“Kur Savaşları” kitabının yazarı ekonomist James Rickards Türkiye’de enflasyonu kalıcı şekilde indirmek için faiz hedefi koymak yerine Euro/TL kurunda bir hedef belirlenmesi gerektiğini söylüyor. Death of Money kitabında dolara olan güvenin çökeceğini öne süren Rickards Türkiye'nin de bundan kötü etkileneceğini söyledi.

TÜRKİYE’DE faiz indirme tartışması merkez bankası Para Politikası Kurulu’nun haftaalık repo faizini 75 baz puan düşürerek yüzde 8,75’e çekmesi ile yeni bir boyut kazandı. Dünyada da Fed’in ve Avrupa Merkez Bankası’nın politikalarının sonuçları merakla bekleniyor. Bu konuda en radikal görüşlerden birine sahip olan “Kur Savaşları” kitabının yazarı James Rickards “Fed’in kötü politikaları” sebebiyle dolar sisteminin çökeceğini öngördüğü “Death of Money” kitabıyla dünyada büyük ses getirdi. 26 Eylül’de FX World Istanbul konferansında da konuşmacı olarak yer alacak Rickards ile Türkiye’nin faiz ve kur politikalarını konuştuk.


Son kitabınız Paranın Ölümü’nde (Death of Money) mevcut küresel kur rejimi için kıyamet senaryosu çiziyosunuz. Tarif ettiğiniz gibi dolar öldüğünde bunun finans piyasalara etkisi ne olacak?

- Death of Money’de tarif ettiğim gelecekte Fed’in para basıp sıfır faiz uygulayan umarsız politikaları sonucu ABD dolarının değerine olan güvenin çökmesi yatıyor. Kısa vadede deflasyon bir sorun olsa da ABD ekonomisinde hisse ve emlak balonunun bugünlerde şişmesi, ABD ekonomisi güvenin çökmesi ve yıllık enflasyonun yüzde 10’lara çıkması ile son bulacak. Böylece dolara olan güven de yitirilecek. Yaklaşan bu tehlike 1970’lerdeki petrol fiyatlarının dörde katlanması sonucu 1977 ile 1981 arası doların değerinin yarı yarıya erimesine benziyor.

Ancak o dönemde dolar bir şekilde, belki de alternatifi olmadığından tekrar küresel pozisyonunu sağladı. Peki tarif ettiğini senaryo gerçekleşirse doların yerini ne alabilir?

- Doların yerine en büyük aday IMF tarafından bir nevi dünya para birimi olarak inşa edilen ülkelerin özel çekme haklarını ifade eden SDR kuru olacak. SDR bireylerin erişeceği bir kur değil. Uluslar tarafından petrol fiyatları, ödemeler dengeleri ve likidite yaratımı gibi amaçlarla kullanıyor. SDR’ın oynadığı küresel rol vatandaşlar tarafından anlaşılmıyor, çünkü IMF seçilmemiş kurumlardan oluşuyor. Bu yüzden G20 süreçleriyle SDR’ın uluslararası işbirliği ile çıkarılması çok önemli. Bu yüzden IMF’de bekleyen kurumsal yönetim reformu da büyük önem taşıyor. Bu reform Belçika, Hollanda yerine Çin gibi yeni ekonomik güçlerin oy hakkını genişletiyor. Bu yine de yeterli olmayabilir. Vatandaşlar SDR’ı “sadece bir başka kağıt para” olarak görebilir. Bu yüzden SDR’ın küresel para birimi olurken altına standardına bağlanması gerekir.

Peki dolar öldüğünde Türkiye nasıl etkilenir?
- Doların çöküşüyle oluşacak küresel karışıklıktan hiçbir ülke kendini tecrit edemeyecek. İlk etki enflasyon üzerinde olacak .Belirsizlik iklimi ve fiyat bozulmaları dünya ticaretini ve doğrudan yabancı yatırımcıları etkileyecek. Türkiye için doğrudan yabancı yatırım ve turizm önemli olduğu için Türkiye büyümesi bu durumdan kötü etkilenecek. Tabii sadece Türkiye etkilenecek demek doğru olmaz. Dünyadaki birçok ülkenin büyümesi Fed’in balon yaratan politikasının dolara olan güvenin yok olması sonucu kötü etkilenecek.

FAİZ ORANI HEDEFİ KOYMAM
Türkiye’nin bugününe dönelim. Türkiye’de alevi her gün yükselen faiz indirme tartışması var. Başbakan Erdoğan TCMB Başkanı Erdem Başçı’yı çok sert eleştirdi. Ders kitaplarındaki klasik ilişkinin aksine yüksek faizin yüksek enflasyona yol açtığını söyledi. Siz bu yaklaşımlar ve ısınan tartışma sonucu Türkiye’de bu yazın nasıl geçmesini bekliyorsunuz?

- Başarıyı ya da başarısızlığı belirleyecek bir referans noktası veya çapa olmadan bir para politikasını yürütmek çok zordur. Enflasyon daha çok para politikasındaki yanlışlıktan ziyade bir semptomdur. Bence Türkiye para birimini euroya sabitlemeli. Türkiye ile Euro bölgesi alanındaki güçlü ekonomik bağlar, Türkiye’nin AB’ye üyeliğinin hala gündemde olması ve Euro bölgesinin daha sağlam para politika uygulaması sebebiyle bunun doğru olacağını düşünüyorum. Böylece Türkiye enflasyonu kontrolü altında tutarken Çin gibi yerlerden adeta mıknatıs gibi yabancı yatırım çekebilir.

Bugün Merkez Bankası koltuğunda siz otursanız yüzde 10’a yakın enflasyon ve yüzde 8.75 politika faizi ile TL’yi euroya sabitler misiniz?

- Evet, ben olsam faiz oranı hedefi koymam onun yerine Euro/TL kurunda bir kur hedefi belirlerim. Eğer lira zayıflarsa faizler yükseltilebilir. Eğer çok güçlenirse faizler düşürülür. TL’nin kur değeri ayrıca Merkez Bankası’nın altın alımlarına da endekslenebilir. Böylece para politikası Avrupa Merkez Bankası’na havale edilmiş olur. Sonuç güçlü kur ile enflasyonun azalması olur. Bu ayrıca emek maliyetinin dünyadaki rekabetçi seviyelere gelmesini de sağlar. Yabancı yatırım daha kolay çekilir. Sonuç olarak Türk reel sektörü için istihdam yaratılmış olur.

TÜRKİYE’NİN POTANSİYELİ YÜZDE 6 BÜYÜME
Türkiye öte yandan Avrupa Merkez Bankası’nın 400 milyar euroluk genişleme paketinden de sermaye çekmeyi ümit ediyor. AMB’nin politikaları Türkiye’yi nasıl etkiler?

- Bence AMB bugün dünyada en sağlam para politiakasını uygulayan kurum. Fed, Çin, İngiltere, Japonya Merkez Bankaları, hepsi parasal genişlemeyi uygulayarak paralarının değerini düşürüp enflasyonu ticaret yoluyla ithal ederek kur savaşı yürütüyor. AMB ise sağlam para politikası ile özellikle Çin’den yatırım çekmeyi amaçlayarak gelecekte kontrol edemeyeceği enflasyondan kaçınıyor. Türkiye para birimini Euro ile ilişkilendirmeli. Böylece enflasyondan kaçınır ve yabancı yatırım çeker. Türkiye ayrıca Fed’in politikaları sonucu ortaya çıkan sıcak para hareketlerini azaltmak için mantıklı ölçütlerde sermaye kontrolü uygulamasını da düşünmeli.


Türkiye’nin ekonomik büyüme potansiyelini önümüzdeki yıllar için nasıl görüyorsunuz?
- Potansiyel büyüme ile beklenen büyümeyi ayırt etmek gerekir. Türkiye sağlıklı kur seviyesi, düşük üretim maliyetleri ve istikrarlı doğrudan yatırım sağladığında yüzde 6 gibi hızlı sayılabilecek yıllık büyüme potansiyeline sahip. Fakat mali ve para politikalarındaki yanlış uygulamalar ile beklenen büyüme oranları daha düşük olacaktır. Büyüme için en iyi politikalar ise şunlar olabilir… Sağlıklı kur rejimi, düşük vergiler, daha az kamu harcaması, gevşetilen düzenlemeler ve yolsuzluğa karşı kuvvetli bir irade. Sağlıklı kur rejimi ise dediğim gibi Türk lirasının euroya sabitlenmesi ile başarılabilir.


26 EYLÜL’DE İSTANBUL’DA KONUŞACAK
Jeopolitik ve küresel sermaye alanında faaliyet gösteren düşünce kuruluşu James Rickards Project’in kurucusu James Rickards son dönemde yazdığı kitaplarla adından çokça söz ettirdi. 2011’de yazdığı Kur Savaşları kitabı ile Fed’e sert eleştiriler getiren Rickards geçen ay çıkan Death of Money kitabı ile kısa sürede bestseller oldu. Rickards bu kitabında dolar merkezli uluslararası para rejiminin çökeceğini öngördü.

Geçmişte Citibank, Long-Term Capital Management ve Caxton
Associates gibi kurumlarda fon yöneten Rickards Financial Times ve New York Times gibi gazetelere de yorum yazıları yazıyor. James Rickards 26 Eylül’de İstanbul’da gerçekleşecek FX World Istanbul konferasında konuşmacı olarak katılacak. Rickards bu konferansta jeopolitik gelişmeler kapsamında sağlam bir para politikasının nasıl olması gerektiği konusunda düşüncelerini paylaşacak. Rickards konuşması hakkında “Yatırımcılara Fed’in sorunlu politikası karşısında servetlerini nasıl büyütüp koruyabileceklerini anlatacağım. Ayrıca uluslararası para sisteminin geleceği hakkında da konuşacağım” dedi.