İkinci tur’a dair yazılacak olanlar daha sonraki yazıların konusu olacağından ilk turda yarışan beş (5) adaya dair son yorumları yazmayı KIBRIS MANŞET olarak Kıbrıs Türküne karşı bir toplumsal sorumluluk olarak görüyoruz.

Kritik Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turunun belki de en önemli sonuçlarından biri yüzde 6 oy oranının üstüne çıkma başarısı gösteremeyen adayların Kıbrıs Türk toplumunun taleplerini ve oy verme eğilimini okumada başarısız oldukları bir diğer ifade ile söylemleri ve eylemleri ile seçmenden uzaklaştıklarının yani topluma yabancılaştıklarının farkında olmadıklarının ortaya çıkması.

Toplumsal duruş ve eğilime rağmen veya inat siyaset yapılamayacağının en büyük kanıtı aslında Kudret Özersay, Erhan Arıklı ve Serdar Denktaş’ın aldığı oy oranları.

Kudret Özersay ve partisi HP ile Erhan Arıklı ve partisi YDP için bir kader seçimi olan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turunda alınan oy oranları ile her ikisinin de aktif siyasete devam etmesinin meşruluğu da artık tartışmaların ötesinde.

Serdar Denktaş’ın ise kaderi yine değişmedi.

Tıpkı genel seçimlerde her kesimden destek görüp de ayni desteğin genel başkanlığını yaptığı partisi Demokrat Partiye oy olarak yansımama geleneğinin devam etmesi ile Serdar Denktaş seçimlerden beklediğinin çok altında bir oy ile çıktı.

Ve diğer bir sonuç ise Cumhurbaşkanlığı seçiminin sadece ve sadece üç aday arasında geçmiş olmasının önümüzdeki olası genel seçimlerde de eğilimin bu yönde olacak olmasının ilk işaretlerinin ortaya çıkmasından başka bir şey değil.

Kritik Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turu Kıbrıs Türk siyasetine dair yaprak dökümünün de ilk ipuçlarını içerisinde barındırması açısından Kıbrıs Türk siyasi tarihindeki yerini şimdiden aldı.

Federasyona dair nüansları olmakla birlikte Kıbrıs sorununa dair aslında birbirlerinden çok da uzak olmayan iki aday yarışacağı seçimlerin ikinci turuna kalma başarısı gösteremeyen CTP genel başkanı Tufan Erhürman’ın kaderi belirleyen ise partisi CTP’den bir başkası olmadı.

Kim daha çok federasyoncu ! sığ tartışmaları arasında Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncıya emaneten giden parti oyları sonucunda ikinci tura kalamayan Tufan Erhürman’ı ikinci tur sonrasında kritik bir dönem beklemekte.

Olası bir erken seçimin siyasi intihar olacağı Tufan Erürman’ın belki de tek çıkışı veya kurtuluşu UBP ile bir koalisyon hükümetinden başka bir şey değil.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerine dair tartışmaların başladığı ilk günden beri KIBRIS MANŞET olarak 2005 yılındaki seçimden sonraki en kritik ve yine bir kırılma noktasına gebe olacak seçimlere dair tercihlerin ne bir parti ne bir kişi seçimi olacağı ancak Kıbrıslı Türkler için bir gelecek seçimi olacağını ifade etmiştik.

İkinci tura kalan adaylara destek veren kesimler arasında yine sloganlar ve ezberler üzerinden sığ yorumlar ile federasyoncu veya anti-federasyoncu tartışmalarına inat her iki adayın da Kıbrıs sorununun çözümüne dair federasyonu savunduğunu görememek tam bir vicdani körlük.

Kritik Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turuna dair Kıbrıs Türk solunun doğal adayı Mustafa Akıncı yine bilindik ezberler ile çözüm iradesi sadece sol’a ait bir metaymış gibi ucuz propagandalar gölgesinde geleceğe dair yeni şeyler ve yakın coğrafyada inşa edilen yeni geleceğe kayıtsız duruşları ile ilk turu geride bıraktılar.

Basit bir ifade ile yine işin kolayına kaçmaktan başka bir şey ortaya koymasalar da sol seçmenden ikinci tur vizesi almayı başaran Mustafa Akıncı’nın ikinci tura dair yeni şeyler söylemesi elzem ve hatta bölgesel dengeler temelinde de kazanması durumunda Türkiye ile birlikte yürümesi olmazsa olmaz bir noktada.

Kıbrıs Türkü’nün geleceğinin sürdürülebilir bir çözümde veya mevcut durumun belki değişen halleri ile devamında da anavatan Türkiyesiz olmayacağını ve olamayacağını seçmenlerine karşı da kabul ederek ayakları yere basan rasyonel politikaları üretmek zorunda Kıbrıs Türk solu.

Kıbrıs Türk sağının adayı Ersin Tatar ise en büyük dezavantajı olan parti içi tepkiler ve siyasi hesapları öteleme başarısı göstererek ikinci tura kalmayı başardı.

Ve ikinci tur da Türkiye’nin dış politikası ile paralel yürüyüşüne devam edecek olan Ersin Tatar’ın  Türk tezi federasyon modelinde bir çözüme uzak durmadığını daha samimi ve daha açık ifade etmeli, Kıbrıs Türk toplumuna.

Ve Kıbrıs Türk toplumu gerçek seçimine şimdi gidiyor.