Serbest Kürsü / Levent Özadam

[email protected]

Aylardır vurgulamaya çalışıyoruz…

Ekim ayında filan erken genel seçim olmayacak diye!

Oysa bu hükümetin adına hem azınlık hem de seçim hükümeti dediler hep…

Doğru şu anki yapısına bakılırsa sürekli sallantıda olan bir hükümettir ama Türkiye ile imzalanan protokole bakarsanız bu hükümet Ekim ayına kadar değil gittiği yere kadar gidecektir!

Oysa gönül tabi ki erken bir genel seçinden yanadır, zira halkın gerçek iradesinin kesinlikle belirlenmesi ve bunun da meclise yansıması en uygunudur ama içinde bulunduğumuz şartlara bakıldığında da erken seçim hayati bir anlamda değildir…

Türkiye ile imzalanan mali işbirliği protokolü her ne kadar belli çevreler tarafından eleştirse de tek çarenin Ankara olduğu gerçeği göz önünde bulundurulduğunda imza altına alınan kararların ne kadarının gerçekleşeceği ya da gerçekleşmesi gerektiğine bakacağız artık!

Alınan kararlar uygulandıkça belli ki Ankara’nın hem sağlık hem de ekonomik desteği artarak devam edecek aksi halde de bu işin artık şaka olmadığı gerçeği ile yüzleşeceğimiz de kesindir…

Öncelikle şunun altını çizelim;

Türkiye ile imzalanan protokol ha keşke imzalanmadan önce kamuoyuyla daha önce paylaşılsaydı…

Belki de bu kadar eleştiri yapılmayacaktı!

Ayrıntıların muhalefete bile imzalandıktan sonra gönderilmesi tabi ki manidardır ama belli ki burada biraz aceleye getirilmesinin de belli nedenleri vardır…

Maddeler arasında kesinlikle olması gereken konular vardır!

Yılların en büyük sorunu devletin sırtında büyük yük olan ek mesailerin artarak devam etmesidir…

Yıllık 200 Milyon TL’ye ulaşan ek mesai ücretleri sadece bazı devlet kurumlarında çalışanları ihya ederken, ha keşke bu kadar büyük para ek mesailer için değil de yeni genç istihdamlar için kullanılabilseydi!

Ama gelen de giden de bu konudaki statükoyu yıkamadı, bunda sendikaların da payı hayli büyüktür, bu konuda alınan kararlar da bize göre fırsattır…

Bu kararı alanlar muhakkak ki büyük rakamlara ulaşan ek mesai ücretlerinin nasıl sağlıklı kullanılacağının da hesabını kitabını yapmışlardır!

Başbakan Saner bir açıklamasında hayat pahalılığın dondurulabileceğini söyleyince büyük tepki aldı…

Bir çok insan da aynen şöyle yorumda bulundu;

Zamları durdurun hayat pahalılığını hiç vermeyin…

Aklın yolu da bir zaten!

Ne demekmiş hayat pahalılığı artık olmayacak…

Adı üstünde hayat pahalandıkça bu maaşlara yansıyor, maaşlar da zaten çarşıya akıyor!

İthalat şampiyonu olan bu ülkede bir de dövizin yükselişini katarsanız hayat bir önceki yıla göre hep daha da pahalı olacaktır ki bunun da maaşlara yansıması kaçınılmazdır…

Protokolde en fazla tartışılan ve eleştirilen kara ise yeni Cumhurbaşkanlığı Sarayı kararı oldu…

Kimisi de buna külliye diyor!

Adı ne olursa olsun, böyle bir dönemde bu karar doğal olarak tüm kesimler tarafından tepki ile karşılanır…

Şimdi bolluk içinde yüzsek tamam da meteliğe kurşun attığımız böyle hassas bir dönemde 14 Milyon TL gibi yüksek bir rakamın bu konuda kullanılması zaman ve zemin bakımından toplumun vicdanını rahatsız eden bir durumdur!

Elbette Cumhurbaşkanlığı gibi bir makama her türlü çağdaş bir makam yakışır ama şimdi bunu sırası değildir…

Umarız Cumhurbaşkanı Tatar bu konuda hassasiyet gösterir ve bu yüklü paranın salgından fazlasıyla etkilenen daha yararlı bir hizmete harcanmasına vesile olur!

MESAJ KUTUSU

Sayın Koral ÇAĞMAN, ihalelerde iş güvenliği gibi bir takım kuralların kaldırılması için girişimde bulunduğunuz yönünde uyarı mesajlarınız gelmeye başladı. Yaşanacak olan bir takım olumsuzluklar karşısında bunun sorumluluğunu da üstünüze alacak mısınız? Bir kez daha düşünün deriz!

…                                  

Sayın Hasibe KUSETOĞLULARI, Alsancak Belediyesi bölgedeki orman arazilerini çöp merkezi yapmaya devam ediyor. Çevre Dairesi Müdürü olarak çevre katliamına müdahale etmeniz ve yasa tanımayanları cezalandırmanız bekleniyor…

Sayın İnanç BABALİKİ, Kalkınma Bankası genel müdürlüğünüz hayırlı ve uğurlu olsun. En geç bir hafta içinde bu makama atanacağınızın kesinleştiğinizi duyduk, sorumluluk büyük kolları şimdiden sıvamakta yarar görüyoruz…

Sayın Halil ÜRESİN, Girne Yeni Devlet Hastanesi ihalesine dikkat! Sonuçlanan ihalenin iptal edilerek yeniden açılması konusunda bazı çevreler devreye girmiş diye duyduk. Bakalım bunun ardından kim ya da kimler çıkacak biz de merak etmeye başladık doğrusu!

Sayın Ersin TATAR, Saray’ın yeni binası için ayrılan yüklü miktardaki para kamuoyunda tepki nedeni oldu. Bu paranın daha yararlı yerlere yönlendirilmesi için kara üretmeniz isteyen çok sayıda mesajınız var.

Sayın Fırat ATASER, orman arazilerini yasalara rağmen çöplük haline getirmeniz genç ve başarılı bir belediye başkanına yakışmıyor. Mezbaha atıkları bile artık orman arazilerine dökülüyorsa bunun da bir açıklaması olmalıdır değil mi?

Sayın Erhan ARIKLI, Kadın konuk bakanın ziyaretinde iş kadınları derneğini etkinliklere dahil etmemeniz konusunda sitem mesajlarınız var. Ülkenin iş kadınları hem de 8 Mart gibi önemli bir kutlandığı böyle günlerde daha fazla ilgi bekliyorlar…

Sayın Narin Ferdi ŞEFİK, bir eğlence yerini kurşunladıktan sonra sınır ihlali yapıp Güney’e kaçan bir kişiye beraat kararı verilmesi hukuk camiasında infialle karşılandı. Dosyayı bir de sizin incelemenizi isteyen mesajlarınız geliyor…

Sayın Şahap AŞIKOĞLU, medyada bazı kişilerin bir takım kişilerin sesi oldukları doğrudur ama hepsini de aynı kefenin içine koyarsanız tüm camiaya büyük haksızlık yapmış olursunuz. İsim verin ak koyun kara koyun ortaya çıksın, bu kadar basit bir konudur bu…

Sayın Zeki ÇELER, yerel seçimlerde Girne Belediye başkanlığına adaylık için göz kırptığınız hatta bunun için kamuoyu yoklaması çalışması başlattığınız gözleniyormuş. Hayırlara vesile olsun artık, belli ki vekillik dışında yeni heyecanlar peşinde koşmaya başlayacaksınız…