Levent Özadam - Mesaj Kutusu

[email protected]

Başbakan Yardımcısı Erhan Arıklı dün Radyo Vatan'ın konuğu oldu.

Gündem tabii ki ağırlıklı olarak hayat pahalılığı ve Kıb-Tek konusuydu.

Hayat pahalığı konusunda Arıklı, 'üreten değil tüketen bir toplumuz ve pandemi süreci sadece bizi değil tüm dünyayı olumsuz etkiledi' dedi.

Temel gıda maddelerinde fiyatların Türkiye ile hemen hemen aynı olduğunu da söyledi.

Aslında bu açıklama daha öncede tekrarlandı ve biraz tartışmalı.

Pahalılığı ensesinde yaşayan insanlara fiyatlar Türkiye ile aynı deyince sigortalar atıyor.

Vatandaş fiyatların Türkiye ile aynı olduğu konusunda aynı fikirde değil.

Bu noktada siyasilerin daha gerçekçi argümanlar ortaya koyması gerekiyor.

Öte yandan marketler arasındaki fiyat farkı konusunda biraz da hükümet ortaklarına serzenişte bulunarak serbest piyasa ekonomisindeki ısrarlı tutumun buna sebep olduğunu vurguluyor Bakan Arıklı.

Ve aslında bunu da eleştiriyor.

Arıklı hem hükümette hem de muhalefette gibi...

Hükümetin iyi icraatlarında yanında kötü icraatlarının karşında da sıkı bir muhalif.

Küçük nokta atışlarıyla kendini hükümetin kötü yönetimden sıyıran manevralar yapıyor.

Sonuç olarak pahalılık konusunda hükümetin ciddi bir adım atamadığını görüyoruz.

Bir çaresizlik havası esiyor.

Ama unutmayalım ki seçmen kaynamayan tencereye karşı hassastır, sabırsızdır ve acımasızdır.

***

Kıb-Tek konusunda Arıklı doğru bildiğini ısrarla söylemeye devam ediyor.

Bu işte büyük bir rant var diyor...

Rantçı çevreler de 'besleme basın' yoluyla üzerime geliyor diye isyan ediyor.

Akaryakıt konusunda spot alımların çok daha ekonomik olduğunu ve alınan akaryakıtın kalitesiz olduğuna dair iddiaların asılsız olduğunu söylüyor.

Kıb-Tek'e çöreklenmiş ihale mafyasının rant elde edemeyeceği için spot piyasadan akaryakıt almamıza karşı çıkıyor iddiasında bulunuyor Bakan Arıklı...

Elektriği 125 kuruşa mal ederken 95 kuruşa halka satıyoruz isyanında da bulunuyor Arıklı.

Üstüne üstülük zam da yapamıyoruz diyor...

Bakan Arıklı'nın tezine göre spot piyasadan akaryakıt alınmasıyla elektrik de pahalılık sorunu çözülecek, hatta kurum para kazanmaya bile başlayacak.

Arıklı, rantçı ihale mafyası ve bazı milletvekillerinin spot piyasadan akaryakıt alımına karşı çıkmasına isyan ediyor...

Kim bunlar diye sorunca da herkes biliyor bunları diyor.

İşte burası dananın kuyruğunun koptuğu yer.

Arıklı'nın elinde Kıb-Tek'i artıya bile geçirecek formül ve rantçıların bilgisi var.

Ama elle tutulur gözle görülür net bir sonuç yok.

***

İç siyaset konusuna gelince hükümet ortaklarıyla arasının çok da iyi olmadığını anlamak çok zor değil. Bunu demokratik bir tavır olarak değerlendirse de aslında ortaklarıyla bir çok konuda farklı düşünüyor.

Arıklı, ortaklarına bilirkişi edasıyla bakıyor.

Hatalarını söylüyor ve eleştiriyor.

Nisap sorunu konusunda Pazartesi bir sorun beklediğini de açıkça ifade ediyor.

İçinden kopan Millet partisi konusunda ise pek konuşmak istemiyor Arıklı.

Partiden ayrılan üye sayısı konunda ise çok daha düşük rakamlardan bahsediyor.

Arıklı, 122 kişi partimizden istifa etti ama 1200'ün üstünde yeni üyemiz var diyor.

Yani ilk seçimlerde YDP'nin bu kopmadan etkilenmeyeceğini düşünüyor ya da böyle bir algı yaratmak istiyor.

İçinden kopan parti konusunda çok mutlu olduğu tabi ki söylenemez...

Ama şunu unutmamalı hem YDP hem de Millet partisi bu ayrışmanın bedelini mutlaka ödeyecek...

Arıklı'nın biraz yorgun, kızgın ve bıkkın olduğunu gördük...

Özellikle Kıb-Tek konusunda umduğundan daha ciddi bir dirençle karşılaştığını itiraf ediyor.

Bu noktada direnci kırmanın yolu havada kalan soru işaretlerini ortadan kaldırmaktır.

Şimdi Arıklı'nın önünde iki seçenek var...

  1. bu rantçı tayfa ve kendi tabiriyle 'besleme basın'ın foyasını ortaya döküp konuyu hukuki boyuta taşıyarak sonuçlandıracak ya da iddiaları ve bildikleri havada kalacak.

Unutmayalım, insanlar denizdeki fırtınanın şiddetine bakmaz bununla ilgilenmezler, gemi limana ulaştı mı ulaşmadı mı ona bakarlar...

MESAJ KUTUSU

Sayın Suat GÜNSEL, yerel seçimlerde LTB Başkanı Mehmet Harmancı’ya karşı çok güçlü bir aday belirleyip destekleme kararı aldığınız konuşuluyor. Yani aradaki husumeti böyle siyasi ataklarla değil de oturup bir masa etrafında uzlaşarak temize çıkarmak daha doğru olmayacak mı?

Sayın Fikri ATAOĞLU, Cratos davasında mahkeme kararları uygulanmadığı için otel resmen büyük bir sessizliğe gömüldü. Ortaklar arasındaki uzlaşmayı da sağlamak size kalıyor, belli ki son ziyaretler de pek işe yaramamış!

Sayın Olgun AMCAOĞLU, seyreltişmiş eğitim yapan bazı okullarda öğleden sonra eğitim yapılmadığı için diğer okullar ile aralarında fırsat eşitsizliği yaratılıyor. Veliler bir an önce öğrendiler arasındaki eşitsizliğin giderilmesini istiyorlar!

Sayın Rifat GÜNAY, devlete ait bankalarda geri dönüşü olmayan batık krediler konusunda hazır tartışmalar yaşanmaya başlamışken bunların hepsini de mercek altına almanız gerekmiyor mu? En azından başlangıç olarak detaylı bir açıklama yapabilirsiniz!

Sayın Hasan BÜYÜKOĞLU, UBP’den Güzelyurt kontenjan adaylığınız tartışılmaya başlandı. Destek verenler vermeyenlerden biraz daha az gibi görülüyor. Nisap sağlayan bir vekil olarak ne isteseniz hakkınızdır pazarlıkları sıkı yapmakta yarar görüyoruz…

Sayın Ersan SANER, kurultay süreci ilerledikçe hayli zayıf olduğunuz Lefkoşa’da son günlerde ciddi bir kıpırdanma olduğu gözlemleniyormuş. Demek ki başkente biraz daha fazla ilgi ve alaka göstermek başarı şansınızı artıracaktır!

Sayın Mahmut ÖZÇINAR, yerel seçimlere artık az bir süre kala belediyeler reformunu teklif edip seçimleri erteleme girişiminiz fazla destek görmedi. Rakip adaylar bu kadar süredir aklınızın nerede olduğunu sormaya başladılar, hakları var değil mi?

Sayın Tahsin ERTUĞRULOĞLU, BM’den beklentisiz olmadığını açıkladınız ama işte o kurum olmadan da Kıbrıs sorununun çözümü için tek bir şans bile yok. Dünyaya açılmanın tek yolu BM’nin çatısı altında gerçekleşecek bir çözümdür, bunu artık kabul etmek gerek!

Sayın Mehmet HARMANCI, hangi kumar baronu medya yolu ile sizi yıpratmaya çalışıyor. İsim vererek açıklarsanız en azından tümünü zan altında bırakmamış olursunuz. Bu arada yapılan bir ankette zirvede olduğunuzu dulduk, ancak rehavete kapılmamak gerek zira paranın dini imanı yok!

Sayın Cengiz ÇOLİ, devletten uzun zamandır alacaklarını alamayanlar artık mahkeme süreci başlatmaya hazırlanıyorlar. Tamam kasada para yok ama madem ki ödemeler bu kadar gecikecekti niye insanlara iş verildi? Umarız daha fazla gecikip işletmeler batmadan bir formülünü bulursunuz…

Sayın Ali PİLLİ, Pazartesi günü yapılacak olan meclis oturumuna kızınızın İstanbul’daki okul kaydı nedeniyle sizin de katılmayacağınızı duyduk. Aile meseleleri her zaman memleket meselelerinin önünde yer alır değil mi?

Sayın Mehmet AKTUNÇ, akşam ki maç sözünü eşiniz izin vermediği için tutamadığınız konusunda söylentiler yapılıyor. Oysa ev sahibi misafirlere ikramda kusur etmedi, artık bir dahaki sefere inşallah…