2021 MALİ YILI BÜTÇE YASA TASARISI MECLİS’TE

Cumhuriyet Meclisi, bütçe görüşmeleri çerçevesinde ele aldığı, 50 Milyon 100 bin 100 TL olarak öngörülen Cumhurbaşkanlığı bütçesini oy çokluğuyla kabul etti.  

HASİPOĞLU

Cumhurbaşkanlığı bütçesinin ele alınması sırasında söz alan UBP Milletvekili Oğuzhan Hasipoğlu, Kıbrıs konusunda şimdiki hükümet sayesinde de bir pozisyon değişikliğinin söz konusu olduğunu belirterek,  yıllardır devam eden müzakerelerin aynı şekilde devam edemeyeceğini söyledi.  

Hasipoğlu, Kıbrıs Rum Yönetimi’nin ada etrafındaki zenginliği ve yönetimini, Kıbrıslı Türklerle paylaşmak istememesi sebebiyle pozisyon değişikliğine gidilmesinin sadece şimdiki hükümet döneminde değil, bir önceki hükümet döneminde de düşünüldüğünü kaydetti.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın ortaya koyduğu fikirleri yürütmeye çalıştığını ve BM’ye Kıbrıslı Türklerin düşüncesinin anlatılmaya başlandığını aktaran Hasipoğlu, önümüzdeki ay yapılması planlanan 5 artı BM  görüşmesinde de ortak bir zemin olup olmadığının sorgulanacağını dile getirdi.

Mehmet Ali Talat ve Mustafa Akıncı’nın cumhurbaşkanlıkları  dönemlerinde yürütülen müzakerelere de değinen Hasipoğlu, federasyon görüşmelerinde sürecin tüketildiğine inandıklarını ifade etti.

Görüşmelerin 3 çökme noktasına değinen Hasipoğlu, Rum tarafının bir çözüme ihtiyacı olmadığını, Rum tarafını rahatsız edecek politikalar yürütülmesi gerektiğini, Doğu Akdeniz’deki ısrarlı tutumun da bunlardan biri olduğunu belirtti.

Kıbrıs Türklerinin Türkiye ile kendi deniz yetki alanlarını belirlediğini, denizlerdeki egemenlik haklarından ödün verecek bir pozisyona girilmeyeceğini vurgulayan Hasipoğlu, son BM raporuna da atıfta bulunarak, federasyon modelinin çözüm modeli olacağından bahsedilmediğine dikkat çekti.

Beş artı bir toplantısının çok önemli olduğunu, buna çok iyi hazırlanılması gerektiğini, siyasi partilerle toplantı yapılması, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın Meclis’i bilgilendirmesi gerektiğini dile getiren Oğuzhan Hasipoğlu, diğer siyasi partilerle her ne kadar farklı görüşler olsa da, ortak hedefin   Kıbrıslı Türklerinin uluslararası alanda hak ettiği yeri alması olduğunu vurguladı.

Maraş konusuna da değinen Hasipoğlu, Maraş konusunda yanlış bir hamle yapılmadığını, Taşınmaz Mal Komisyonu’nun vereceği kararlara göre Maraş’ın eski sahiplerine iadesinin gerçekleştirileceğini belirtti.

Ucu açık müzakere sürecinin devam edilmemesi düşüncesine kendisinin de katıldığını belirten Hasipoğlu, federasyon sürecinin çoktan tüketilmiş olduğu düşüncesini yineledi.

Görüşmelerin 11 Şubat 2014 çerçeve belgesi üzerinden devamını kabul etmediklerini vurgulayan Hasipoğlu, iki toplumlu, iki devletli bir çözüme şans verilmesi gerektiğini kaydetti.

ÇELER

TDP Milletvekili Zeki Çeler de, düşüncelerin ne kadar hayat bulacağından şüpheleri olduğunu ifade ederek, Rum tarafının eline altın tepsiyle büyük fırsatlar verildiğini savundu.

Çeler, esas atılması gereken son adımın, ucu açık olmayan bir federasyon görüşmesi olduğunu söyledi.

Federal çözümü ileri götürmemek için uğraş veren Kıbrıslı Rumlara, iki devletli bir çözüm isteyerek, fırsat verildiğini savunan Çeler, bu konun daha detaylı ve doğru konuşulması,  gerçek bir stratejiyle adım atılması gerektiğini kaydetti.

Ada içinde bölünmüş kopmuş, neredeyse bir birine düşmanlık duyan bir yapıya bürünüldüğünü, bu konuda Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’a büyük görevler düştüğünü ifade eden Çeler, bundan önceki 4 Cumhurbaşkanı döneminde bunların hiç yaşanmadığını ileri sürdü.

Federal çözümün 50 yıldır görüşülmediğini, federal çözümün Mehmet Ali Talat döneminde görüşülmeye başlandığını anımsatan Çeler, bu konuda yapıcı politikaların yürütülmesi gerektiğini söyledi.

DENKTAŞ

DP Milletvekili Serdar Denktaş da, çok ayrı zannedilen sağ, sol düşüncelerin artık çok yakınlaştığını ifade ederek, ekonomik yaklaşımlar olduğunu kaydetti.

Bugün hala 1974 öncesinde yaşanan düşmanlık konseptine sarılmış şekilde politika yapıldığını, ancak artık dünyanın değiştiğini geliştiğini vurgulayan Denktaş, “1974’te garanti ve ittifak anlaşmaları nedeniyle Türkiye buraya gelemeseydi, belki Kıbrıs sorunu diye bir şey kalmayacaktı. Ama 1974’ten bugüne de çok uzun yıllar geçti “ dedi.

O günden bu yana sürdürülen görüşmelere değinen Denktaş, federasyon görüşmelerinde bugüne kadar iki tarafın fikirlerinin hiçbir zaman örtüşmediğini söyledi.

Önemli birkaç safa geçirildiğine değinen Denktaş, bunlardan birinin tek taraflı kapıların açılması olduğunu, o tek taraflı adımın bile Kıbrıslı Türklere önemli bir kazanım sağladığını kaydetti.

Denktaş, bunlardan bir diğerinin Kıbrıslı Türklerin Annan Planı’nı kabulü olduğuna dikkat çekerek, burada yapılması gereken en önemli şeyin Kıbrıslı Türklerin haklılıklarını dünyaya anlatabilmesi olduğunu, ancak bunun başarılamadığını söyledi.

“Rum düşmandır, Rum’a karşı düşmanlık beslemeliyiz” düşüncesinden vazgeçilmesi gerektiğini, şimdi diplomasi dönemi olduğunu vurgulayan Denktaş, beş artı bir görüşmeye gidilmeden önce her türlü diplomatik girişimin yapılması gerektiğini, bu konuda da hep birlikte hareket edilmesi gerektiğini söyledi.

“Devlet ve egemenlik bizim içindir, birine karşı kullanmak için değildir” diye konuşan Serdar Denktaş, bunun sağlanamaması halinde hiçbir yere varılamayacağını kaydetti.

Denktaş, iki farklı düşünceden olan Kıbrıslı Türkleri ortak bir noktaya getirme konusunda Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’a çok önemli bir görev düştüğünü ifade ederek, 1974’ten sona “ya taksim, ya ölüm” düşüncesinin tarihte, geçmişte kaldığını, geride kalmamış tek şeyin ise KKTC olduğunu, buna sahip çıkılması gerektiğini kaydetti.

Adım adım bir çözüme ilerlenmesi gerektiğini, ilk adımdan  başlanırsa ve eğer bu işliyorsa gelecek jenerasyonların  sonraki adımı atacaklarını ifade eden Denktaş, bunun için de yapılması gereken ilk şeyin Kıbrıs Türk halkının egemen bir devlet olduğunu dünyaya anlatması olduğunu vurguladı.

Denktaş, “Dünya bizi izliyor ve kendi kendimize sahip çıkabilme yeteneğimizi yokluyor, göstermek zorundayız”  dedi.

Ülkedeki ayrımcılığın artık bitirilmesi gerektiğini, vatandaşların kökeninin tartışılmaması gerektiğini vurgulayan Denktaş, bu düşüncenin ülke vatandaşlarını bir birine düşürdüğünü, siyaseten bunu istismar edenler olduğunu, bunun bir son bulması gerektiğini kaydetti.

Serdar Denktaş, eğer iki toplumlu, iki devletli bir çözüm için uğraşılacaksa, Kıbrıs Türk milletinin bu ülkenin vatandaşlarından oluştuğunun gösterilmesi gerektiğini vurguladı.  

Denktaş, bütçesine olumlu oy vererek, dünyaya “Biz varız tanımasanız da varız, ayrı bir demokrasi, ayrı bir halkız” mesajı verilmesini de istedi.

MANAVOĞLU

HP Milletvekili Gülşah Sanver Manavoğlu da, bütçe komitesinde HP’nin bir önerisi olduğunu ve reddedildiğini anımsatarak, Cumhurbaşkanlığı bütçesinde herhangi bir kritere bağlı olmadan kullanılan iki kalemin, Acil Afet Fonu olarak İçişleri Bakanlığı’na aktarılmasını istediklerini, ancak bunun kabul edilmediğini kaydetti.

Manavoğlu, bunun reddedilmesi nedeniyle HP’nin Cumhurbaşkanlığı bütçesine oyunun ret olacağını söyledi.

ARIKLI

Başbakan Yardımcısı, Ekonomi ve Enerji Bakanı, YDP Genel Başkanı Erhan Arıklı da, KKTC’de yaşayan Türklerin kim olduğunu anlamak için Kıbrıs Cumhuriyeti anayasasına bakmak gerektiğini söyledi.

Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası’nın nasıl tanımladığını aktaran Arıklı, bugünkü konuşmalarda iki devletli çözüme Kosova modelini örnek olarak gösterdiklerini, ancak bir çok milletvekilinin buna karşı çıktığını, ancak bu modelin Kıbrıs için önerdikleri modele bire bir uyduğunu dile getirdi. 

“KKTC siz kabul etseniz de etmeseniz de tanınacak” diyen Arıklı, konuşmasını “KKTC size rağmen yaşayacak” ifadeleriyle sonlandırdı.

DENKTAŞ

Yeniden söz alan Serdar Denktaş, artık sloganları bırakmak gerektiğini söyledi.

Dünyadaki örneklerinden farklı olarak, Kıbrıs’ın kendine has bir durumunun söz konusu olduğunu ifade eden Denktaş, Kıbrıslı Türklerin kendi devletini kurduğunun unutulmaması gerektiğini kaydetti.

Serdar Denktaş, Kıbrıslı Türklerin içinde birlik olduğunun, Rumlara ve dünyaya gösterilmesi gerektiğini vurguladı.

Denktaş’ın konuşması ardından, 50 Milyon 100 bin 100 TL olarak öngörülen Cumhurbaşkanlığı bütçesi oylanarak, oy çokluğuyla kabul edildi.

Meclis Genel Kurulu’nda daha sonra 47 Milyon 765 Bin 700 TL olarak öngörülen Cumhuriyet Meclisi bütçesi ele alınmaya başlandı.