Ana muhalefet partisi CTP genel başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Tufan Erhürman’ın seçimlere dair kaderi partisi CTP’nin elinde.

Tıpkı Başbakan Ersin Tatar’ın seçimlere dair kaderinin partisi UBP’nin elinde olduğu gibi.

Ve aslında CTP’nin de Cumhurbaşkanlığı seçimleri sonrasında ki kaderi dolaylı da olsa Tufan Erhürman’ın alacağı oy oranı ile de ilgili olacak.

Ve elbette seçim sonuçlarından sonra HP ve YDP’yi bekleyen olası küçülme ve siyaset sahnesinden çekilme gibi bir tehlike ile karşı karşıya kalmayacak olsa da seçimlerden başarısız çıkması halinde CTP’nin bir süre de olsa oy oranında belirli bir azalma yaşayacağını söylemek iddialı olmayacaktır.

Daha basit bir ifade ile kritik Cumhurbaşkanlığı seçimleri ve seçimler sonrasında ortaya çıkacak sonuç CTP ve Tufan Erhürman’ın kaderinin belirleneceği yeni bir döneme gebe.

2015 seçimlerinde sessiz çoğunluğun doğal çatı adayı konumunda olan Kudret Özersay’ın bugün yerinde olan ise CTP adayı Tufan Erhürman ile bağımsız aday Serdar Denktaş’tan bir başkası değil.

Ancak Tufan Erhürman’ın en geniş tabanlı kurulan Hükümetin yarattığı en geniş hayal kırıklığı yanında partisi CTP içerisinden Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’ya kayma eğiliminde olan parti oyları seçimlere sayılı günler kala en önemli sorunlarının başında gelmekte.

Genel başkanlığını yaptığı partisi CTP içerisinden tam destek alması ve kararsız oylardan büyük oranda oy alması ile de Cumhurbaşkanlığı seçimini başarı ile tamamlaması sürpriz olmaz.

CTP içerisinde Tufan Erhürman’ın parti başkanlığına geçici bir dönem ve bahse konu dönemin dayattığı konjonktürün bir gereği olarak bakan kesimlerin rolü kritik seçimlerde kilit konumunda.

Ya “emanetçi” gördükleri Tufan Erhürman’a “silihtar” burcunun yani Saray’ın kapısını açacaklar ya da Cumhurbaşkanlığı makamına kilit vurarak parti adayları ve genel başkanlarının seçimden başarısız çıkmasını sağlayarak seçim sonrasında parti içi siyasi hesaplar ile bir değişimi gündeme taşıyacaklar.

Daha açık bir ifade ile “emanetçi” olarak gördükleri vemisyonunu tamamlandığına inandıkları Tufan Erhürman’a ya çekil çağrısı veya baskısı yapacaklar veya tam destek vererek Cumhurbaşkanlığı makamına oturmasını sağlayacaklar.

Türkiye düşmanlığı veya karşıtlığı üzerinden kurgulanmayan yeni bir sol duruşun da doğal lideri olmaya başlayan CTP genel başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Tufan Erhürman’ın en büyük mücadelesi ise parti içi “gelenekçi”ler ile olacağı şimdiden belli.

Ve elbette en büyük desteği de parti içi “yenilikçi”lerden aldığı da bir diğer gerçek.

Ve Tufan Erhürman’ın seçimlerden başarılı çıkması yeni bir sol’un doğmasının da ilk işareti olması yanında başarısızlıkta eski sol’un Kıbrıs Türk sol’u üzerinde egemenliğini sürdürecek olmasının da habercisi niteliğinde.

Cumhurbaşkanlığı seçimi Tufan Erhürman’ın bugüne kadar sürdürdüğü parti liderliği boyunca ortaya koyduğu duruş için de kritik bir viraj olmanın ötesinde yeni sol’a dair bir referandum.