1992’den beri Serdar Denktaş.
Arada Hakkı Atun ve Salih Coşar.
Ama hiçbiri iz bırakmadı.
Denktaş hep hakim oldu.
DP’yi istediği gibi yönetti.
Ailesi ile arkadaşları ile.
Tek sembol oldu Serdar Denktaş.
Ama elbette bir bedeli de oldu.
%29’lardaki parti baraj sınırına evrildi.
En büyükken en küçüklerden oldu.
Tayyip Erdoğan tarafından refüze edildi.
Yüzlerce olumsuz şaibe üretildi.
Sonunda da gidiyor.
Hem de kendi isteği ile.
*****
Bu noktada Fikri Ataoğlu sahneye çıktı.
Snob olmayan tavrı ile.
Tam bir Kıbrıslı karakteristiğinde.
Ve Ataoğlu kabul gördü.
Şimdilerde DP başkan adayı.
Cesaretli.
İnançlı.
Dibe vuran DP mirasını devralmak istiyor.
Geniş çevrelerden de kabul görüyor.
Tek handikapı Denktaş ismi.
Kimseler Denktaş’a inanmıyor.
Uygun konjonktürde döner diyor.
*****
Velakin artık bu zor gibi.
Denktaş DP’deki varlık amacının nihayete erdiğini farkında gibi.
Yalancı çoban hikayesine tevessül eder mi?
Yine dediğinden vazgeçer mi?
Görünen bu sefer ciddi olduğu.
Ve umuyorum ki ciddidir.
Çünkü Fikri Ataoğlu bu işe hazır.
Bu işe belli ki baş koymuş.
Ve büyük olasılık yoğurdu kendi usulü ile yiyecek.
Halk yeni DP’ye teveccüh gösterecek mi?
Bunu da Ataoğlu’nun tavrı ortaya koyacak.
*****
Görünen o ki DP ciddi bir yol ayırımında.
Ve Fikri Ataoğlu’nun ayak sesleri geliyor.
Merak ediyoruz elbette.
DP, Denktaş Partisi olmaktan kurtulacak mı?
Fikri Ataoğlu farkını ortaya koyabilecek mi?
Bütün mesele de bu zaten.