Cumhurbaşkanı’nın özel temsilcisi Kudret Özersay, “Birleşmiş Milletler’in 19 Nisan’da vereceği kararın süreci başarıyla sonuçlandırabileceğimiz bir karar olmasını istiyoruz” dedi.

Bayrak Haber’de yayınlanan “Gazeteci’nin Not Defteri” programında müzakere sürecine ilişkin önemli açıklamalarda bulunan Özersay, Kıbrıs Türk tarafının anlamlı ve erken zamanda sonuç getirici müzakereye her zaman hazır olduğunu vurguladı.

Özersay, ancak bunun Kıbrıs Türkü’nün iradesinin Rumların iradesine mahkum olduğu anlamına gelmediğini söyledi.

Özersay, “Rum tarafı sürecin çözüm üreten bir aşamaya geçmesine rıza vermez ise biz de ucu açık ve çözüm üretemeyen şekilde devamına rıza vermeyeceğiz” dedi.

Özersay, Kıbrıs müzakerelerinin tıkanmadığını veya çökmediğini vurguladı ve önemli bir kararın alınacağı bir eşiğe geldiğini söyledi.

Son yapılan Greentree Zirvesi’nde BM Genel Sekreteri’nin çizdiği programın işlediğini ifade eden Özersay, Downer’ın sunduğu değerlendirme ışığında Genel Sekreter’in 19 Nisan’da görüşmelerin ve Kıbrıs sorununun geleceğini ciddi anlamda etkileyecek bir karar alacağını kaydetti.

Özersay, önemli olanın başarıya ulaşabilecek nitelikte yeni bir eşiğe gelinip gelinmeyeceği olduğunu dile getirdi.

Özersay; “Tarafların henüz üzerinde uzlaşılamamış tüm konuları masaya koyarak hepsi arasında bir pazarlığa girişebilecekleri, büyük resmi görebilecekleri, ciddi anlamda al ver yapabilecekleri bütün aktörlerin masada olacağı, bir çok taraflı toplantı aşamasına geçip geçmeyeceğimize karar vereceğimiz bir noktadayız. Kritik bir noktadayız” dedi.

Kudret Özersay, ucu açık devam eden müzakerelerle kapsamlı çözüme ulaşılamayacağını da vurguladı ve bunun Kıbrıs Türklerine zarar vereceğini söyledi.

Özersay, “Ucu açık müzakerelerin devamı Uluslararası toplum açısından bize karşı verilen sözlerin yerine getirilmemesi için bir bahane olarak kullanılır. Öte yandan Rum tarafının bugünkü hukuksuzluğunu gizleyebilmesine yardımcı olan en önemli unsurdur. Biz de sorunlarımızı içselleştiriyoruz” dedi.

Çözümsüzlüğü ortadan kaldıracak bir müzakereye evet demek gerektiğini belirten Özersay, Kıbrıs Türk tarafının müzakere masasından kalkmadığını, sadece böyle bir müzakerenin devamına rıza vermediğini söyledi.

Özersay; “Sonuç getirecek, belli bir zamanı olacak ve bir an önce yapılacak. Varsanız buna hemen yapalım. Ama eğer yoksanız benim iradem oradadır, gelirsiniz, bu al veri yaparız. Biter” diye konuştu.

Özersay, Cumhurbaşkanı’nın müzakere masasından kalkmak gibi bir gizli niyeti olmadığını da vurguladı ve “eğer öyle bir niyeti olsa neden al-verin yapılacağı, her şeyin deneneceği hatta haritanın müzakere edileceği çok taraflı toplantıda neden ısrar etsin” diye sordu.

Özersay şöyle devam etti:

“Bu tür bir müzakerenin devamı, sırf müzakere etmiş olmak için müzakere eder konumuna sokar sizi ve bu Kıbrıs Türkünün aleyhinedir. Herkeste bir bıkkınlık var. Ama umudu oturup bekleyemezsiniz. Umudu Siz yaratacaksınız. Ama ben oturup sizi bekleyecek değilim. Ben çözümsüzlük durumunda da yapılabilecek şeyleri yapıp statükonun verdiği rahatsızlığı olabildiğince ortadan kaldırmaya çalışacağım. Her şeyi kapsamlı çözüme endekslersem, toplumun geleceğini Rum toplumunun rızasına endekslersem o zaman topluma verecek bir vizyonum yok demektir.”

Kudret Özersay, uluslararası aktörlere de müzakerelerin hangi yöntemle yürütülmesi halinde başarıya ulaşacağını anlattıklarını belirtti.

Sürecin başarısız olması durumunun da uluslararası aktörler tarafından da konuşulduğunu kaydeden Özersay, yaratıcı bazı düşünceler bulmaya çalıştıklarını söyledi.

Özersay, “Çözümsüzlük normal bir şeye dönüşüyor Biz bunun normalleşmesine izin verirsek, çözüm sürecinin başarısız olması durumunda da fikir geliştirmek ve uluslararası aktörlerle konuşmak zorundayız. Yoksa Kıbrıs Türkünün geleceğine dönük bir vizyon ortaya koyamazsınız” dedi.

“Cumhurbaşkanının çözümsüzlüğe üzerine bir siyaseti yoktur” diyen Özersay, Kıbrıs Türkü’nün çözüm iradesinin var olduğunu da söyledi.

Özersay, çözümsüzlük durumunda Rumların rızasını gerektirmeyecek, uluslararası hukuka uygun adımlar atılabileceğini ifade etti.

Kıbrıs Türkü’nün nefes almaya, üretmeye ve uluslar arası topluma daha fazla entegre olmaya ihtiyacı bulunduğuna işaret eden Kudret Özersay, “Kıbrıslı Türklerin önüne sadece Kıbrıslı Rumların iradesine tabi bir gelecek koyamazsınız. Adanın geleceğini birlikte belirleyeceğiz. Eğer hazırsalar hemen şimdi, 4 hafta sonra yapalım. Biz hazır olduğumuz söylüyoruz. Ama aynı zamanda ondan bağımsız bir başka vizyon ve gelecek çizerek adada nefes almamızı mümkün kılacak adımlar atabiliriz” ifadelerini kullandı.

Özersay; “Çözüm üretmeyecek olan bizi boğan ve nefessiz bırakan belirsizliği besleyen bir müzakereye rıza vermeyeceğiz. Nasıl ki Rum tarafı çözüm üreten bir müzakereye rıza vermiyorsa biz de bu tür saçma sonuç getirmeyen bir yaklaşıma müsaade vermeyeceğiz” diye konuştu.

Özersay, BM genel Sekreteri’nin 19 Nisan’da vereceği kararın süreci başarıyla sonuçlandırabilecek bir karar olmasını istediklerini belirterek, “Alınan karar yakın gelecekte bizi kapsamlı çözüme getirecek bir durum çıkarıp çıkarmayacak mı. Eğer süreci uzatacak Ucu açık ve belli olmayan Rum tarafının keyfine bırakılan bir sonuç çıkarsa süreç o gün başarısız olmuş demektir. Kıbrıs Türk tarafı o tür bir egzersizin devamına rızası olmadığını net bir şekilde ortaya koymuştur” dedi.