Girne Amerikan Üniversitesi (GAÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi Öğretim Görevlisi Uzm. Dyt. Simge Güneşer. Vegan (bitkisel) kaynaklı besin tüketim modelinin benimsendiği ve entegre edilip yaygınlaştırılabilmesi adına büyüyen vejetaryen ve vegan gıda endüstrisi ile süt ve fermente süt ürünleri ile ilgili bazı açıklamalarda bulundu.

Uzm. Dyt. Simge Güneşer yaptığı açıklamada, “Günümüzde vegan yani bitkisel kaynaklı besin tüketim modelinin benimsendiği ve entegre edilip yaygınlaştırılabilmesi adına büyüyen vejetaryen ve vegan gıda endüstrisi ile süt ve fermente süt ürünleri sıklıkla tartışılan konulardan biri haline geldi. Bazı sosyal medya uygulamalarında yer alan yanıltıcı bilgilerle, çocuklarına süt ve ürünlerini verip vermemekte kararsız kalan, endişe duyan birçok ailenin sorularına sıklıkla rastlanmaktadır” dedi.

Güneşer açıklamasının devamında şöyle belirtti;

Yaşanılan bu bilgi karmaşasına rağmen tüm beslenme uzmanlarının ortak fikri tüketim miktarı ve sıklığı olarak vurgulanmaktadır. Süt ve fermente süt ürünleri sağlıklı beslenmek adına elzem olan demir ve C vitamini dışında makro ve mikro besin öğeleri için önemli bir besinsel kaynaktır. Ayrıca kalsiyum ve fosfor başta olmak üzere birçok mineral, protein ve riboflavin gibi bazı B grubu vitaminlerin kaynağı olarak bakıldığında halk sağlığı açısından bebeklik ve çocuk gelişiminden itibaren beslenmemizde hem sağlık hem de kültürel olarak önemli bir yere sahiptir. Süt proteinlerinin insan vücudunda bilinen en başta büyüme ve gelişme üzerindeki olumlu katkısı, kalsiyum emilimi ve mikrobiyota fonksiyonları üzerindeki fermente süt ürünlerinin önemli olduğu, kan basıncının düzenlenmesi ve vücut ağırlığının kontrolünde etkin olduğu bilinmektedir.

“Genel anlamda sütün besin öğesi içeriği elde edildiği hayvan türüne göre değişiklik göstermektedir”

Ülkemizde ve dünya geneline bakıldığında her ülke için farklı miktarlarda süt ve fermente süt ürünleri tüketiminin olduğu gözlenmektedir. Kıbrıs Türk Süt Endüstrisi Kurumu’nun Kuruluşundan itibaren üreticiden temin edilen sütlerin 1963 yılından beri ise ülkemizde SÜTEK tarafından kontrolü sağlanan pastörize ve UHT gibi teknikler kullanılarak piyasaya sunulmaktadır. Genel anlamda sütün besin öğesi içeriği elde edildiği hayvan türüne göre değişiklik göstermektedir. Üretimi ve tüketimi en sık olan türevleri ise keçi, manda, koyun, inek olarak belirtilebilir. Sütün genel içeriği ortalama %87,3’ü su, %5’i karbonhidrat, %3,5’i yağ, %3,4’ü protein, %0,7’si de mineraldir. Normal yağlı inek sütü %20 oranında peynir altı suyu proteinleri içerir. Ayrıca peynir altı suyu proteinleri çocukluk döneminden itibaren oldukça önemli dallı zincirli amino asitlerden zengin olan lösin, izolösin ve valin içermektedir. Dallı zincirli amino asitler özellikle diyetle birlikte vücuda alınan kas yapımında ve kas kaybının önlenmesinde oldukça önemlidir. Süt kaliteli protein içeriği sayesinde kilo verme süresince kas kaybının önlenmesine destek sağladığı belirtilmiştir. Tüm dünyada genel olarak yağlı,az yağlı, laktozsuz ve yağsız çeşitleri tüketilmektedir. Bu çeşitler fermente olan süt ürünlerine de ayni şekilde yansımaktadır. En önemli fermente süt ürünlerinden başta peynir ve türevleri, yoğurt, tereyağı, kefir, ayran gelmektedir.

Sağlıklı bireylerin yani herhangi bir besin alerjisi gelişmemiş olan bireylerin yeterli ve dengeli beslenmesi için tüketilmesi önerilen süt miktarı yaş, cinsiyet ve fizyolojik duruma (büyüme ve gelişme dönemi, gebelik, emziklilik, yaşlılık) göre değişkenlik göstermektedir. Bununla birlikte Ulusal Süt ve Süt Ürünleri Konseyi Beslenme Rehberi’nde yetişkin sağlıklı bir bireyin günde 2-4 (400*800ml) porsiyon ve Türkiye’ye Özgü Beslenme Rehberi’nde yetişkin bireylerin 2 porsiyon, çocuklar, adolesan, gebe ve emzikli kadınlarla pre ve post menopoz dönem sonrası kadınların ise günde 3-4 (600-800 ml) porsiyon tüketmeleri önerilmektedir.   Sonuç olarak lütfen herhangi bir rahatsızlık ve bulgu yaşamadan Laktoz intoleransı tanısı ve teşhisi almadan hayatınız için önemli bir besin kaynağı olan süt ve fermente süt ürünleri tüketimini hayatınızdan çıkarmayın. Otuz yaşına gelmiş olan yetişkin bir bireyin hayatının otuz yılında tüketmiş olduğu besin örüntüsü radikal bir kararla değiştirildiği zaman hem olumlu hem de olumsuz birçok gereksinime yol açacaktır. Bireyler için esas önemli olanın besinler yolu ile sağlıklı, sosyo ekonomik olarak tüketilebilen ve ulaşılabilir olan olduğunu lütfen unutmayın.