Dünya Meteoroloji Örgütü'nden (WMO) yapılan açıklamada, 2020 yılında dünyanın 2016 ve 2019'un ardından üçüncü en sıcak yılını yaşadığı belirtildi.

WMO verilerine göre, 2020'de ortalama küresel sıcaklık, sanayi öncesi dönemin 1,2 derece üzerinde gerçekleşti.

Açıklamada ayrıca 2020'nin sonlarında başlayan, okyanus yüzeyindeki sıcaklıkların büyük ölçüde düşmesine yol açan La Nina hava olayının 2021'in ortasına kadar devam etmesinin beklendiği kaydedildi.

Raporda ayrıca şu bilgilere yer verildi;

Küresel İklimin Durumu 2020 raporu, sera gazı konsantrasyonları, artan kara ve okyanus sıcaklıkları, deniz seviyesinin yükselmesi, eriyen buz, buzulların geri çekilmesi ve aşırı hava olayları dahil olmak üzere iklim sisteminin göstergelerini belgeliyor.

Kaydedilen en sıcak 10 yıl

Geçtiğimiz yıl, La Nina'nın soğutucu etkisine rağmen kaydedilen en sıcak üç yıldan biri oldu. Küresel ortalama sıcaklık, sanayi öncesi (1850-1900) seviyesinin yaklaşık 1,2 derece üzerindeydi. 2015'ten bu yana geçen altı yıl, kayıtlardaki en sıcak altı yıl ve 2011-2020, kaydedilen en sıcak on yıl oldu.

WMO Genel Sekreteri Prof. Petteri Taalas, “Dünya Meteoroloji Örgütü'nün iklim değişikliğine ilişkin öngörülen endişeler nedeniyle 1993'te ilk iklim durumu raporunu yayınlamasının üzerinden 28 yıl geçti. O zamandan bugüne iklim sistemi anlayışı ve hesaplama gücü artsa da temel mesaj aynı kaldı. Şu anda kara ve deniz üzerinde önemli sıcaklık artışlarının yanı sıra deniz seviyesinin yükselmesi, deniz buzu ve buzulların erimesi ve yağış paternlerinde farklılıklar gibi diğer değişiklikleri gösteren 28 yıllık veriye sahibiz. Bu durum, iklim sisteminin davranışını yöneten fiziksel yasalara dayanan iklim biliminin sağlamlığının altını çiziyor.” dedi

Taalas, sözlerini şöyle sürdürdü;

“Bu raporda sağlanan tüm temel iklim göstergeleri ve ilgili etki bilgileri; insanları, toplumları ve ekonomileri etkileyen ve amansız bir şekilde devam eden iklim değişikliğini, artan aşırı hava olaylarının oluşumunu ve yoğunlaşmasını ve ciddi kayıp ve hasarları vurgulamaktadır. İklimdeki olumsuz eğilim, azaltma konusundaki başarımızdan bağımsız olarak önümüzdeki on yıllarda da devam edecek. Bu nedenle uyum için yatırım yapmak önemlidir. Uyum sağlamanın en güçlü yollarından biri erken uyarı hizmetlerine ve hava durumu gözlem ağlarına yatırım yapmaktır. En az gelişmiş ülkelerin gözlem sistemlerinde büyük boşluklar var ve son teknoloji hava, iklim ve su hizmetlerinden yoksunlar."

"Rapor kaybedecek vaktimiz olmadığını gösteriyor"

BM Genel Sekreteri, “Bu rapor, kaybedecek vaktimiz olmadığını gösteriyor. İklim değişiyor ve etkiler şimdiden insanlar ve gezegen için çok maliyetli. Bu yıl, eyleme geçme yılıdır. Ülkeler 2050'ye kadar net sıfır emisyonu taahhüt etmelidir. Ülkelerin Glasgow'daki COP26'dan önce, 2030 yılına kadar 2010 seviyelerine kıyasla küresel emisyonları toplu olarak yüzde 45 azaltacak iddialı ulusal iklim planları sunmaları gerekiyor. Ve insanları iklim değişikliğinin feci etkilerinden korumak için şimdi harekete geçmeleri gerekiyor.” dedi.

Küresel ortalama deniz seviyesi yükselmeye devam ediyor

Küresel ortalama deniz seviyesi uydu altimetre kaydının başladığı 1993’ten bu yana yükselmeye devam etti. Son zamanlarda, kısmen Grönland ve Antarktika'daki buz tabakalarının artan erimesi nedeniyle daha yüksek bir oranda yükseliyor. 2020 yazında küresel ortalama deniz seviyesinde küçük bir düşüş, La Nina koşullarının gelişmesiyle ilişkilendirildi. Genel olarak, küresel ortalama deniz seviyesi 2020'de artmaya devam etti.

Sel ve kuraklık

2020'de Afrika ve Asya'nın büyük kısmında şiddetli yağmurlar ve yoğun seller meydana geldi. Şiddetli yağmur ve seller, Sahel'in çoğunu ve Afrika'nın Büyük Boynuzu'nu etkiledi ve çöl çekirgesi salgınını tetikledi. Hindistan yarımadası ve komşu bölgeleri, Çin, Kore Cumhuriyeti, Japonya ve Güneydoğu Asya'nın bazı bölgeleri de yılın çeşitli zamanlarında anormal derecede yüksek yağış aldı.

Şiddetli kuraklık 2020'de Güney Amerika'nın iç kesimlerinin birçok bölümünü etkiledi, en kötü etkilenen bölgeler ise kuzey Arjantin, Paraguay ve Brezilya'nın batı sınır bölgeleriydi. Arjantin, Uruguay, Paraguay ile birlikte Brezilya'da tahmin edilen tarımsal kayıp yaklaşık 3 milyar dolar olarak öngörülüyor.

Güney Afrika'nın bazı kısımlarında, özellikle Güney Afrika'nın Kuzey ve Doğu Cape Eyaletleri'nde uzun süreli kuraklık devam etti, ancak kış yağmurları 2018'de zirve yapan aşırı kuraklık durumunun süregelen iyileşmesine yardımcı oldu.

Sıcaklık rekorları kırıldı

Arktik Sibirya bölgesinin geniş bir kısmında, 2020 yılında sıcaklıklar ortalamanın 3 derece üzerinde seyretti ve Verkhoyansk kasabasında 38 derecelik rekor bir sıcaklık gerçekleşti. Buna, uzun süreli ve yaygın orman yangınları eşlik etti.

ABD'de şimdiye kadar görülmüş en büyük yangınlar 2020 yaz sonu ve sonbahar aylarında meydana geldi. Yangınlara yaygın kuraklık katkıda bulundu. Temmuz'dan Eylül'e kadar güneybatı için kaydedilen en sıcak ve en kurak dönemdi. Kaliforniya'da Ölüm Vadisi’nde, 16 Ağustos'ta, son 80 yılda dünyanın bilinen en yüksek sıcaklığı olan 54,4 derece kaydedildi.

Karayipler'de Nisan ve Eylül aylarında büyük sıcak hava dalgaları meydana geldi.

Küba, 12 Nisan'da 39,7 derecelik yeni bir ulusal sıcaklık rekoru gördü. Eylül ayında Dominika, Grenada ve Porto Riko’da yüksek sıcaklık değerleri ile ulusal veya bölgesel düzeyde rekorlar kırıldı.

2020'nin hemen başlarında Avustralya’da Sidney'in batısında bir metropol bölgesi olan Penrith şehrinde sıcaklık 48,9 dereceye ulaşarak rekor kırdı.

Yaz sezonu, Doğu Asya'nın bazı bölgelerinde çok sıcak geçti. 17 Ağustos'ta Hamamatsu’daki sıcaklık değeri Japonya'nın ulusal rekoru olan 41,1 dereceye ulaştı.

2020 yazında Avrupa’da kuraklık ve sıcak hava dalgaları yaşandı, ancak bunlar genellikle 2018 ve 2019'daki kadar yoğun değildi. Kuveyt Havaalanı'nın 52,1 dereceye ve Bağdat'ın 51,8 dereceye ulaştığı Orta Doğu'da, Temmuz ayı sonlarında yaşanan sıcak hava dalgasının ardından, 4 Eylül'de Doğu Akdeniz'de Kudüs 42,7 derece ve Eilat'ta 48,9 derece ile tüm zamanların rekorları kırıldı.