“Taze Yeşil Sebze ve Meyveleri Beslenme Örüntümüze Katmalıyız”

Uzm. Diyetisyen Güneşer, Covid-19 pandemi sürecinde tüketilmesi gereken besinlerle ilgili “Covid-19 dönemiyle birlikte insanlar tamamen arayış içerisine girdiler. Bağışıklığım tamamen nasıl güçlenir neleri tüketebilirim neleri tüketemem şeklinde sorular soruyorlar. Evet bağışıklığımızı güçlendirici bir çok besinimiz var ama maalesef ki hiçbir besin tek başına bizim için mucizevi bir şey değildir. Fakat tarçın, zencefil bunlar bizim için bağışıklığımızı güçlendirici kaynaklardır. Sarımsak, soğan bunlar bizim için başlı başına tüketmemiz gereken anti-mikrobiyal besinlerin başında yer alır. Taze yeşil sebze meyve (pırasa, portakal, kereviz) bunların hepsini beslenme örüntümüze kattığımız zaman bunlar bize zaten olumlu yönde dönüş yapacaktır ama daha karbonhidratlı daha yağlı besinler bize olumlu sonuçlar yaratmıyor. O yüzden daha böyle hazır fastfood gıdaları, aşırı derin yağda kızarmış gıdaları hayatımızdan uzak tutarsak bizim için bu süreç daha sağlıklı bir şekilde tamamlanacaktır. Ayrıca, vücudunuzda herhangi bir vitamin eksikliği yoksa kendi kendimize gidip C vitamini ya da başka vitamin takviyesi yapmamalıyız” dedi.

“Kış Aylarında Doğru Beslenme İle Hastalıklardan Korunabiliriz”

Güneşer ayrıca, “Kış mevsiminde insanlar bütün besin gruplarından yeterli bir şekilde dengeli miktarda tüketmesi gerekmektedir. Kış mevsiminde tüketebileceğimiz birçok sebze çeşitleri var. Pırasa, ıspanak, karnabahar şu an marketlerde mevcuttur. Bunları öncelikle çocuklarımıza sevdirip tüketmelerini sağlayabiliriz ve en önemlisi bağışıklık sistemini güçlendirmek için A,C,E vitaminleri başta olmak üzere periyodiklerimizi de almamız gerekmektedir.  Kış aylarında doğru beslenme ile hastalıklardan korunabiliriz. Bütün hastalıklardan daha çok sıvı tüketerek,  daha dengeli beslenerek, bütün besin gruplarını alarak korunabiliriz. Elbette şu an maske takarak gribal enfeksiyondan kendimizi koruyoruz ama bağışıklık sistemini güçlendirmek bizim için çok daha önemli” şeklinde belirtti.

Güneşer konuşmasına şöyle devam etti;

“Beslenme çok kişiye özgü bir durum, mesela aralıklı oruçlar sizde çok önemli şeyler yaratırken başka bir bireyin vücudunda daha farklı bir tepkime gerçekleşebilir. Bu nedenle ben beslenmenin tamamen kişilere göre değiştirilmesi gerektiğinden yanayım. Kişilere biz doğru olanı öğretmekle yükümlüyüz. Günde 5 öğün; yani 3 ana öğün, 2 ara öğün bizim için oldukça önemlidir. Gün içerisinde sağlıklı beslenerek, sağlıklı besinler tüketerek, hamur işlerinden olabildiğince uzak durarak hiçbir kilo problemi yaşamadan tamamlamış oluruz hem de yaz aylarına sağlıklı giriş yapmış oluruz.”