ELAM’ın Savaş Çığırtkanlığı
Kıbrıs’ta müzakerelerin kesilmesine neden olan Enosis’in okullarda anılması kararı ve bu yasayı etkisiz kılan yeni yasa, Güney Kıbrıs’ta ırkçı ve saldırgan yapının sanıldığı gibi küçük bir gruptan ibaret olmadığını ortaya koymuştur.
Güney’de bir milletvekilinin istifa etmesi, Rum Meclis’inde dile getirilen ağır hakaretler, polis korumasında toplanabilen Rum meclisi ve şiddet gösterileri, Kıbrıs’ta Türk ve Rumlar’ın barış içinde bir arada yaşayacağına dair ileri sürülen iddiaların gerçeği yansıtmadığını göstermiştir
Nitekim, Güney’de yaşanan bu gerginlik sosyal medyada da devam etmiş, Nikolas Papadopulos, twitter hesabından yaptığı açıklamada “Temsilciler Meclisi için kara gün. Akıncı Yasası DİSİ ve AKEL milletvekillerinin oyları ile geçti. Şantaja boyun eğdiler” demiştir.
ELAM Basın Sözcüsü Geadis Geadi ise “Bugünden itibaren her yıl 7 Nisan’ı “rezil olma&boyun eğme günü olarak kutlayacağız. ELAM size mutlu yıllar diliyor DİSİ&AKEL” ifadesini kullanarak tehditlerde bulunmuştur.
“Bir grup heyecanlı genç” diye nitelenen ELAM’ın peşine takılan DİKO Basın Sözcüsü Athos Antoniadis ise “DİSİ ve AKEL’in 30 milletvekilinin oyuyla, Akıncı’nın şantajı yasa oldu. DİSİ ve AKEL liderlikleri, tarafımızı, Türk tehditlerine boyun eğen haline getirdiler” diyerek ENOSİS’e destek vermiş, Federal çözüm karşıtı Dayanışma Hareketi Partisi Genel Başkanı Eleni Theocharous da “Yunan bayrakları bugün yarıya iniyor” diyerek ENOSİS’in Rumlar için bir ulusal politika olduğunun altını çizmiştir.
Görüleceği gibi ENOSİS kutlamasıyla ilgili tartışmalar, DİSİ ve AKEL’in “göstermelik” olarak nitelenecek kararı ile “şimdilik” rafa kaldırılmış gibi görünse de gerçekte Rumların 1950’den bu yana Kıbrıs’ı Yunanistan’a bağlama hayalleri devam etmektedir.
Rum tarafında, istediği sonuca ulaşmak için her türlü zorbalığı yapabilecek, cinayet işleyecek, terör olayları düzenleyecek büyük bir grup oluşturulmuştur.
Rum yönetiminin “bir avuç genç” diye nitelediği ELAM, orta eğitimden başlayarak öğrencilerin “Türk düşmanı” olarak yetiştirilmesi konusunda faaliyetler göstermekte, taraftar toplamakta, sürekli olarak düşmanlık tohumları ekmektedir.
ELAM üyelerinin “bir avuç heyecanlı genç” diye nitelendirilmesi büyük bir saflık olur.
Avrupa’da aralarında İngiltere’nin de bulunduğu Avusturya, Belçika, Danimarka, Hollanda, İsviçre, Norveç ve Yunanistan’ın da bulunduğu bir çok ülkede ELAM tarzında örgütlenmiş gruplar vardır.
Bu örgütlerin tümünde bölgecilik, ırkçılık, yabancı düşmanlığı söylemi ile faaliyet yürütülmekte, Yunanistan’da faaliyet gösteren Altın Şafak ve İngiltere’deki aşırı milliyetçi, radikal partilerle aralarında belirgin benzerlikler bulunmaktadır.
Bu grupların sosyal medyadaki yazışmaları incelendiğinde, tıpkı ELAM’da olduğu gibi acımasız ve saldırgan görüşler ortaya çıkmaktadır.
18-22 yaş grubunda militan ordusu kuran ELAM, zaman içinde siyasi güç elde ederek siyaset zemininde kendisine yer bularak “Türk düşmanlığı” ile öne çıkmaya hazırlanmaktadır.
Nasyonal Sosyalist düşünce adı altında örgütlenen ELAM ve Yunanistan’daki Altın Şafak arasındaki bağ apaçık ortadadır.
Adriyatikten İstanbula kadar yayılacak ”Büyük Yunanistan” için mücadele eden zihniyete katkı için kurulan ELAM, asla gerçekleşemeyecek bir hayalin peşine düşmüş, Anastasiadis de Kıbrıs’ta sahnelenen bu tehlikeli oyunun bir parçası olmaktan kurtulamamıştır.
ELAM’ın Savaş Çığırtkanlığı
Yrd. Doç. Dr. Güven ARIKLI
Yrd. Doç. Dr. Güven ARIKLI
Faşist arıyorsanız Rum’a bakın! KKTC’deki sol sendika ve örgütlerin ağzından düşürmediği “faşist” sözcüğünün dik alasının yaşandığı Güney Kıbrıs’ta yaşananlar ortadayken, Güney’e geçen Kıbrıslı Türkler’in ELAM yanlısı gruplarca saldırıya uğradığı polis kayıtlarına geçmişken, Rum çocukları Türk düşmanı olarak yetiştirilirken KKTC’deki bazı sözde sendikacılar ve işbirlikçisi sözde gazete yazarları, ahlaksızca saldırılarda bulunmakta, Kıbrıs Türk Halkı’na apaçık ihanet etmektedir.
Kıbrıs Türkleri’nin 50’lerden bu yana yapmaya çalıştığı, vatanını, namusunu ve yaşama hakkını korumaktan başka bir şey değildir.
Buna hukukta “meşru müdafaa” denir.
1963’te anayasa değişikliği talebiyle Akritas Planı’nı uygulamaya koyan Rumlar, 20 Aralık 1963 gecesi başlayan olaylarla 30 köye saldırı düzenlemiş, bu sayı kısa sürede 103 köyde katliama dönüşmüştür.
1950’lerden başlayarak sistemli bir şekilde Türk düşmanlığını eyleme koyan Rumlar, 16 Ağustos 1960’ta Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bağımsız bir devlet olarak kurulmasının ardından başlattığı dışlama ve soykırıma varan saldırılarını günümüzde de farklı boyutlarda sürdürmektedir.
KKTC topraklarında KKTC kimliği ile yaşamını süren bazı aklı evveller, hala Rumlar’la bir arada yaşama konusunda israr etmekte, Türk yönetimini akla hayale sığmayacak sözde suçlamalarla zor duruma düşürmeye çalışarak Rum yönetiminin uşaklığına soyunmaktadır.
Oysa genetiğinde Türk düşmanlığı bulunan Rumlar, hata üstüne hata yapmakta, insanlık dışı davranışlarına her gün bir yenisini eklemektedir.
Rum zihniyetini ortaya koyan son olayda, 23 Nisan Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlamaları için KKTC’ye gelmek üzere yola çıkan Sırp çocuklar, sınırdışı edilmiştir.
Bu olay, Rumlar’ın fanatizmden öte “Türk düşmanlığı” ile yoğrulmuş olduğunu ortaya koymakta, Rumlar’ın gülümseme maskesi altında kin, nefret ve yoketme arzusu taşıyan duygular yattığı ortaya çıkmaktadır.
Toplam sayısı 12 olan 10-13 yaşlarındaki çocuklar, sınırdışı edilerek özel bir uçakla ülkelerine gönderilmiş, Kıbrıs’tan deport edilmiştir.
Gözyaşları arasında ülkeleri ülkesine dönen çocuklar ve yanlarındaki eğitmenler, yaşananlara bir anlam verememiş, Rum’un çirkin yüzünü onlar da yaşayarak öğrenmiştir.
Peki içimizdeki Rumcular?
Başta KTÖS yöneticileri ve yandaşları olmak üzere kendilerine “Rumcu” denildiğinde canı sıkılan ve yüzü kızaranlara bir kez daha seslenmekte yarar var..
Bu insanlık dışı olayı siz nasıl karşılıyorsunuz?
Gündemi değiştirmek için “TL’den vazgeçelim, Euro’ya geçelim” diyerek bu olayı geçiştiremezsiniz.
Türkiye’deki Anayasa değişikliği ile ilgili gerçek dışı söylemlerinizle de bu olayı geçiştiremezsiniz.
Ne söylerseniz söyleyin inandırıcı olamayacağını biliyorsunuz.
Onun için sus-pus olup, sesinizi çıkarmıyorsunuz.
Sayın Akıncı’nın yüzüne kapıyı çarpıp sigarasını tüttüren Anastasiadis’e de bir sözümüz var.
“Siz hangi çağda yaşıyor, hangi akla hizmet ediyorsunuz.”
Siz kendinizi ne zannediyorsunuz?
- HOCALI’YI UNUTMAYACAĞIZ 25.02.2018
- Dr. Küçük ve Denktaş 14.01.2018
- 21 Aralık, Maskelerin Düştüğü Gündür... 21.12.2017
- SİZ KARAR VERİN… 17.12.2017
- Bu Adam mı ? Arkadaş! 08.10.2017
- Barzani’ye Son İkaz 04.10.2017
- Avrupa Birliği yerine Türk Birliği 06.09.2017
- NE ZAMAN KENDİNİN FARKINA VARACAKSIN? 12.07.2017
- Dün, Dünya Basın Özgürlüğü Günüydü ! 04.05.2017
- Faşist arıyorsanız Rum’a bakın! 20.04.2017
Yorumlar