Gevşek Federasyon değil, ya iki devlet, ya da konfederasyon (2) 

Dünkü yazımda müzakere süreci boyunca tartışılan federasyondan, Rum ve Türk taraflarının “federasyon” derken nasıl bir federasyon kastettiklerinden ve “gevşek federasyon” kavramının ne anlama geldiğinden söz etmiştim…

Bugün de “Konfederasyon” kavramının ne anlama geldiğinden ve güçlü-zayıf federasyonla arasındaki en önemli farklılığın ne olduğundan söz edeceğim KONFEDERASYON NEDİR? Konfederasyon en az iki BAĞIMSIZ-EGEMEN DEVLETİN, BAĞIMSIZLIK, EGEMENLİK VE AYRILMA HAKLARINI DA İÇEREN SELF-DETERMİNASYON HAKLARINI KORUYARAK SADECE DIŞ İLİŞKİLERDE, DIŞ SAVUNMADA ORTAK ADLİ, SAĞLIK VE ÇEVRE GİBİ KONULARDA ORTAK HAREKET ETMEK İÇİN OLUŞTURDUKLARI GÖNÜLLÜ BİRLİKTİR Dikkat edilirse Konfederal birlik için bazı olmazsa olmaz ilkeleri sıraladım. Buna göre Konfederasyon kuracak devletlerin:

1- Bağımsız ve egemen olmaları ve konfederasyon içinde de bağımsızlık ve egemenliklerini korumaları, istedikleri kararları alabilmeleri,

2- Ayrılma hakkını da içeren self-determinasyon hakkına sahip olmaları, diledikleri zaman konfederasyondan ayrılabilmeleri,

3- Sadece dış ilişkiler, dış savunma ve aynı coğrafyada yaşamaktan dolayı meydana gelebilecek ortak adli, sağlık ve çevre konularında işbirliği yapmaları

4- Konfederasyona gönüllü olarak ve işbirliği ruhuyla katılmaları gerekmektedir…

Geçmişte Mısır ile Libya’nın böyle bir konfederasyon kurduğu bilinmektedir…

Aynı şekilde ABD ve İsviçre de başlangıçta bağımsız devletlerin biraraya gelmesiyle Konfederasyon şeklinde kurulmuştur…

Ne ki zaman içinde karşılıklı güvenin oluşmasıyla kurucu devletler kendi egemenlik yetkilerinin daha fazlasını Konfederal devlete devrederek bir federasyona evrimleşmişlerdir…

KIBRIS ÖZELİNDE DURUM

Kıbrıs özelinde söyleyecek olursak, adada Konfederasyonun gerçekleşmesi için önce KKTC’nin bağımsız ve egemen bir devlet olarak tanınması, daha sonra Güney’deki egemen Rum Devleti ile Kuzeydeki egemen Türk devletinin sadece dışilişkiler, savunma ve ortak adli-çevre-sağlık konularında ortak hareket etmek amacıyla eşit sayıda temsilciden oluşacak bir FEDERAL KONSEY oluşturmaları, her iki devletin bu konfederasyona gönüllü olarak katılması ve diledikleri zaman da self-determinasyon hakkına sahip olmaları nedeniyle ayrılma haklarını kullanmakta özgür olmaları gerekmektedir…

Böyle bir durumda iki devlet tamamı ile kendi kendini yönetecektir, gevşek veya güçlü merkezi devlet olmayacak, yani ortak icra organı, ortak seçim, ortak başkan, ortak bakanlar kurulu, ortak meclis, yani ortak yasama, yürütme, yargı, ortak kamu hızmeti komisyonu ve ortak kurumlar olmayacaktır…

Dolayısı ile ileride herhangi bir iç çatışma ve anlaşmazlık da olmayacaktır…

Konfederal Konsey adada meydana gelebilecek bir salgın hastalık, bir yangın, bir çevre felaketi, bir polisiye olay konusunda iki devlet arasında işbirliğini sağlayacaktır…

İki devlet arasındaki serbest geçiş ve ticaret rejimini belirleyecektir….

Adayı ilgilendiren dış işleri ve dış güvenlik konularında birlikte hareket etmeyi koordine edecektir…

Konfederasyonu oluşturacak devletler BM ve AB dahil tüm uluslar arası kuruluşlarda ayrı ayrı temsil edileceklerdir, ancak ortak tavır alınıp alınamayacağı, birlikte hareket edilip edilemeyeceği konusunu Federal Konsey koordine edecektir. Konfederasyonu oluşturacak devletler arasında dostluk, savunma, güvenlik, ticari, adli işbirliği anlaşmaları imzalanması ve birbirlerine ticarette en fazla mazhar ülke statüsü tanımaları söz konusu olacaktır…

Konfederasyonun sağlıklı şekilde işlemesi ve karşılıklı güven oluşması halinde, ileride devletler egemenlik yetkilerinin daha çoğunu merkezi devlete devrederek daha çok alanda işbirliğini sağlayabilecektir…

Ve zamanla Konfederasyon önce gevşek federasyona, daha sonra da güçlü bir federasyona dönüşebilecektir…

Hepsi bu kadar…

TOPRAK, MÜLKİYET, GÜVENLİK SORUNLARI

Tabii Konfederasyonun kurulması için iki devlet arasında toprak, mülkiyet ve güvenlik sorunlarının çözümü gerekmektedir…

Bu bağlamda Toprak konusu Denktaş-Makarios 4 ilke anlaşmasında öngörüldüğü gibi, “VERİMLİLİK, YETERLİLİK, GÜVENLİK” kriteri gözönünde bulundurularak çözülmelidir..

Mülkiyet konusu, 1996’ da sunulan Cuellar belgesinde de öngörüldüğü gibi “GLOBAL TAKAS VE TAZMİNAT YOLUYLA” çözülmelidir…

Güvenlik konusunda, Türkiye’nin, Kuzey’deki Türk Devletinin sınırlarının garantörü olması veya iki devlet arasında savunma-işbirliği anlaşması yapılması kabul edilmelidir…

KONFEDERASYON-FEDERASYON FARKI

Dün ve bugün yazdıklarımdan da görüldüğü gibi, (gevşek veya güçlü olsun, fark etmez), Federasyon ile Konfederasyon arasındaki farklar ve benzerlikler şöyledir

1- Federasyonlarda ortak organlar vardır..

Ortak başkan, ortak yasama, yürütme, yargı organları, ortak federal polis, ortak federal ordu, ortak merkez bankası, ortak para birimi, ortak anayasa, ortak bayrak, ortak kurumlar, ortak kamu hizmeti vb…

Konfederasyonlarda bunlar yoktur…

Haliyle etnik temele dayalı ve aralarında güvensizlik bulunan halkların oluşturduğu federasyonlar birçok sorunla karşılaşmakta ve sonunda çökmektedir..

Çöken Yugoslavya, Çekoslovakya federasyonları, sorunlar yaşayan Belçika ve Kanada federasyonları buna örnektir…

2- Almanya ve Avustralya federasyonlarda olduğu gibi etnik temele dayanmayan İDARİ FEDERASYONLARDA iki egemen devlet, ayrılma hakkını da içeren self-determinasyon hakkı, ileride ayrılma söz konusu değildir…

Çekoslovakya ve Yugoslavya örneğindeki etnik yapıya dayalı federasyonlarda ise en az 2 egemen devlet, self-determinasyon ve ayrılma hakları vardır…

Konfederasyonlarda ise en az 2 egemen devlet, self-determinasyon ve ayrılma hakkı olmazsa olmaz bir şarttır…

Yarınki yazımda ise Anastasiadis’in nasıl bir GEVŞEK FEDERASYON istediğini, bunun niye kabul edilemeyeceğini ve bizim, adı ne olursa olsun, niye İKİ DEVLETLİ BİR ANLAŞMA istememiz gerektiğini ortaya koyacağım