“Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), Dünya’da 820 milyondan fazla insanın açlıkla mücadele ettiğini ve 2018 yılında 1.3 milyar kişinin besleyici ve yeterli besine erişemediğini rapor etmiştir. Gelişmiş ülkeler, her yıl üretilen gıdaların üçte birini israf etmektedir. Gıda israfının önlenmesi, güvenilir gıdaya ulaşımın ve iklim değişikliği gibi çevresel sorunların desteklenmesi açısından sürdürülebilir beslenme büyük önem taşımaktadır” diyerek sözlerine başlayan Soycan, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün sürdürülebilir sağlıklı beslenmeyi, besleyici, güvenli, biyoçeşitliliği ve ekosistemi koruyucu, ulaşılabilir, adil, ekonomik olarak uygun ve karşılanabilir, doğal kaynaklı yaşam biçimi olarak tanımladığını belirtti.

Sürdürülebilir sağlıklı yaşam için, bitkisel kaynaklı beslenme oldukça önemli

   “Artan dünya nüfusunun ihtiyaçlarını karşılamak ve hayvansal besin talebine yeterli olabilmek amacıyla, küresel besin üretiminin 2050 yılına kadar %62 artması gerekmektedir. Sürdürülebilir olmadan üretilen besinler, küresel çevre değişimi ve insan sağlığı açısından risk oluşturmaktadır. Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri, 2030 ile çevrenin korunmasını, yoksulluğun giderilmesini ve beslenmenin iyileştirilmesini hedeflemektedir” diyen Soycan, bu hedeflere ulaşabilmek için, sürdürülebilir besin sistemleri ile sağlıklı beslenmenin sağlanmasının gerekmekte olduğunu ifade etti. Optimal ve sürdürülebilir sağlıklı yaşam için, bitkisel kaynaklı beslenmenin oldukça önemli olduğuna vurgu yapan Soycan, “Yeterli ve dengeli beslenme, sebze ve meyveleri mevsiminde tüketme, yerel besinleri tüketme, sürdürülebilir balıkçılık ile sezonunda avlanmış balık çeşitlerini tercih etme, kırmızı et ve işlenmiş etleri az tüketme ve gıda ambalajlarında geri dönüşümü olan ürünleri tercih etme sürdürülebilir beslenme ilkeleri arasında yer alır” dedi.

Soycan; Akdeniz diyeti sürdürülebilir beslenme modeline örnek olarak gösterilebilir

   Sağlığın iyileştirilmesini ve hastalıkların meydana gelmeden önlenmesini amaçlayan Akdeniz diyetinin sürdürülebilir beslenme modeline örnek olarak gösterilebileceğine değinen Soycan, “Çoğunlukla bitkisel kaynaklı besinlerin tüketildiği Akdeniz diyetinde, zeytinyağı gibi sağlıklı yağların kullanımı da fazladır. Balık ve tavuk etinin orta derecede tüketimi ile birlikte süt ve süt ürünlerinin, kırmızı ve işlenmiş etlerin tüketimi de az miktardadır. Düşük çevresel etkisi, biyoçeşitliliği, yerel ekonomik faydaları, sağlıklı ve beslenme yararları, bitkisel besin ağırlıklı olan Akdeniz diyetinin sürdürülebilir faydaları arasındadır” dedi.

   Soycan “Sonuç olarak, sürdürülebilir beslenmenin sağlığımız üzerindeki etkilerini bilimsel çalışmalar ışığında anlamak oldukça önemlidir. Örneğin, bitkisel kaynaklı beslenmenin, besin yeterliliği açısından incelenmesi gereklidir. Bireylerin ekonomik açıdan alım gücünün ve sürdürülebilir tarımla üretilen gıdalara ulaşımının değerlendirilmesi, sürdürülebilir beslenmenin devamlılığı açısından kritiktir. Toplumun, sürdürülebilir beslenme konusunda bilinçlendirilmesi, besin israfı ve kaybı konusunda eğitilmesi, sürdürülebilir beslenmeyi destekleyecek adımlar arasındadır” diyerek sözlerini tamamladı.