Hatırlayınız, 2018 yılında kanun hükmündeki kararname ile kamu görevlilerinin alacağı ek mesailer yeniden düzenlenmişti.

Dönemin Başbakanı Tufan Erhürman, kararname ile birlikte 20 milyon TL tasarruf yapılmasının hedeflendiğini açıklamış, sendikalar ek mesaiye kalmama kararı alarak eyleme gitmişti.

Sonuç olarak, Devlet hazinesi kanun hükmündeki kararnameye rağmen 2018 yılında 145 milyon TL ek mesai ödedi.

Kamu maliyesinin disiplin altına alınmasına yönelik ciddi ve bir o kadar da önemli olan kararın resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmesinin üzerinden iki buçuk yıl geçmesine rağmen Devlet hazinesinin ek mesai için ödediği rakamlar azalmak yerine yıldan yıla arttı.

2018 yılından bugüne kadar göreve gelen siyasi iktidarlar ise sırası ile CTP-HP-TDP-DP, UBP-HP ve UBP-YDP-DP koalisyon hükümetleri oldu.

Geçen iki buçuk yıl içerisinde yine sırası ile Tufan Erhürman, Ersin Tatar ve Ersan Saner Başbakan koltuğuna otururken Ersan Saner halen bu görevi sürdürmekte.

Ve geçen sürede Kudret Özersay iki dönem Başbakan Yardımcılığı görevinde bulunurken Erhan Arıklı ise ayni görevi halen sürdürmekte.

2019 yılında ise ödenen ek mesai rakamı yaklaşık 180 milyon TL.

Ve sonraki yılda ödenen rakam ise 185 milyon TL.

Rakamlar tüm çıplaklığı ile önümüzde.

Bir Devlet kurmayı başardık ama ne yazık ki itiraf etmek güç de olsa, bin bir bedel ödenerek kurulan Devletimizi doğru yönetemedik ve yönetemiyoruz.

Oy uğruna kanun hükmünde kararnameleri uygulama cesaretini ortaya koyamayan Hükümetleri ve muhalefeti ile birlikte siyaset kurumunun tümü statükonun çimentosu.

Ve bugün yaratılan siyasal bürokratik statüko, bir ahtapotun kolları gibi, Devlet mekanizmasını sarmış, esir almış durumda.

Meclis statükosu, sendika statükosu, ek mesai statükosu, RHA statükosu ve diğerleri bugün Devlete yön vermekte hatta yönetirken Devlet hazinesini hortumlamakta.

Popülizm ve oy uğruna buhar olmasına göz yumulan kaynaklar ile yeni istihdamlar, icraatlar ve hizmetler yapılabileceğini ne yazık ki önemseyen yok.

Ve bugün, KKTC meclisinde 6 siyasi parti var gibi görünse de aslında realite adına Meclis partisi denilen sadece bir tek partinin mecliste olduğu ve statükoyu besleyerek ve statükodan beslenerek Devlete yön verdiğidir.

Statüko ile karşılıklı birbirlerini besleyen Meclis partisi, değil midir bugün KKTC meclis sıralarında oturanların tümü?

Ek mesai, ortaya konulan emek kadar elbette ödenmeli.

Devlet, kamu çalışanına emeğin karşılığını vermeli elbette.

Ancak, ahtapotun bir kolu olarak Devleti sömüren, haksız bir kazanç, ikinci bir iş kapısı haline getirilen ek mesai uygulamalarına göz yumanlar da, Devletin kaynaklarının buhar olmasına oy uğruna seyirci kalanlar da, Devletin hakkını savunmak için sendikaları karşısına alma cesaretini ortaya koyamayanlar da, ek mesai hakkını amacı dışında kullanan statükocular kadar kamu vicdanında bugünden sonra suçludur.

UBP-YDP-DP Hükümeti, ek mesai statükosunun ortadan kaldırmak ve verilen hakkı kötüye kullanarak rant kapısı haline getirenlere karşı kararlılık ile durmak zorunda.

UBP-YDP-DP Hükümeti, Türkiye –KKTC İktisadi ve Mali İşbirliği Anlaşması içerisinde yer alan –ki önceki yıllarda da olmasına rağmen uygulamaktan kaçınılan- ek mesai yükü ile ilgili yol haritasının önemini ve ciddiyetini kavramak zorunda.

Bedeli yeniden seçilmemek olsa bile.

Devleti devlet gibi yönetmeye başlamak için “ek mesai statükosunu” yıkmak ilk adım olsun.