“NE KIBRIS TÜRK  NE DE RUM TARAFI SORUNU ÇÖZME HEVESİNDE”

2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, müzakere sürecine bir bütün olarak bakıldığında ne Kıbrıs Türk tarafı ne de Rum tarafının sorunu çözme hevesinde olduğunu kaydetti ve motor gücün Kıbrıs Türk tarafı olması gerektiğini söyledi.

Talat, “suya tirit” öneriler yapan değil, süreci sürükleyen tarafın Kıbrıs Türk tarafı olması gerektiğini vurguladı. 

Bugün için bir bulanıklık olduğunu söyleyen Talat, Kıbrıs Türk tarafının ne istediğini, diplomatlarının anlamadığını ifade etti.

Ofisinden verilen bilgiye göre, 2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, katıldığı bir TV programında iç ve dış konuları değerlendirdi.

Greentree zirvesiyle ilgili gözlemlerinin sorulması üzerine Talat, sürece bütün olarak baktığında iki tarafın da Kıbrıs sorununu çözme heveslerinin bulunmadığını hissettiğini söyledi.

Rum lider Hristofyas’ın tek anlaşılmayan tarafının çözüm isteyen bir partinin lideri olarak bunun tersine hareket etmesi olduğunu belirten Talat, ancak tanınmış bir devlet olarak bir anlaşmaya pek de ihtiyaçlarının olmadığının anlaşıldığını kaydetti.

Kendisinin üzüntüsünün Kıbrıs Türkünün geleceği olduğunu belirten Talat, nereye gitse insanların geleceği hakkında kuşku duyduklarını gözlemlediğini anlattı.

Duraklamalar olabileceğini, ancak Kıbrıs sorunu çözülmeden “son” diye bir şeyin olamayacağını vurgulayan Talat, uygun şartların kaçırıldığına da dikkat çekti ve 2010’dan önceki dönem ile Annan planı referandumu zamanlarının çözüm için uygun dönemler olduğunu söyledi. Bu başarısızlıklardaki birincil sorumlunun Rum Yönetimi Başkanı Hristofyas olduğunu da dile getiren Talat, sürecin duraklayacağını, bu durumda yapılacak olanın “sallayın treni yolcular gittiğini zannetsin” gibi bir durum yaratacağını kaydetti.

Başka bir soru üzerine Talat, belgelerin basına sızdığını eleştiren Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun haklı olduğunu ve Rum tarafının bunu hep yaptığını anlattı.

KÜLLİYE YAPIMI

Talat  külliye yapılması ile ilgili olarak, Vakıflar İdaresinin cami yapılmak üzere herhangi bir arazi ayırmasının normal  ve görevleri arasında olduğunu belirterek, ancak söz konusu hayır kurumunun birkaç ay önce kurulduğunun söylendiğini, mali kaynaklarının bilinmediğini ve orta yerde bir proje de olmadığını ifade etti.

Talat, Haspolat açısından, köylülerin cami yapılmasını istemesinin gayet doğal olduğunu ancak, bu konudaki tartışmanın yanlış yapıldığını söyledi. Konunun cami  değil, külliye olduğunu ifade eden Talat, “Külliyede hangi yapılar olacak ve projesi var mıdır” diye sordu.  Başbakan İrsen Küçük’ün liseleri de oraya alacağını açıklamasının daha da vahim olduğu değerlendirmesinde bulunan Talat, Atatürk ilkeleri çerçevesinde din ile devlet ve eğitim işlerinin Türkiye’ye paralel olarak daha İngiliz idaresi zamanında ayrıldığını hatırlattı ve “şimdi İngiliz sömürge idaresinden bile geriye mi gidiyoruz?” dedi.

Liseler bölgesinin bir kampus şeklinde başka bir yere taşınmasının verimli bir proje olabileceğini belirten Talat, ancak bu projelerin ciddi şekilde hazırlanması ve halka ve paydaşlara karşı şeffaf olunması gerektiğini anlattı.

Külliye konusunda Türkiye hükümetinin böyle bir dayatmasının olduğuna inanmadığını kaydeden Talat, böyle bir şey varsa bile bir tavsiye olabileceğini, bunu emir olarak kabul etmemek gerektiğini, sonuçta sözün KKTC hükümetine ait olduğunu ve bundan da geri durulmaması gerektiğini söyledi.

İLAHİYAT BÖLÜMÜ

Haspolat Endüstri Meslek Lisesinde açılan ilahiyat bölümü konusunu da değerlendiren Talat, imam yetiştirmek için bir meslek  lisesi bölümüne ihtiyaç olduğunu söyledi. “Cami varsa imam da olacak” diyen Talat,  bunun  laiklikle bir ilgisi olmadığını, önemli olanın imamların, “Kıbrıslı” yani KKTC’de yaşayan insanlar olmaları olduğunu ifade etti.

Haspolat’taki ilahiyat bölümüne, 15’i erkek 16 kişinin kayıt olduğunun belirtildiğini söyleyen Talat kayıt yapanların birinin de bayan olduğuna dikkat çekti ve "Bayan imam var mı?” diye sordu; “Demek ki açılan bölüm imam yetiştirmeye yönelik değil, dolayısıyla imam ihtiyacıyla ilgisi yok” diye konuştu.

Cumhurbaşkanının külliye konusunda neden konuşmadığına yönelik bir soru üzerine ise Talat, “Cumhurbaşkanı niye konuşsun? Cumhurbaşkanının Hükümetin önündeki konularla ilgili basın önünde konuşmasını beklememek lazım. O, söyleyeceklerini hükümete söylüyordur. Hükümet bu yolda devam ettiğine göre herhalde aynı görüşte ve uyum içerisindedirler” dedi.

ELEKTRİK KURUMU

Elektrik kurumunun özelleştirilmesini doğru bulmadığını da  kaydeden Talat, doğru olanın Elektrik Kurumunun özerk ve profesyonel bir yapıya kavuşturulması olduğunu belirtti.