“Dünyada 4 çeşit yalan vardır.

Siyah, pembe, beyaz ve istatistiksel yalanlar.”

İfade, Türkiye Üniversitelerinin birinde İstatistik bölümünde görev yapan bilim  insanlarından birine ait.

Ve yine bir seçim sürecine, Kıbrıs Türk kamuoyu anket savaşlarının gölgesinde giriyor.

Gelenek yine bozulmuyor.

Birbiri ile çelişen ve istatistiksel yalanlar ile süslenen bilimsel ! anketlerden her yanda.

Kim kime inanırsa, kim kimi tutarsa artık.

Herkes birbirini anketliyor.

Her seçim döneminin olmazsa olmazı Gezici Araştırma Şirketi ve diğerleri yine oyunda.

Anketleri kimler ısmarlıyor, nasıl ve neden yaptırıyor diye sorgulayan da yokken, Nasreddin hoca misali “ya tutarsa” diye sallayan çok.

Parayı veren de düdüğü çalıyor.

Anketlerden Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’yı önde gösterirken, bir diğeri Başbakan Ersin Tatar’ın seçim sonunda ipi göğüsleyeceğini iddia ediyor. 

Halkın iradesini hiçe saymaktan öte açıktan bir algı operasyonu ile halk iradesine müdahale etmekten kimsecikler çekinmiyor.

Ne de olsa, hesap soran da yok, sorgulayan da yok.

Adaylar da anket şirketlerinin önlerine koydukları istatistiksel yalanlarla rehavet içerisinde.

Kimseciklerin politika üretme, siyasete ve ülkeye dair yeni bir şeyler söyleme niyeti yok.

Ne de olsa anketlerde herkes birinci, herkes Cumhurbaşkanı.

Ve kimsenin zerre kadar da umurunda değil, Kıbrıs Türk halkının iradesine karşı yapılan müdahaleden öte olan saygısızlığı.

Sanki “görünmeyen bir el” Kıbrıs Türk’üne nasıl karar vereceğini, nasıl düşüneceğini, neden ve kime oy vereceğini öğretmek istiyor.

Gizli bir kaynaktan yapılan ve toplum üzerinde psikolojik tahribatı amaç edinen “kara propaganda”dan daha vahim ve daha düşündürücü anket savaşları gölgesinde tüm yaşananlar.

Ve yaşanacaklar, elbette.

Bir sonraki aşamada, adaylar birbirlerinin anket şirketlerini kötüleyerek propagandalarını sürdürecekler.

Anketleri kimlerin yaptığı ve kimler tarafından yaptırıldığı deşifre edilecek, sonrasında.

Ve sonrasında, önceki seçimlerde anket şirketlerinin ortaya koyduğu istatistiksel verilerin nasıl doğru çıkmadığı anlatılmaya başlanacak, Kıbrıs Türk kamuoyuna.

Üçüncü eller, sosyal medya üzerinden algı oluşturmak için, devreye sokulacak.

Bu mudur peki yaşanması gereken?

Sorgulanmazsa, şeffaflık istenmezse az bile yaşanılan, Kıbrıs Türk’üne yaşatılan.

Nasıl oluyor da kazanması muhtemel iki aday farklı anketlerde hatırı sayılır bir fark ile seçimi kazanacağı sonucu ortaya çıkıyor veya çıkarılıyor diye sorgulayan yok.

Eğer adaylar böylesi algı yönetimlerinden medet umarak anket rezaletine göz yumuyorsa, eğer halk da iradesine yapılmaya çalışılan yönlendirmeye aldırmıyorsa, görev Kıbrıs Türk medyasına düşmekte.

Kamu çıkarı için, anketlerin bir tanesine bile itibar etmeyerek, haber yapılmasın, sosyal medya veya gazete sayfaları ile haber bültenlerinde yer verilmesin, anket sonuçlarına.

Çünkü Kıbrıs Türk toplumunu kandırmaya kimsenin hakkı yoktur, olmamalı.

Kıbrıs Türk’ü, bugüne kadar kendine yalan söyleyenlerden çekti.

Gün geldi vatan, bayrak ve Devlet öğesi oldu yalanın, kimi zaman da barış, çözüm, birleşme ifadeleri nasibini aldı yalandan.

Ama en çok da Kıbrıs Türk’ünün yüreği ve vicdanı yara aldı, yalanlardan.

Ve 2020 Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi, aday olanlar anketleri bir kenara bırakarak anlatmalı Kıbrıs Türkü’ne 2020 sonrasını.

Ve yine yeni bir seçim öncesi olması gerekeni gölgede bırakıyor, anket savaşları üzerinden yaşanmaya başlananlar.

Ve gelenek yine bozulmuyor.

Yine ve yeni bir seçim sürecine, Kıbrıs Türk kamuoyu anket savaşlarının gölgesinde giriyor.

“Dünyada 4 çeşit yalan vardır.

Siyah, pembe, beyaz ve istatistiksel yalanlar.”