E. Büyükelçi Daryal Batıbay’a yanıtlar – 1

AİHM, Loizidu davasında verdiği yüksek tazminat ve iade kararı nedeniyle Rumların başvurularını tahrik etmiş, sırada 150 bin Rum olduğunu görünce paniklemiş, verdiği siyasi kararın bedelini Türkiye’ye ödetmek istemiştir.

Emekli Büyükelçi Daryal Batıbay, 2004’de, Avrupa Konseyi’nde Türkiye Daimi Temsilcisi olarak görevlendirildi. Bu görevde iken, Türkiye’nin, Rumların AİHM’de açtığı davalara taraf olmasını ve verilen tazminatları ödemesini savundu.

Bu bağlamda kendi ifadesiyle “AİHM ile görüşerek Taşınmaz Mal Komisyonu’nun kurulmasının mimarlarından biri oldu.”

Emekliliğinde KKTC’ye yerleşen Daryal Batıbay, önceki gün CTP’nin gazetesinde yayınlanan söyleşisinde, “Rumlar AİHM’de birçok dava açtı, Türkiye tüm Rum malları için 25 milyar Euro tazminat ödeyecekti. O nedenle AİHM ile anlaştık, KKTC’de Rumların başvuracağı bir iç hukuk yaratarak TMK’nın kurulmasını sağladık, bu büyük bir başarı idi” şeklinde konuşarak övünmüştür.

Sn. Daryal Batıbay’a katılmıyorum.

Rahmetli liderimiz Denktaş’ın da o dönem Daryal Batıbay’a bu nedenle çok sert eleştiriler yönelttiğini biliyorum.

Aynı şekilde Türkiye Dışişleri Başkanlığı’nda Kıbrıs davasına gönül vermiş birçok Büyükelçinin bu nedenle kendisini eleştirdiğini de biliyorum.

Gerçekte, TMK’nın kurdurulması ile Türkiye tazminat ödemekten kurtulmamıştır. Milyonlarca Euro tazminat ödemeye devam etmektedir. Bu kararlar AİHM tarafından değil, onun taşeronluğunu yapan TMK tarafından alınmaktadır. Kararları beğenmeyen Rumlar yine AİHM’de gitmektedir.

AİHM, siyasi bir tavırla, Loizidu davasında verdiği yüksek tazminat ve iade kararı nedeniyle Rumların başvurularını tahrik etmiş, binlerce Rum yüklü tazminat almak için başvurunca tıkanmış, sırada 150 bin Rum olduğunu görünce paniklemiş, verdiği siyasi kararın bedelini Türkiye’ye ödetmek istemiştir.

Abdullah Gül’ün, Daryal Batıbay’ın da telkinleri ile TMK’nın kurulmasına onay vermesiyle, Türkiye “Ada’da işgalci olduğunu, Rumların mülklerini zorla gasp ettiğini, KKTC’de olan her şeyden sorumlu olduğunu, davaların kendi aleyhine açılmasını, KKTC’nin Türkiye’nin işgali altındaki topraklarda bir alt yönetim olduğunu ”zımnen de olsa kabul etmiştir.

Nitekim AİHM iş yükünden kurtulmuş, elindeki davaları yabancı yargıçların da görevlendirildiği TMK’ ya göndermiş, Türkiye bugüne kadar 300 milyon sterlin tazminat ödemiş ve ödemeye devam etmektedir. Böyle giderse ödeyeceği miktar Sn. Batıbay’ın dediği 24-25 milyar Euro’yu da geçecektir.

O zaman TMK niye kurulmuştur?

Üstelik Batıbay’ın aklına Güneyde gasp edilen Türk mülklerini gündeme getirip sahip çıkmak ve 1963’den gelen tazminat haklarımızı talep etmek de gelmemiştir.

Bütün çabasını, savaş çıkaran, savaş suçlusu, katliamcı ve mağlup taraf olan Rumların mülklerini tazmin etmeye odaklamıştır.

Oysa dünyada yaşanan savaşlardan sonra mülk sorununun bireysel bazda, mahkemeler yoluyla çözüldüğüne dair tek örnek yoktur.

Savaşı başlatan ve kaybeden saldırgan, savaş suçlusu tarafa, haklı, masum ve zafer kazanan tarafın mahkemeler yoluyla mülk iadesi yaptığı ve tazminat ödediği nerde görülmüştür?

Savaş sonrası mülk sorunları, Lozan sonrası yapıldığı gibi toplu takas ve toplu tazminat yoluyla çözülmüştür. Devletler daha sonra kendi mağdur insanlarını tazmin etmiştir.

Sn. Daryal Batıbay ve ona destek veren Abdullah Gül bu anlamda övünecekleri değil, mahcup olacakları bir iş yapmışlardır.

Sn. Batıbay’ın Maraş ile ilgili sözlerine ise yarın yanıt vereceğim.