Hemen her ülkede bilim merkezleri var.

Bilimin hemen her alanı ile ilgili deney ve sergi salonlarına sahipler. Bir de bilim atölyelerine.

Deney ve sergi salonları size dünyanı unutturuyor. İnsanlığın hangi yollardan geçerek günümüze geldiği ve gelecekte nelere tanıklık edebileceğimizi gözler önüne seriyor.

Bilimsel atölyelerde ise, çocuklar ve gençlerin gözlerinden meraklı ve ‘’bilgiye aç’’ bakışlar ile yanaklarından ‘’gerçeği öğrenme’’ gülücükleri ise hiç eksik olmuyor.

Türkiye’de sayıları 10’u geçti.

Konya’daki Türkiye’nin en büyüğü.

KKTC’den de okullar gezi düzenliyor.

Ülkemizde bilim merkezi yok.

Güney’de de yok.

Ülkemizde kreşler var, devlete ve özele ait okullar var, üniversiteler var.

Bilim ne kadar var cesurca tartışan yok.

Ülkemizdeki üniversite ve akademisyen sayısı ile bilimsel verimliliğin pek de paralel gittiği söylenemez.

Dış gözle ülkemize bakılacak olursa, o kadar üniversitenin ve bilim insanının içerisinde birçok patent, dünya bilimine yön veren bilimsel araştırmalar olmasını bekleriz. Emekleri ile bir şeyler yapmaya çalışan akademisyenlerimizi ayrı tutacak olursak, bilim karnemizin ne olduğunu herkes kendi değerlendirebilir.

Nitekim, Koronavirüs pandemisinde de bilimsel kurullara boğulmamız ama bilime ters kararlarımız da sanki bunun ispatı gibi.

İşte böyle bir ortamda, ‘’Ah bir bilim merkezimi olsa’’ diyesi geliyor insanın.

Çocuklarımız, gençlerimiz deneyler yapsa.

Bize ezberletilenleri değil, neden-sonuç ilişkilerinin ortaya koyduklarını öğrenseler.

Büyüklerinin yaptıkları gibi deneme-yanılma yöntemi ile değil, deney yapıp doğruyu bulma yöntemi ile ilerlemeyi öğrenseler.

Genleri, virüsleri öğrenseler; öğrenseler de onlar da yön verebilseler kaderlerine!

Manüplasyonlarla değil, analitik düşünmeyi öğrenseler.

Soru sorsalar, cevaplarını kendileri arasa.

İster yüz yüze, sterse uzaktan olsun, bilim hep yanlarında olsa.

An bir bilim merkezimiz olsa!

Çocuklarımız, gençlerimiz Dereboyu’nda harcadıkları zamanın onda birini burada geçirse.

Karınlarından çok aç olanın aslında dimağları olduğunu anlayabilseler.

Tanınmışlığın markalı-modelli yaşamakla değil, bilim üretmekle olabileceğini kavratabilsek onlara.

Ah bir bilim merkezimiz olsa!

İlkokula kadar inen madde kullanım yaşına kadar inmeyi başarsa bilim merağı.

Söndürdüğümüz hayatları yeniden aydınlatabilsek bilimin ışığı ile.

An bir bilim merkezimiz olsa!

Bill Gates’lerin, Elon Musk’ların çocuklarımızın kaderlerini yönlendirdiği bu dünyada,

‘’Durun, biz de varız.’’ demek adına yola çıkılsa…

İletişim: 0542-8529899