Toplumsal duyarlılık ve sosyal farkındalığın urubu yok, iş çevrelerinde.

Keza, ekonomi dünyasına yön verenler Kovid-19 salgını karşısında en üst düzeyde tedbirler ile fildişi kulelerde yaşamlarını sürdüredursunlar toplum sağlığının önemsediklerine dair en ufak bir hareket de ortaya koymuyorlar.

Varsa yoksa ekonomik kaygılar.

Ve zarar/kar muhasebesi ile Kovid-19 salgınını yorumlayarak tam kapanma veya kapanmanın uzatılması tartışmalarında da UBP-YDP-DP Hükümetine baskı yaparak taraf olmaktan da geri durmuyorlar.

İş dünyası ve ekonominin kanaat önderlerinin Kovid-19 salgını ile mücadele karşısında iyi bir sınav veremediği gün gibi ortada.

Peki, Başbakan Ersan Saner ve kabinesi iyi bir sınav veriyor mu artan veya azalmayan Kovid-19 vakaları karşısında?

Yaklaşık 1 aydır kapanma veya kapanmanın uzatılması ekseninde devam eden kısır tartışmalara bakıldığında Ersan Saner Hükümetinin de iş çevreleri gibi Kovid-19 ile toplum sağlığı odaklı mücadelede iyi bir sınav vermediği ortada.

Kapanma tartışmaları üzerinden “siyasetin çirkin yüzü”nü izliyor, Kıbrıs Türk toplumu.

Kovid-19 salgını ile mücadelenin başladığı günden bugüne iktidar olan UBP-HP ve UBP-YDP-DP Hükümetlerinin de birbirinden farkı yok aslında.

Dün, Sağlık Bakanı Dr. Ali Pilli’nin aylar önce kısmi kapanma önerisi dikkate alınsaydı eğer, bugün artan veya bir türlü azalmayan vakalar karşısında tam kapanma ve tam kapanmanın uzatılması tartışmalarının da yapılmayacağı acı da olsa gerçek.

Dün, Sağlık Bakanı Dr. Ali Pilli’yi linç edenler, bugün kapanmanın uzatılması önerisi karşısında da yine toplum sağlığını hiçe sayarak iş dünyası ile birlikte hareket etmenin kılıflarını hazırlamaya başladılar.

Görünen köyün kılavuz istemediği gibi apaçık ortada toplum sağlığı için tam kapanmanın uzatılması gerekliliği.

Nedeni ise yine apaçık ortada.

Vakalar azalmıyor.

Toplum sağlığını düşünmemeniz bir yana, ekonominin çarklarının tam dönmesi yani ülkenin iki ana lokomotif sektörü olan turizm ve yükseköğretimde normalleşmenin başlaması için bugünlerde kapanarak vaka artışını ve bulaşı minimize etmemiz gerektiğini de görememenizi anlamak mümkün değil.

Başbakan Ersan Saner ise ya yanlış yönlendirilerek kişisel husumetlere ve politik hırslara alet ediliyor ya da kabine değişikliği konusunda zamanlama hatası yapıyor.

Böylesi bir dönemde Sağlık bakanı Dr. Ali Pilli’nin görevden alınmasının sonuçlarını tüm yönleri ile düşünmek zorunda, Başbakan Ersan Saner.

Kabine üyeleri arasında anlaşmazlık, uyumlu çalışamama veya parti içi dengeler gibi nedenlerle elbette kabine değişikliğinin olması demokrasinin bir gereği olabilir ancak içerisinden geçtiğimiz olağanüstü böylesi bir dönemde sırf toplum sağlığını korumak ve bulaşı kontrol altına alma gailesi ile kapanmanın uzatılmasında direnen Sağlık bakanını görevden almanın hiçbir izahatı olamaz.

Özel aşı tartışmaları ise konunun ayrı ve üzerinde durulması gereken diğer yanı.

Kaotik ortam içerisinde de kabine dışında kalanların kendilerini yeniden oyuna sokma hamleleri ve böylesi hamlelere de muhalefet partilerinin küçük olanı içerisinden destek atılması ise halef-selefin birbirine desteğinden öte oynanan oyunun çok da küçük ve tek yönlü olmadığını da deşifre etmekte.

Hükümete dönecek olursak Sağlık bakanlığının verilerine inanmamak ve güvenmemek ise başlı başına talihsiz bir açıklama.

Başbakan Ersan Saner kabine değişikliğine elbette gidebilir ama nedeni bu olmamalı.

Nedeni Sağlık bakanlığının 15 gün daha kapanma talebinden geri adım atmaması olmamalı.

Nasıl ki 15 gün kimse açlıktan ölmez diye büyük laf ederek Kovid-19 mücadelesine kar/zarar muhasebesi ile anlam yükleyenlere de 15 günde kimsenin batmayacağının da Hükümet tarafından cesurca artık anlatılması gerek.

Toplumun sağlığını korumanın öncelikli hedef olduğunu da kamu vicdanına kanıtlamak zorunda, Başbakan Ersan Saner ve kabinesi.

Ancak Başbakan Ersan Saner ve kabinenin Sağlık bakanı Dr. Ali Pilli hariç diğer üyeleri “hodri medyan” diyemiyor.

Diyemiyor Hükümet olanlar, tehdit ortadan kalktığından ay sonuna kadar kapanmanın uzatılmasına gerek yok ve eğer bulaş ve vakalarda artış devam ederse veya anlamlı bir azalma olmazsa istifa edeceğimizi taahhüt ediyoruz.

Ersan Saner Hükümetine soruyoruz; 15 gün daha kapanmaya gerek yok kararı almanız ve vaka sayılarında anlamlı gerilemeler olmaması halinde top yekün istifa etmeye söz veriyor musunuz?

Toplumsal barış ve toplum vicdanının daha çok yara almaması için de Kovid-19 ile mücadelede ana motivasyonun toplum sağlığı olduğunu da artık kanıtlamak zorunda, UBP-YDP-DP Hükümeti.

Bir toplum ve ülke ekonomisinin tam kurtulması için 15 gün daha kapanmanın şart olduğunu da artık kabul etmek zorunda, Başbakan Ersan Saner ve Hükümeti.

Hal böyle iken kapanmanın uzatılmaması toplumu ölümün kıyısına itmek, kabine değişikliği ise toplum vicdanında Başbakan Ersan Saner ve kabinesi için ise siyasi intihar olur.