Genç nesil pek bilmez ama eskiden çok kullanılırdı bu söz…

Genelde de içinden çıkılamaz durumlarda kullanılır, çözümü çok kolay olmayan mesele olarak anılırdı!

Nereden geldi bu aklımıza diye sorarsanız…

Gayet basit!

Vakıflar İdaresi Genel Müdürü Prof. Dr. İbrahim Benter hafta sonu Ankara’da konferansta yaptığı konuşmayı okuyunca geldi aklımıza…

Hoş dün basında açıklama uzun uzadıya yer aldı ama!

Satır aralarına pek dikkat edilmedi diye düşünüyoruz…

Benter, Vakıflara sahip çıkılmasını istedi, bu konuda hele de kapalı Maraş konusunda dünyaya seslendi!

Ama çok daha önemlisi dışarıdan çok içeriye ciddi mesajlar vermiştir…

Aşağıdaki şu cümle bile aslında mesajın büyüklüğünü ortaya koymaktadır:

“Yönetimler ve hükümetler geçmişte hata yapmış olabilir. Hata insana özgüdür ancak hatadan dönmek de bir erdemdir. Buradan Kıbrıs'ta yönetimde bulunmuş herkese seslenmek istiyorum. Gelin, “Biz hata yaptık, vakıf mallarına el koyduk.” deyin. “Vakıf mallarını kişilere verdik, bu kişileri zengin ettik, ama buradan gelecek gelirlere muhtaç fakiri yetimi ihtiyaçlıyı düşünmedik” deyin…”

Mesaj gelmiş geçmiş tüm hükümetleredir…

Benter resmen çağrıda bulunuyor!

Geçmişte çok hatalar yapıldı ama bundan sonra yapılmasın diye…

Türkçesi peşkeş çekildi diyor!

Vakıf mallarına el konulduğunun altını çiziyor…

Buraları alanların zenginleştiğini vurguluyor!

Ve tabi ki ülkede muhtaç durumda olanların mağduriyetinin devamı…

İşte tam da burada Evkaf’ın su meselesini irdelemek gerek…

Vakıflar İdaresi’ne siyasiler tarafından yapılan atamalar!

Atananların aldığı yanlış kararlar…

Yanlış kararları alanların bunlardan avantası!

Ama daha çok bu mallara konanların muhteşem servetleri…

Tam da akademik bir çalışma konusudur bu!

Vakıflar ve diğer devletin kurumları…

Siyaset ve avanta kavramı!

Devletin üzerinden zengin olanlarla devletten zırnık almayanlar arasında büyük uçurum…

Ha keşke biri çıkıp da geçmişten günümüze kadar şu Vakıfların malları, arazileri kimlere haksız yere verilmiş, kimler buraları üç kuruşa kirasına geçirmiş, bunları bir araştırıp da deşifre etse, kim bilir belki de bundan sonrası için tünelin ucunda ışığı görebiliriz!

Denemesi de bedava…

Bilindiği üzere her yeni hükümetten sonra önce bakanlık ve bürokrat mücadelesi yaşanır…

Sonra da kurumlara atamalar!

Eskiden hep düşünürdük bu heyecan nedendir diye…

Devlete ya da devletin kurumuna, vatandaşa hizmet için mi?

Tabi ki kesinlikle değil…

Çünkü günümüzde siyasette artık toplumsal menfaatler çoktan yerini bireysel menfaatlere bırakmıştır!

Maksat sadece iktidar olmak ve vatana hizmet değildir…

Maksat devletin kaynaklarını ya partiliye, ya da yakınlara peşkeş çekmektir!

Bazen de bazı maddi menfaatler karşılığı…

Onun için Benter’in Ankara’da verdiği mesaj aslında içeriyedir!

Adına ister şikayet, ister sitem isterseniz haykırış değil…

Ülke gerçeklerinin ta kendisi, siyasetin geldiği sefil noktadır!

Ve ne yazıktır ki yanlışa yeni yanlışlar eklemekten başka yaptığımız bir şey de yoktur…

Hükümette ‘Özgürgün’ krizine doğru…

Başbakan Ersin Tatar dün Başbakanlıkta UBP’li milletvekilleriyle çok özel bir toplantı yaptı…

Hüseyin Özgürgün’ün dokunulmazlığının kaldırılması konusunda!

Zira hükümet ortağı HP’nin gözü de bu kararda…

Özgürgün’ü kendi deyimleriyle mahkemeye göndermek için yanıp tutuşuyorlar!

Çünkü mahkemeye birileri gitmez ise bu konuda verdikleri sözleri yerine getirmemiş olacaklar…

Özgürgün’ün dokunulmazlığının kaldırılmaması hükümetin bozulmasıyla eş anlamlı!

İşte tatar bu konuda bakan ve vekilleriyle birlikte bu konuyu masaya yatırdı ve olabilecekleri aktardı.

Ya Özgürgün’ü mahkemeye itip yollarına devam edecekler…

Ya da ona sahip çıkıp hükümetin yıkılmasını sağlayıp erken bir genel seçime kapı açacaklar!

Tarihi bir karar UBP ve partilileri bekliyor…

MERAKLI KÖŞE?

Neyin kavgası bu?

Akdoğan Özgürlük Stadı’nın belediyenin yetkisinden çıkarılıp Spor Dairesi’ne verilmesi…

Son bir haftadır bu konuda gündemde tutuluyor!

Akdoğan Belediye Başkanı Ahmet Latif yöre halkını da yanı alıp bu karara karşı çıktı…

Hatta eylem bile yaptılar!

Bize göre gereksiz bir tartışmadır bu…

Biraz da siyasi bir tartışma yapıldı sanki!

Yanlış şeyler bunlar…

Oysa Akdoğan Belediyesi de bizimdir Spor Dairesi de!

Eğer gençler bu tesisten daha fazla hizmet alacaksa bu değişime tepki niye?

Zararı kim ödeyecek?

Sağlık Bakanı Ali Pilli ilaçtaki zararı açıkladı…

Medya da bunu manşetlere taşıdı!

Pilli gayet yerinde bir açıklama yaptı da…

200 Milyon TL’nin hesabını sorabilecek mi?

Buna neden olanları bulup yargının önüne çıkarabilecek mi?

Asıl önemli olan da budur…

Geçmiş hükümetleri bu konuda suçlamak bize göre kolaycılıktan öteye geçemez!

Ama sorumluları bilip mahkemelere gönderirseniz işte o zaman biz de sizi ellerimiz patlayıncaya kadar alkışlarız…

Tanınan 2 devlet gerçekten kolay mı?

Kıbrıs’ta yıllardır federasyon tezleri üzerine görüşmeler yapıldı ama sonuç alınamadı…

Şimdi bir kesim buna devam derken belli bir kesi de artık iki devletliliğin ön planda tutulmasını istiyor!

Ama bunun nasıl olacağını da kimse söylemiyor…

Hem de ortada BM Güvenlik Konseyi’nin kararları olduğu halde!

Orun içindir…

İçeride bu kadar tantana koparılacağına öncelikle su soru cevap bulmalıdır!

Tanınan iki devleti kim istemez ki…

Ha keşke bu mümkün olsa da artık biz de dünyalı olsak!

Ama gelin görün ki söylemleri eylemlere çevirmek zorunluluğumuz var…

MESAJ KUTUSU

Sayın Ersin TATAR, Hüseyin Özgürgün’ün dokunulmazlığının kaldırılması konusunda sizi tarihi bir sınav bekliyor. Zira Özgürgün de bu arada boş durmuyor ve dokunulmazlığı kalktığı zaman bağımsız Cumhurbaşkanı adayı olmaya hazırlanıyor. Bu konuda ince eleyip sık dokuyun deriz!

Sayın Necdet OSAM, Bakanlığın DAÜ raporu kararını duyduktan sonra zevkten havalara uçtuğunuz konuşuluyor. Acaba yine dört ayaküstüne mi düştünüz dersiniz! Bu arada hükümet bu işin peşini bırakmayacak gibi gözüküyor, temkinli olmakta yarar görüyoruz…

Sayın Ali PİLLİ, Ziyamet köyünde yıllardan beridir bitkisel hayatta olan ve evde hiçbir imkanı bulunmayan Hasan Oca adlı vatandaşın çok acil olarak Bülent Ecevit Rehabilitasyon Merkezi’ne yatırılması gerektiğini biliyor musunuz? Aileye sürekli olarak yer yok diyorlar, bir soruşturun bakalım doğru mu söylüyorlar!

Sayın Akile BÜKE, bakanlığın DAÜ raporu konusunda aldığı kararı nasıl değerlendiriyorsunuz acaba? O kadar profesörün emeği acaba boşa mı gitti dersiniz? Bu arada şu müfettişlerin de özelliklerini öğrenmekte yarar görüyoruz…

Sayın İbrahim BENTER, Vakıflar konusunda yaptığınız açıklamalarda siyasilere iyi bir ders verdiniz ama acaba onlar almaları gereken mesajı aldılar mı dersiniz? Siyasetin hep ön planda olduğu yerde siz hiç doğru karar alındığını gördünüz mü?

Sayın Meryem ÖZKURT, büyük heyecanla yayın hayatına sokulan BRT Spor Servisi’nin yayından kaldırılması spor çevrelerinde çok da hoş karşılanmadı. Bu kararı niye aldığınızı belirten bir açıklama yapmakta yarar görüyoruz!

Sayın Bülent DİZDARLI, Çetinkaya ligin hemen başında iyi başlamadı değil mi? Kulübün maddi olarak zayıf olması da bir neden olarak gösteriliyor. Tarihi takıma sahip çıkması gereken iş dünyası kış uykusuna mı yattı dersiniz?

Sayın Ertuğrul ÇAVUŞOĞLU, Başbakanlıkta göreve başladıktan sonra bir hayli kilolarda artış gözlendiği söyleniyor. Çıta gibi delikanlı nerede diye soruyor arkadaşlarınız. Acaba Ersin bey ile sabah yürüyüşlerine mi çıksanız diyoruz…

Sayın Mustafa YAVER, Mağusa Hastanesi’ndeki bazı çalışanlar atık malzemelerin biriktirildiği bölümlerin yanlış olduğunu belirten mesajlar gönderiyorlar. Bir araştırın bakalım bu kadar sorumsuz kararları kimler niçin alıyorlar?

Sayın Suphi COŞKUN, sizin bölgede yıllar sonra modern bir sağlık ocağı yapımına başlanacak olmanın heyecanı yaşanıyormuş. Umarız da en kısa zamanda bitirilir de bölge halkı da artık bu ülke insanları arasından sayılır…