GEZİ OLAYLARI YARATILMAYA ÇALIŞIYOR
GÜVEN ARIKLI: “ŞU KRİTİK GÜNLERDE MİLLİ DEĞERLERE SAHİP ÇIKILMASI GEREKİR”
Türk Birliği Dayanışma Derneği Başkanı Yard. Doç. Dr. Güven Arıklı, Kıbrıs müzakerelerinin tekrardan başlayabileceği bir ortamda, siyasi partileri, kurum kuruluşları, vatandaşları, sağduyuya çağırarak, “Kimse içte bir kaos ortamı yaratmaya çalışmasın. Sendika da bizim, devlet de bizim, millet de bizim, hükümette bizim, öğrenciler de bizim. Lütfen kimse bizi birbirimize düşürmesin, Ülkemizi bölmeye çalışmasın. Çok şükür ülkemizde güven ve demokratik ortam var” dedi.
Türk Birliği Dayanışma Derneği Başkanı Yard. Doç. Dr. Arıklı, Radyo Güven’de yayınlanan Mercek Altında programında yaptığı açıklamada, Değirmenlik-Girne dağ yolundaki trafik kazasında hayatını kaybeden öğrencilerin acısını yaşayan çocukları anladığını, ancak bu çocukları kullanarak Başbakanlık önünde yapılan eylemin şeklini değiştirip içte bir kaos ortamı yaratılmaya çalışılmasını doğru bulmadığını kaydetti. Arıklı, içte yaratılmaya çalışılan bu tür provokasyon olayların Kıbrıs müzakerelerine de zarar verebileceği uyarısı yaptı.
Mont Pelerin’deki Kıbrıs zirvesine de değinen Arıklı, zirvenin hayal kırıklığıyla sonuçlandığı şeklindeki görüşlere katılmadığını, çünkü Rumları çok iyi tanıdığını ve onlarla iş yapılabilir ama birlikte bir yaşam olmaz. Çünkü, Güney’de gençler hala Türk düşmanlığıyla yetişiyor” dedi.
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın “Müzakerelerde çözüm olmuyorsa KKTC olarak yolumuza devam ederiz” sözünü anımsatarak Arıklı, Kıbrıs Türkünün Rumlarla birleşmeye mecbur olmadığını, Anavatan Türkiye’nin yardımlarıyla ayakta duran KKTC’nin gerekirse kendi yolunu çizebileceğini kaydetti.
Ülkemizde şu kritik günlerde Milli değerlere sahip çıkılması gerektiğini belirterek, şunları kaydetti: “Devletin varlığı, bütünlüğü önemlidir. İçte yaratılmaya çalışılan kaos ortamları devletin bütünlüğüne zarar verebilir. Türkiye’deki gibi Kıbrıs’ta da “Gezi Olayları” yaratılmaya çalışılıyor. Bunlara dikkat edilmesi gerekir. Devletin bütünlüğü için sağduyulu olalım, Birlik ve beraberlik içinde olalım.”
Yrd. Doç. Dr. Güven ARIKLI
Faşist arıyorsanız Rum’a bakın! KKTC’deki sol sendika ve örgütlerin ağzından düşürmediği “faşist” sözcüğünün dik alasının yaşandığı Güney Kıbrıs’ta yaşananlar ortadayken, Güney’e geçen Kıbrıslı Türkler’in ELAM yanlısı gruplarca saldırıya uğradığı polis kayıtlarına geçmişken, Rum çocukları Türk düşmanı olarak yetiştirilirken KKTC’deki bazı sözde sendikacılar ve işbirlikçisi sözde gazete yazarları, ahlaksızca saldırılarda bulunmakta, Kıbrıs Türk Halkı’na apaçık ihanet etmektedir.
Kıbrıs Türkleri’nin 50’lerden bu yana yapmaya çalıştığı, vatanını, namusunu ve yaşama hakkını korumaktan başka bir şey değildir.
Buna hukukta “meşru müdafaa” denir.
1963’te anayasa değişikliği talebiyle Akritas Planı’nı uygulamaya koyan Rumlar, 20 Aralık 1963 gecesi başlayan olaylarla 30 köye saldırı düzenlemiş, bu sayı kısa sürede 103 köyde katliama dönüşmüştür.
1950’lerden başlayarak sistemli bir şekilde Türk düşmanlığını eyleme koyan Rumlar, 16 Ağustos 1960’ta Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bağımsız bir devlet olarak kurulmasının ardından başlattığı dışlama ve soykırıma varan saldırılarını günümüzde de farklı boyutlarda sürdürmektedir.
KKTC topraklarında KKTC kimliği ile yaşamını süren bazı aklı evveller, hala Rumlar’la bir arada yaşama konusunda israr etmekte, Türk yönetimini akla hayale sığmayacak sözde suçlamalarla zor duruma düşürmeye çalışarak Rum yönetiminin uşaklığına soyunmaktadır.
Oysa genetiğinde Türk düşmanlığı bulunan Rumlar, hata üstüne hata yapmakta, insanlık dışı davranışlarına her gün bir yenisini eklemektedir.
Rum zihniyetini ortaya koyan son olayda, 23 Nisan Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlamaları için KKTC’ye gelmek üzere yola çıkan Sırp çocuklar, sınırdışı edilmiştir.
Bu olay, Rumlar’ın fanatizmden öte “Türk düşmanlığı” ile yoğrulmuş olduğunu ortaya koymakta, Rumlar’ın gülümseme maskesi altında kin, nefret ve yoketme arzusu taşıyan duygular yattığı ortaya çıkmaktadır.
Toplam sayısı 12 olan 10-13 yaşlarındaki çocuklar, sınırdışı edilerek özel bir uçakla ülkelerine gönderilmiş, Kıbrıs’tan deport edilmiştir.
Gözyaşları arasında ülkeleri ülkesine dönen çocuklar ve yanlarındaki eğitmenler, yaşananlara bir anlam verememiş, Rum’un çirkin yüzünü onlar da yaşayarak öğrenmiştir.
Peki içimizdeki Rumcular?
Başta KTÖS yöneticileri ve yandaşları olmak üzere kendilerine “Rumcu” denildiğinde canı sıkılan ve yüzü kızaranlara bir kez daha seslenmekte yarar var..
Bu insanlık dışı olayı siz nasıl karşılıyorsunuz?
Gündemi değiştirmek için “TL’den vazgeçelim, Euro’ya geçelim” diyerek bu olayı geçiştiremezsiniz.
Türkiye’deki Anayasa değişikliği ile ilgili gerçek dışı söylemlerinizle de bu olayı geçiştiremezsiniz.
Ne söylerseniz söyleyin inandırıcı olamayacağını biliyorsunuz.
Onun için sus-pus olup, sesinizi çıkarmıyorsunuz.
Sayın Akıncı’nın yüzüne kapıyı çarpıp sigarasını tüttüren Anastasiadis’e de bir sözümüz var.
“Siz hangi çağda yaşıyor, hangi akla hizmet ediyorsunuz.”
Siz kendinizi ne zannediyorsunuz?
- HOCALI’YI UNUTMAYACAĞIZ 25.02.2018
- Dr. Küçük ve Denktaş 14.01.2018
- 21 Aralık, Maskelerin Düştüğü Gündür... 21.12.2017
- SİZ KARAR VERİN… 17.12.2017
- Bu Adam mı ? Arkadaş! 08.10.2017
- Barzani’ye Son İkaz 04.10.2017
- Avrupa Birliği yerine Türk Birliği 06.09.2017
- NE ZAMAN KENDİNİN FARKINA VARACAKSIN? 12.07.2017
- Dün, Dünya Basın Özgürlüğü Günüydü ! 04.05.2017
- Faşist arıyorsanız Rum’a bakın! 20.04.2017
Yorumlar