Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Serdar Denktaş, partisinin Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu (Kıb-Tek)’in özelleştirilmesine karşı olduğun ve karşı olmaya devam edeceğini bildirdi.

Serdar Denktaş, bunun özel sektörle paslaşılmaması anlamına gelmediğini ancak bu konuda nasıl bir paslaşmanın olacağının çok iyi hesaplanması gerektiğini söyledi.

Tuluy Kalyoncu başkanlığındaki Kıb-Tek Çalışanları Sendikası (El-Sen) yöneticileri, bugün DP Genel Başkanı Denktaş’ı ziyaret etti.

Denktaş, El-Sen’in grev silahını hemen kullanmaması nedeniyle sendikaya teşekkür ederek sürdürdüğü konuşmasında, El-Sen’in agresif sendikacılık yapmasına karşın oturulup konuşulduğunda hem çalışanların hakları hem de kurumu düşünen bir anlayışla hareket ettiğinin geçmiş dönemdeki deneyimlerinden bildiğini söyledi.

Serdar Denktaş, mevcut hükümetin el yordamıyla bile hareket etmediğini ileri sürüp bu nedenle bu hükümet ile iş yapacakları, atacakları imzaların iktidar değişikliğinde gözden geçirileceği konusunda uyarmak istediğini belirtti.

Denktaş, “Hükümeti karanlık bir odada gözleri bağlı hareket etmekle” suçlayarak, Hükümet ve bu hükümetle iş yapmak isteyenleri bu nedenle uyarmak istediğini, çünkü Hükümet’in ömrünün uzun olmadığını ileri sürdü.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC)’de özelleştirme konusu olacak kurumlar olmadığını, özelleştirilme konusunun ela alındığı SÜTEK gibi kurumların piyasada denge sağalamaya yönelik olduğunu savunan Denktaş, El-Sen’in Kıb-Tek için “özerkleştirme” dediği şeyi “siyasilerin elinin kurumdan çekilmesi” olarak anladığını söyledi.

Serdar Denktaş, elektrik üretimi, dağıtım, kısaca Kıb-Tek ve bu kurumun özelleştirilmesi konusunda El-Sen ile parti olarak müşterek çalışmaya hazır olduğunu belirterek, önemli olanın vatandaşın kaliteli ve kesintisiz elektrik enerjisi alırken kurumun zarar etmemesi olduğunu kaydetti.

Denktaş, kurumun özelleştirilmesine yönelik herhangi bir yasanın Meclis’e sevk edilmesi halinde bu yasa tasarısına karşı olacaklarını, karşı çıkışı da en ileri noktaya kadar götüreceklerini söyledi.

Kıb-Tek’de yaşanın sorunların nedeninin işi bilmeyenlerin siyasiler tarafından yönetim kuruluna atanması olduğunu savunan DP Genel Başkanı Serdar Denktaş, yapılması gerekenin kurum yönetiminin siyasetten temizlenmesi olduğunu kaydetti.

KALYONCU

El-Sen Başkanı Tuluy Kalyoncu ise ziyarette yaptığı konuşmada, ülke gündeminde ekonomik paketle dayatılan ve özelleştirmeyle tehdit edilen Kıb-Tek’te yaşananlarla ilgili olarak bilgilendirmeyle bu konuda hazırladıkları raporu anlatmak istediklerini söyledi.

Kalyoncu, ülkede özellikle emekçilere, çalışanlara yönelik olumsuzluklar içeren pakete karşı uzun bir süredir mücadele edildiğini DP’nin de bu mücadelenin bir parçası olduğunu belirterek, Kıb-Tek özelinde dayatılan özelleştirme ve kurumun fiilen kapatılmasıyla sonuçlanacak AKSA ile ek sözleşme imzalanması girişimiyle ilgili bilgi vereceklerini anlattı.

Kalyoncu, El-Sen için Kıb-Tek’in özelleştirilmesine yönelik yasa tasarısı ile AKSA ile alım garantili ek sözleşme imzalanmasının kendileri için süresiz grev nedeni olduğunu yineleyerek, bu konuda geri adım atmayacaklarını söyledi.

Tuluy Kalyoncu, yapılması düşünülen ek sözleşme  ve yasal düzenlemeyle Kıb-Tek’in enerji üretiminden çekilmesi, alanın özele terk edilmesinin öngörüldüğünü bunun sonucunun ise daha pahalı ve kalitesiz enerji arzı anlamına geldiğini iddia etti.

Kalyoncu, Kıb-Tek’in mevcut yapısıyla sürdürülemez olduğunun kendileri tarafından da bilindiğini; bu nedenle sendika olarak idare ve mali özerkliğe sahip yeni bir Kıb-Tek yasa tasarısı hazırladıklarını, tasarının tamamlanır tamamlanmaz kamuoyu ve herkesle paylaşılacağını söyledi.

Kalyoncu, Avrupa Birliği (AB)’nin küçük ülkelerde elektrik üretiminin özelleştirilmemesi konusunda uygulamaları bulunduğunu, enerji harcaması KKTC’nin üç katı olan Malta, Kıbrıs ve Lüksenbug’un bu tür ülkeler olduğunu anlatarak, bilgi sahibi olmadan AB’nin her koşulda özelleştirmeden yana olduğunu söylemenin kabul edilemeyeceğini söyledi.

AKSA’nın arz güvenliği ve pahalı ücretine karşın satış garantili üretiminin de AB kurallarına aykırı olduğunu ifaden Tuluy Kalyoncu, halen 650 milyon kilovat saat olan alımın yapılacak ek sözleşmeyle sırasıyla 750 ve 825 milyon kilovat saatte çıkarılmasının öngörüldüğünü anlattı.

Kalyoncu, ülkede 1 milyar kilovat saat üretim yapıldığına bunun yaklaşık 900 milyon kilovat saatinin faturalandırıldığına işaret ederek, yapılmak istenenle aslında ülke genelinde faturalandırılan tüm elektrik enerjisi üretiminin özel sektöre devredilerek Kıb-Tek’in devre dışı bırakılması olduğunu söyledi.

Tuluy Kalyoncu, alım garantili sözleşmelerin AB için sorun olduğunu, Polonya AB’ye üye olmadın 2028 yılına kadar satış garantili enerji üretimi sözleşmelerinin üyelikle birlikte sonlandırmak durumunda kaldığını belirterek, anlaşmayla birlikte böyle bir sürencin Kuzey Kıbrıs’ı da beklediğini savundu.

Mevcut alım (satış) garantili sözleşmenin 2024 yılına kadar geçerli olduğunu, bunun için ASKA’nın yatırım yapması gerektiğini belirten Kalyoncu, bunun için ilgili firmanın kaliteli enerji arzını sağlamak amacıyla 46 milyon TL 35 megavatlık yeni santral kurmak için yeni alım garantisi talep etmesinin varolan anlaşmaya da aykırı olduğunu iddia etti.

Kalyoncu, ASKA’nın mevcut sözleşmeye göre ünite kurarak kesintisiz ve kaliteli eneri arz etmesi gerektiğini ancak, gerekli yatırımı yapmaması nedeniyle 2010 yılında toplam 160 kez devre dışı kaldığını anlattı.

Tuluy Kalyoncu, ASKA’nın devre dışı kalması üzerine halen çalışması nedeniyle Kıb-Tek’in kısa bir süre içinde açığı kapattığını ancak, tüm üretimin özel sektörden alım garantili yeni protokolün yaşama geçmesiyle kapatılacak 60 megavatlık buhar santrallerinin soğuk olması nedeniyle devreye germe süresinin 15-16 saati bulacağını hatırlatarak, bunun teknik bir zorunluluk olduğunu belirtti.

İlgili firmanın  yürürlükteki anlaşma nedeniyle 45 milyon TL’lik santral yapıtımı için fazladan 500 milyon TL’lik satış garantisi istemesinin takdirini halka  bıraktıklarını anlatan Kalyoncu, bu konuda herkesi bilgilendirmeye devam edeceklerini söyledi.

Buhar tribünü santrallerin 20 megavatın altında çalıştırılmasının teknik olarak mümkün olmadığını anlatan Kalyoncu, ek alım garantili sözleşmenin imzalanması halinde 60 megavatlık buhar tribünü santrallerinin zorunlu olarak kapatılacağına işaret etti.

Kalyoncu,  El-Sen’in garantili satış (alım) içeren ek sözleşme yapılmasına karşı olduğunu, bunun yapılmasının sendika için süresiz grev nedeni olduğunu yineleyerek, bu konuda gerekli bildirimlerini yapıldığını kaydetti.