İş insanı Bulut Akacan’ın yargılandığı süreçte yayın hayatına geçirdiği Haberci isimli gazetesinde, “Yargıya siyaset karıştı” ve “Facebook Hakimleri” başlıklarıyla manşetten verdiği haberler yargıyı oldukça rahatsız etti.

   Gazetenin söz konusu manşetleri yargıçlar, savcılar ve avukatlar arasında ‘yargıya müdahale’ olarak değerlendirilip rahatsızlık yaratırken, Hukuk Dairesi Başsavcılık da yargıyı hedef alan söz konusu manşetler konusunda düğmeye bastı.

   KKTC Başsavcılığı, bünyesi içerisinde görevlendirdiği bir ekiple, ilgili manşetlerin yanı sıra gazetenin diğer haber ve yazılarını da mercek altına aldı ve gazeteye 9/1976 Mahkemeler Yasası’nın 52. Maddesi’nin c bendi ve diğer yasalar altında dava dosyalamak için çalışma başlattı.

   Özellikle “Yargıya siyaset karıştı” başlıklı manşetin içeriğinde haberi destekleyen bir detay içermemesi dikkat çekti.

   Haberlerin yayınlandığı günlerde Haberci gazetesinin onlarca nüshasının Lefkoşa Mahkemeleri avlusuna getirilip, banklara bırakılmış olması da, yargı çevreleri tarafından ‘yargıya mesaj verilmeye çalışılıyor’ olarak nitelendirildi.

   Davası Girne Ağır Ceza Mahkemesi’ne sevk edilen ve alt mahkemede yargılanmak için istinafa başvurup, kararın beklendiği günlerde Bulut Akacan’ın yeni açtığı gazetesinde bu tür yayınlar yapması ve gazetelerin söz konusu manşetlerin atıldığı gün mahkemelerin avlusuna bırakılması, hukuk camiasında ciddi rahatsızlık yarattı.

“Haberler mahkemeye ciddi haksızlık içeriyor”

   Hukukçular, Ağır Ceza Mahkemelerinin huzurlarında görülen davalarda, suçlanan kişi aleyhine getirilen davaları kabul etse dahi, hem emsal teşkil eden kararları inceleyerek hem de sanığın kişisel durumu dahil tüm detayları mercek altına alarak, kararlarını yazmalarının günlerce sürdüğüne işaret etti.

   Hukukçular, Ağır Ceza Mahkemeleri’nin gündemlerindeki tüm davalarda, en adil kararı verebilmek adına Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Avrupa İnsan Hakları Sözleşmelerine atıfta bulunduğuna dikkat çekti.

   Ağır Ceza Mahkemeleri’nin ceza takdir ederken, sosyal yarar ve cezalandırma hedefi olan faydayı sağlayacak şekilde denge kurmak için “çağdaş cezalandırma ilkelerinden” yararlandığına işaret eden hukukçular, kamu yararının korunması, bununla birlikte kesilen cezanın sanığa ve başkalarına ibret verici olması gerektiğinin hemen hemen her kararda vurgulanarak, bu ilkelerden yararlanıldığının altını çizdi.

   Hukukçular, mahkemenin her kararında, yargılanan kişiye ceza takdiri yaparken, sosyal medyada insanların tepkilerinden etkilenmesinin mümkün olmadığına işaret etti.

   Mahkemenin her kararında, çağdaş cezalandırma ilkelerinden (“Kamu yararını korumak”, “Bununla kesilen cezanın sanığa ve başkalarına ibret verici nitelikte olması amaçlanır”, “Suçun nasıl ve hangi koşullarda işlendiği dikkate alınarak, suçun vahameti ile ceza arasında bir orantı kurulmasına özen gösterilir”, “Tespit edilecek ceza, sanığın ıslahını ve topluma yararlı bir insan olarak dönmesini sağlayacak nitelikte olmalıdır”, “Ceza tespit edilirken sanığın geçmişi, karakteri, sosyal şahsiyeti, kesilecek cezanın yardımına muhtaç kişiler üzerinde yapacağı olumsuz etki değerlendirilmelidir”, “Her davanın kendine özgü koşulları içinde, cezalandırmaya etki yapabilecek faktörler dikkate alınmalıdır ”) yararlandığına dikkat çekildi.

Kaynak: Kıbrıs Gazetesi