşmak için geçiş noktası olarak  kullandığı Macaristan ise aldığı katı tedbirler ile sığınmacıların daha uzun ve  zor rotalara yönelmesine neden oldu. Güvenlik önlemlerini artıran Macaristan,  Sırbistan ve Hırvatisyan sınırlarını jiletli tel örgüyle kapatıp bu bölgelerde  olağanüstü hal ilan etti. Sınıra yüzlerce asker ve polis takviye eden Macar  hükümeti, yasa dışı yollarla sınırı geçmeye çalışanlara uygulanan cezaları da  arttırdı. Hükümet ayrıca ordunun sığınmacı krizine müdahalede bulunabilmesine  izin veren tezkereyi de kabul etti.
Budapeşte hükümeti, sığınmacıların Romanya üzerinden Macaristan’a  yönelmesi halinde Romanya sınırına da jiletli tel örgü çekeceğini  açıkladı. Macaristan-Romanya sınırını kapatmak için ön çalışmaların  tamamlandığını belirten Macaristan Başbakanı Viktor Orban,  “Bulgaristan-Yunanistan ve Makedonya-Yunanistan sınırlarında yeni bir savunma  hattı oluşturulmalı” dedi.
Domino etkisi korkusu
Avusturya ve Macaristan’ın aldığı önlemler, sığınmacıların kullandığı  rota üzerinde bulunan ülkeleri de endişelendiriyor. Özellikle Avusturya  hükümetinin aldığı önlemlerin domino etkisiyle Slovenya, Hırvatistan, Sırbistan  ve Makedonya tarafından uygulanması bekleniyor. Sığınmacıların koridor olarak  kullandığı ülkelerden özellikle Makedonya, sığınmacı akınına karşı Avrupa’nın  takınacağı tavrı bekliyor. Yunanistan sınırının kapatılmasına sıcak bakan  Makedonya, sığınmacılar için yeni kamplar inşa etmek istemiyor. Makedonya  Dışişleri Bakanı Nikola Poposki, ülkesinin sığınmacılar için park yeri  olmayacağını vurgulamıştı.
Birleşmiş Milletler Mülteci Yüksek Komiserliği (BMMYK) Makedonya  Temsilcisi Muhammed Arif, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Avusturya’nın  sınırlarını tamamen kapatması halinde Slovenya, Hırvatistan, Sırbistan ve  Makedonya’nın aynı politikalara yöneleceğini söyledi. Sığınmacı akınının  havaların ısınmasıyla birlikte yeniden başlayabileceğini ifade eden Arif,  "Sınırların tamamen kapatılması, sığınmacıların büyük acılar çekmesine neden  olacak" dedi.
Sığınmacı krizinde Türkiye’nin rolüne de değinen Arif, 2,5 milyon  sığınmacı kabul eden Türkiye’nin, bu insanları yerleştirilmesinde önemli bir rol  üstlendiğini ifade etti. AB ülkelerinin üzerine düşen sorumluluğu almaları  gerektiğini vurgulayan Arif, AB üyesi ülkelerin sadece hukuki anlamda değil,  ahlaki olarak da sığınmacılara yardım etme sorumluluğu taşıdığını vurguladı.
Sığınmacıları zor günler bekliyor
Sığınmacıların transit geçiş noktası olarak kullandığı Yunanistan ise  Makedonya ve Bulgaristansınırının kapatılması halinde binlerce sığınmacının  mahsur kalacağı konusunda uyarıyor. AB ülkeleri, Yunanistan’ı “sığınmacıları  kayıt altına almamak ve ekonomik göçmenleri engellememekle” itham ederken,  Yunanistan da AB ülkelerini sığınmacı kabulü konusunda verilen taahhütlerini  yerine getirmemekle suçluyor.
Türkiye ile varılan anlaşmaya ve kayıt merkezlerinin kurulmasına sıcak  bakan Yunanistan, sığınmacıların ya Avrupa’ya gitmelerine izin verilmesini, ya da  bir an evvel Türkiye’ye iade edilmesini savunuyor. Yunanistan, Schengen  anlaşmasının askıya alınmasına ve sınır kontrollerinin artırılmasına veya  sınırların kapatılmasına karşı çıkıyor. BM verilerine göre 2015 başından itibaren  Yunanistan’a ulaşan sığınmacı sayısı 955 bini aştı.