Kıbrıs Türk milli mücadelesi ve bu mücadelede TMT’nin yeri, bu yıl ikincisi düzenlenen sempozyumda ele alınıyor.

Kıbrıs Türk Mücahitler Derneği ile TMT Derneği’nin KKTC’deki üniversitelerle birlikte düzenlediği “II. Uluslararası Kıbrıs Türk Milli Mücadelesi ve Bu Mücadelede TMT’nin Yeri” adlı sempozyum, YDÜ’de

törenle başladı.

Açılışın ardından YDÜ’de devam edecek sempozyum, yarın DAÜ’de, perşembe günü LAÜ ve ODTÜ’de, cuma günü ise UKÜ ve GAÜ’de sürecek.

BOZKURT

Sempozyum Düzenleme Kurulu Genel Koordinatörü İsmail Bozkurt açılışta yaptığı konuşmada, bu sempozyumu ikinci defa gerçekleştirmekten gurur duyduğunu söyledi.

Kıbrıs Türkü’nün milli mücadelesinin 1878’de bu toprakların Osmanlı İmparatorluğu’ndan koparılmasıyla başladığını ve bugün hala devam ettiğini anlatan Bozkurt, mücadelenin bel kemiğinin ise TMT olduğunu belirtti.

Bozkurt, milli mücadelede yapılanları bir bütün olarak ele alacakları sempozyumun amacının tamamıyla akademik olduğunu ve konuyla ilgili çalışmalara ön ayak olmak istediklerini söyledi. İsmail Bozkurt, verilen mücadelede efsanevi olaylar yaşandığından “hamasete açık” olduğunu belirtti.

Sözlü tarihe de önem verdiklerini ve olayları yaşayanlara anılarını dile getirmek üzere sempozyumda yer verdiklerini kaydeden Bozkurt, özellikle spesifik konulara girmeye çalıştıklarını söyledi.

Bozkurt, şöyle devam etti:

“Bu mücadelede yer alan kişiler artık bugün yaşlandı. Bir şekilde bu mücadelede yer alan en genç kuşak bugün 70 yaşın üzerindedir. Bu mücadeleye katkı koyan kişilerin sayısı 10 bini bulamaz. Bu 10 bin kişiyle sözlü tarih çalışması yapılması çok kolay olur.  Ama maalesef bu yapılmadı.”

Birçok TMT’cinin, gizlilik konusunda ant  içtiği için bugün hala konuşmadığına da dikkat çeken Bozkurt, “Bundan dolayı kötü niyetlileri, kötü örnekleri cımbızlayıp yayıyorlar. Bu nedenle sözlü tarih çalışması, tek elden devlet tarafından yapılmalı. Üniversiteler, devletin katkısıyla bir kalıcı sözlü tarih çalışması platformu yapabilir” dedi.

İsmail Bozkurt, “imece” yöntemiyle hayata geçirdikleri sempozyuma katkı koyan üniversitelere, Cumhurbaşkanlığı’na, Meclis Başkanı’na, Başbakana, Turizm Çevre ve Kültür Bakanlığı ile diğer kurum ve kuruluşlara teşekkür etti.

BEKTAŞ

YDÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Şenol Bektaş da, böylesi bir sempozyuma ev sahipliği yapmaktan onur duyduklarını söyledi.

Bektaş, adanın 1878’de İngiltere’ye  devredilmesi sonrasında Rumların adanın kendilerine kaldığı beklentisi içine girmesiyle suskunluğunu bozan Kıbrıs Türk halkının ileri gelenlerinin, örgütlenmeye başladığını kaydetti.

Bektaş, İngilizlere güvenini yitiren Kıbrıs Türklerinin birbirinden habersiz yer altı örgütleri kurduğunu ve dönemin Kıbrıs Türk liderliğinin girişimleriyle bu mücadelenin tek bir yeraltı örgütü tarafından yürütülmesini uygun görmesiyle Rauf Denktaş, Burhan Nalbantoğlu ve Kemal Tanrısevdi’nin TMT’yi Kasım 1957’de kurduğunu söyledi.

TMT’nin 1958’de Türkiye’den gelen komutanlarla daha da güçlenip Türkiye ile kenetlendiğini kaydeden Bektaş, o gün atılan kıvılcımın Kıbrıs Türkü’nü bugün KKTC bayrağı altında özgür bir şekilde yaşamasına imkan sağladığını belirtti.

Bektaş, şöyle devam etti:

“Kıbrıs Türk halkının mücadele tarihinde TMT olgusu çıkarılırsa, tüm mücadele çöker ve yazılamaz hale gelir. TMT, KKTC’nin temelini ve beton iskeletini temsil eder. TMT’de her Kıbrıslı Türk ailesinin bir ferdi mutlaka vardır. Kıbrıs Türkü kendi bağrından çıkan TMT’siyle gurur duymaktadır. TMT ruhu her zaman yaşatılmaktadır. Bu konuda bizlere büyük görevler düşmektedir”