Federasyonu bile taviz olarak görenlerle hangi ortaklığı kuracaksınız?

Gelmiş geçmiş tüm Rum başkanları ve Rum siyasi parti liderleri Federasyonu hep “Türklere verilen bir taviz” olarak gördüler..

Nitekim Anastasiadis de birçok kez açıklamalarda “federasyonun Rum tarafı için acı bir taviz olduğunu” söyledi..

Türklerle barışı ve çözümü en çok savunduğu iddia edilen AKEL’in lideri Hristofyas dahi geçmişte yaptığı bir açıklamada şöyle konuşmuştu:

"Federasyonu kabul etmemiz en büyük tavizdir. Federasyon taviziyle Kıbrıslı Rumlar limitlerini tüketmiştir ve daha ileriye gidemez. Ne, konfederasyon, ne de 'bakir doğum' aracılığıyla iki devletin yeni bir ortaklığı kabul edilemez. Kıbrıs'ın AB'ye tam üye olduğu dikkate alınmalıdır…

Bir anlaşmanın zemini, mevcut üniter Kıbrıs Cumhuriyeti devletinin anayasasını değiştirerek federal bir devlet haline dönüşmesini öngören 1977-1979 Doruk Anlaşmaları'nda tarif edilmiştir. BM'nin; iki bölgeli, iki toplumlu, Güvenlik Konseyi'nin ilgili kararlarında tarif edildiği şekliyle siyasi eşitliğe, tek egemenliğe, tek vatandaşlığa ve tek uluslararası temsiliyete sahip federasyon çözümünü savunan ilgili kararları esas olmalıdır.. "

ANASTASİADİS NE DİYOR

Şimdi Anastasiadis’in yakın geçmişte söylediklerine bakın: “Tek egemenlik, tek uluslararası temsiliyet, tek vatandaşlık, iki bölgeli iki toplumlu tek federal devlet, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin evrim yoluyla federasyona dönüşerek devam etmesi kırmızı çizgidir.

Federasyon Rum tarafı açısından acı bir tavizdir” Nasıl, kelimesi kelimesine, komünisti de, sağcısı-EOKA’cısı da aynı hususları tekrarladı değil mi?

İşte bu hususlar Rum Ulusal Konseyi tarafından belirlenen MİLLİ RUM POLİTİKASI’dır ve ister komünist, ister sağcı olsun, başa kim gelirse gelsin, asla değişmemektedir.

KIBRIS CUMHURİYETİ ÜNİTER DEVLET DEĞİLDİ

Rum liderler gözümüzün içine baka baka yalan söylemekte ve iki eşit-egemen Halkın kurucu ortak olarak kurdukları fonksiyonel bir federasyon olan Kıbrıs Cumhuriyeti’ni ÜNİTER bir devlet olarak yutturmaya çalışmaktadır…

İşte 1960 Cumhuriyeti’ni yıkan ve adayı kan gölüne çeviren, Halkımıza derin acılar yaşatan zihniyet bu zihniyettir…

Oysa anlaşmaların altında eşit haklara sahip kurucu ortak olarak Türk Halkının imzası vardır… Anayasanın her maddesi, iki egemen Halkın eşit-siyasi ortak olduklarını vurgulamaktadır..

Türk Halkının onayı olmadan önemli kararlar alınması olası değildir. Rumlar buna karşı oldukları içindir ki Türk ortağı silah zoru ile kurucusu olduğu ortaklık devletinden atmışlar ve 21 Aralık 1963 itibarıyla devleti işgal ederek yüzde yüz Rumlardan oluşan ÜNİTER BİR RUM DEVLETİ’ne dönüştürmüşlerdir…

Şimdi Anastasiadis’in ve tüm Rum liderlerin “ federasyona dönüşmesini kabul ederek acı bir taviz verdik” dediği “ÜNİTER” devlet işte bu devlettir….

Yani işgalleri altındaki “Kıbrıs Cumhuriyeti” adlı Rum devletidir… Ona göre bu devlet, 1960’da kurulan ve anlaşmaların öngördüğü “Kıbrıs Cumhuriyeti”dir…

Bir başka deyişle, yönettikleri Rum devletini, anlaşmalar aksini öngörse de, 1960’da kurulan “tüm Kıbrıs’ın tek meşru devleti” olarak görmekte ve ÜNİTER olmamasına karşın bunu bize de kabul ettirmeye çalışmaktadır…

Yani 1963’den beri süren işgallerini tanımamızı, Rum egemenliğine boyun eğmemizi ve Rumların yönettiği birleşik Kıbrıs içinde korunan bir azınlık olmayı kabul etmemizi istemektedirler…

Böyle düşününce de elbette ki işgalleri altındaki bu devletin federasyona dönüşmesini bir taviz olarak niteleyecekler…

1960’da kurulan iki Halklı Fonksiyonel Federal ortaklığı ÜNİTER RUM DEVLETİNE dönüştürdükten ve bunu Dünya'ya, BM’ye, AB’ye kabul ettirdikten 55 yıl sonra, geriye giderek bu kez coğrafi temelde, iki Halkın-iki devletin egemen eşitliğine dayalı bir Federal ortaklığa dönmeyi hazmedememektedirler…

Bunu büyük bir taviz olarak görmektedirler…

Mevcut Rum devletinin Anayasasını federal bir yapıya çevirip bizi içlerine almayı ve bizi yama yapmayı bile “acı bir taviz” olarak gören bir zihniyetle hangi birleşik Kıbrıs’ı kuracaksınız? Biz, teslim olup bunları kabul etsek bile, bu zihniyet sürekli olarak çatışmalara neden olacak değil mi?…

“Baskılar ve işgal sonucu ÜNİTER devletimizi federasyona dönüştürmek zorunda kaldık, Türklere çok haklar, çok tavizler verdik” denerek verdikleri tavizleri sürekli olarak geri almaya çalışacaklardır…Bu da yeniden çatışma , yeniden kan, gözyaşı ve ölüm demektir…

İKİ DEVLETLİ ANLAŞMA ŞART

Sadece bu zihniyet bile, Türkiye’nin etkin ve fiili garantörlüğünde, anlaşmanın “Kıbrıs Cumhuriyeti” adlı Rum devletinin devamı olmamasında, yeni bir ortaklık devletinin kurulmasında, iki egemen devlete ve iki egemen Halka dayanmasını talep etmekte ve ayrılma hakkımızı korumakta ısrarlı olmamızda ne denli haklı olduğumuzu bir kez daha kanıtlamaktadır…

Bu gerçekler ışığında Anastasiadis’e vermemiz gereken yanıt şu olmalıdır:

- ÜNİTER Devletiniz size kalsın, federasyon tavizinden kurtulun…

KKTC Devleti de bize kalsın…

Herkes kendi devletinde yaşasın…

Sizin üniter devletiniz federasyona dönüşmesin, bizim devletimiz de varlığını aynen korusun…

Yan yana iyi komşular olarak barış içinde yaşayalım ve uygun göreceğimiz her alanda ve her konuda çok sıkı işbirliği yapalım…

Birbirimize taviz vermiş olmayalım ki ileride bunları geri talep etmeyelim…

Federasyonu bile taviz olarak gören bir zihniyete karşı, bunun önerilebilecek en esaslı bir Barış formülü olduğunu kim inkar edebilir?