CESF: “ARA BÖLGE, VAHŞİ YAŞAM KORİDORU… BARIŞ PARKINA DÖNÜŞTÜRÜLSÜN”

Kıbrıs Çevre  Paydaşları Formu (CESF),  Ara Bölge’nin “barış parkı”na dönüştürülmesi için çağrı yaptı.

İki toplumlu Kıbrıs Çevre  Paydaşları Formu (CESF),  4 Aralık Vahşi Yaşamı Koruma Günü dolayısıyla Türkçe, İngilizce ve Rumca olmak üzere 3 dilde bildiri yayınladı.

Forum adına Doğan Sahir imzasıyla yayınlanan bildiriye göre, seneler süren CESF ile bağlantılı akademik araştırmalar, ara bölgenin Kıbrıs muflonu gibi simgesel memeli hayvanları da içeren sayısız flora ve fauna türlerini barındıran “de facto bir vahşi yaşam cenneti” olduğunu ortaya çıkardı.

Açıklamada, 6 Aralık’ta Ledra Palace karşısındaki Home for Corporation binasında Kıbrıs’taki biyolojik çeşitlilik temalı fotoğraf sergisi düzenleneceği de belirtildi ve  şunlar kaydedildi:

“Doğa ‘Yeşil Hat’ olarak da bilinen Ara Bölge’ye tutunmuş, bu bölge doğal yaşam alanı kayıplarına ve Kıbrıs’ın eşsiz vahşi yaşamına tehdit oluşturan unsurlara karşı güvenli, cennet gibi bir sığınak sağlamıştır. Bununla birlikte ada alanının yüzde 3’ünü kaplayan Ara Bölge kontrolsüz, söndürülmesi güç yangınlardan, yasadışı ve izinsiz avlanmaya kadar çok sayıda tehditle karşı karşıyadır. Bundan dolayı CESF iki topluma da, kaynakların Ara Bölge’de avlanma konusundaki mevcut yasakların güçlendirilmesi yönünde kullanılması için çağrıda bulunur ve kıdemli arabulucuların barış görüşmelerinde, bölgenin barış parkına dönüştürülmesi konusunu göz önünde bulundurmalarını teşvik eder.

Şöyle ki; Kıbrıs sorununa bir çözüm bulunması durumunda, bu alanda doğal çevre ile uyumlu olarak ortak eko-turizm ile iki taraf arasındaki çevre dostu aktiviteler ve insani gelişmeler gerçekleşebilecek. Böylece kurulduktan sonra Yeşil Hat adanın nerdeyse bir ucundan diğer ucuna uzanan, eşsiz bir vahşi yaşam koridoru sağlayan bir alan olarak doğru sebeplerle anılıyor olacaktır.”

Vahşi Yaşam Koruma Günü’nün amacının, nesli tehlikede olan türlerin korunmasını ve himayesini tanıtarak desteklemek; vahşi yaşam, izinsiz avlanma ve ticaretinin güvenlik, ekonomik ve çevresel etkileri konusunda farkındalığı artırmak; tüketiciyi talebinden vazgeçirmek ve vatandaşlar, aktivistler, özel şirketler ile hükümetlerin uğraşlarını öne çıkararak kanunsuz vahşi yaşam ticaretini sonlandırmak olduğu belirtildi.

(ÖK/GUR)