BAŞYAZI

EN KÖTÜ DURUMA HAZIR MIYIZ?

En kötü senaryoya hazır değiliz.

Siyaset kurumu, Hükümeti ve muhalefeti ile birlikte, en kötü duruma hiç hazır değil.

İç siyaset kavgalarının ötesi görmeyi ve karar üretmeyi nedense beceremiyorlar.

Geçemiyorlar, iç siyasete dair kendi ördükleri duvarların ötesine.

Dünya koronavirüs salgını ile birlikte değişiyor.

Çin, İtalya, İran salgının en kötü sonuçları ile yüzleşirken koronavirüs dünya genelinde 185 salgın ile mücadelesini sürdürmekte.

Doktorlarımız sesleri, feryat ve isyana dönerken, seslerini duyuramıyorlar.

Kıbrıs’ın kuzeyi için kritik eşiğe yeni girildiğini, hassas dönemin yeni başladığını bas bas bağırıyor, doktorlarımız.

Kimimiz hastane depolarını hortumlamak ile meşgul, kimimiz güvenirliliği olmayan ucuz koronavirüs kitlerini Sağlık bakanlığına satmanın peşinde.

Küresel ve ulusal protokollere göre hareket eden yok.

Dünya Sağlık Örgütü protokolleri ve yol haritası orada, çok uzağa gitmeyelim anavatan Türkiye Cumhuriyeti’nde uygulanan protokoller ve alınan tedbirler denizaşırı uzağımızda.

Siyaset kurumu ise, Hükümeti ve muhalefeti ile birlikte Amerika’yı yeniden keşfetme peşinde.

Küresel tehdit çok uzağımızda değil.

Tehlike sanıldığından da büyük.

Ve böylesi bir tehdit karşısında siyaset kurumunun karar üretemediğine, en kötü duruma dair hazırlık yapmaktan uzak olduğunu izliyor, Kıbrıs Türk’ü.

Güney komşumuzda, daha açık ifade ile 100 metre ötemizde başlayan topraklar  koronavirüs’e ilk kurbanlarını vermeye başladı.

Kıbrıs’ın kuzeyine en kötü duruma hazır olun mesajından başka bir şey değil aslında, Güney Kıbrıs’ta gerçekleşen koronavirüs’ten ilk ölümler.

Güney’deki kayıpların ardından ilk önce UBP-HP Hükümetine ve sonrasında da tüm muhalefet partilerine önemli görevler düşmekte.

Peki, Kıbrıs’ın kuzeyinde koronavirüs’ten olası ölümlerin gerçekleşmesi ve sonrasına dair yol haritamız hazır mı?

Koronavirüs’ün neden olduğu can kayıplarının başlaması sonrasında toplumsal kaos’u engelleyecek tedbirlerin neler olacağı konuşulup tartışıldı mı?

Olağanüstü Hal (OHAL) ilan edilmesi gerekirse tüm tedbirlerin uygulanacağı senaryolar düşünüldü mü?

Daha kötü durumlara karşı planlarımız hazır mı?

Hükümetlerin ve olağanüstü durumlarda elbette muhalefeti ile birlikte tüm siyaset kurumun görevi, en kötü durum ve senaryoya karşı yol haritaları ile birlikte hazır olmaktan başka bir şey değil, olmamalı.

Olağanüstü durumlarda, siyasi sorumluluktan kaçma gibi bir lüksü olmamalı hiç kimsenin.

En kötü durum ve senaryoya karşı bugünden hazır olmak siyasi sorumluluk yanında toplumsal bir görev.

En kötü duruma hazırlıksız yakalanmak, toplum sağlığı ve ekonominin ötesini daha açık bir ifade ile toplum güvenliğini de tehdit eder boyuta gelebileceğini şimdiden görmek gerek.

En kötü senaryoyu bugünden düşünmemek, panik ile başlayan kitlesel hareketlerin kaos, anarşi, yağma ve benzeri toplumsal hareketleri doğuracağını ve tetikleyeceğini de şimdiden görmek gerek.

İlk önce görmesi gereken UBP-HP Hükümeti ve elbette sonrasında muhalefet partileri.

Ve ne yazık ki en kötü senaryoya hazır değiliz.

Siyaset kurumu, Hükümeti ve muhalefeti ile birlikte en kötü duruma hiç hazır değil.

İç siyaset kavgalarının ötesi görmeyi ve karar üretmeyi nedense beceremiyorlar.

Geçemiyorlar, iç siyasete dair kendi ördükleri duvarların ötesine.

Ve Kıbrıs Türk’ü, tek başına ona yaşaması reva görüleni bekliyor.