Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Rum tarafının ve bazı çevrelerin Türk tarafını “anlaşmaya mecbur taraf” olarak nitelendirmekte olduklarına dikkati çekerek, “Ama bizim kadar Rum tarafının da kendisini bir anlaşma mecburiyetinin içinde hissetmesi gerekir ki bir anlaşmaya varabilelim” dedi.

Yapılacak anlaşmanın, Kıbrıs Türk halkının bu topraklarda huzur ve güven içerisinde yaşayabileceği bir anlaşma olmasının önemine işaret eden Eroğlu, “Aksi takdirde 1960 Anlaşması gibi 3 yılda bozulacak, Kıbrıs Türk halkını devletsiz bırakacak bir anlaşmaya imza atmak mümkün değildir” şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, bugün, 21- 25 Aralık Milli Mücadele ve Şehitler Haftası etkinlikleri çerçevesinde Ertan Ersan başkanlığındaki Şehit Aileleri ve Malul Gaziler Derneği heyetini kabul etti.

Dernek başkanı Ertan Ersan, milli mücadeleye verdiği hizmetlerden dolayı Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’na, Şehit Aileleri ve Malul Gaziler Derneği’nin Onur Üyesi Belgesi, ayrıca altın madalyasını takdim etti. Yönetim Kurulu üyesi Mehmet Bahadır ise, 24 Aralık 1963’te Kumsal Çarpışmaları’nda Erdoğan Rifat’ı konu olan “Kumsal’da Bir Kahraman” isimli kitabı takdim etti.

ERSAN

Şehit Aileleri ve Malul Gaziler Derneği Genel Başkanı Ertan Ersan yaptığı konuşmada, kabulünden dolayı Cumhurbaşkanı Eroğlu’na teşekkür etti.

Kıbrıs Türk halkının % 65 - 70’inin şehit ailesi olduğunu, bu nedenle Rumların Kıbrıs Türk halkına yaşattığı acıları ve zulmü unutmanın mümkün olmadığını vurgulayan Ersan, “O günleri unutmadık, unutmayacağız, unutturmayacağız. Bu bizim görevimizdir” dedi.

Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun çalışmalarını yakından takip ettiklerini ve takdir ettiklerini ifade eden Ersan, katıldıkları bir çok toplantıda ve derneklerinde bulunan Şehitler Müzesi’ni ziyarete gelenlere bu düşüncelerini dile getirdiklerini söyledi.

Ertan Ersan, Şehit Aileleri ve Malul Gaziler Derneği’ne gösterdiği yakın ilgi ve desteğinden dolayı Cumhurbaşkanı Eroğlu’na teşekkür etti.

EROĞLU

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ise yaptığı konuşmada, kendisine takdim edilen “Kumsal’da Bir Kahraman” adlı kitap için teşekkür etti.

Eroğlu, canlı kaynaklardan bilgi alarak ortaya çıkarılan bu gibi çalışmaların, hem yaşananların bilinmesi, hem de tarihçilerin kaynak olarak başvuracakları eserler olması açısından çok önemli olduğunu vurguladı.

Cumhurbaşkanı Eroğlu, derneğin Onur Üyelik Belgesi ve altın madalyası için de dernek yöneticilerine teşekkür etti.

Kendisinin, 21 Aralık 1963 ve daha sonrası yaşanan acıları gelecek nesillere yaşatmayacak bir anlaşma için mücadele verdiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Eroğlu, “Bu anlaşmayı umduğumuz manada yapabilmek için müzakere masasında mücadelemizi sürdürüyoruz” dedi.

Yapılacak anlaşmanın Kıbrıs Türk halkının bu topraklarda huzur ve güven içerisinde yaşayabileceği bir anlaşma olmasının önemine işaret eden Cumhurbaşkanı Eroğlu, “Aksi takdirde 1960 Anlaşması gibi 3 yılda bozulacak, Kıbrıs Türk halkını devletsiz bırakacak bir anlaşmaya imza atmak mümkün değildir” dedi.

Zaman zaman bazı suçlamalara rağmen samimi bir şekilde anlaşma arayışı içerisinde olduklarını, ama, anlaşmanın da şartları ve kuralları olduğunu, Kıbrıs Türk halkının beklentileri bulunduğunu, bu çerçevede bir anlaşma olup olmadığını süreç içerisinde göreceklerini anlatan Eroğlu, şöyle konuştu:

“Görüşmeler önümüzdeki yıl en fazla Haziran ayına kadar devam edebilir. Çünkü Temmuz’da Rum tarafının dönem başkanlığı başlıyor. Dolayısıyla Genel Sekreter’in söylediği gibi doğal son tarih Haziran’dır. O bakımdan bu zamanı iyi değerlendirip halkımızın da kabul edebileceği bir anlaşma yapabilirsek, bu Kıbrıs Türk halkının başarısı olacaktır. Ama anlaşma sadece bize bağlı değildir. Karşı tarafın da aynı niyeti taşıması gerekmektedir. Çok şükür devletimiz var, Anavatanımızın garantörlüğü de devam ediyor. Anavatanla ilişkilerimiz gayet samimi bir şekilde sürdürülüyor.”

Rum tarafının ve bazı çevrelerin Türk tarafını anlaşmaya mecbur taraf olarak nitelendirmekte olduklarına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Eroğlu, “Ama bizim kadar Rum tarafının da kendisini bir anlaşma mecburiyetinin içinde hissetmesi gerekir ki bir anlaşmaya varabilelim. Ama anlaşma olmasa da bir devlet çatımız var. O bakımdan ben kalan süreyi en iyi şekilde değerlendirip halkımızın referandumda oy vereceği bir anlaşma arayışı içerisinde olmaya devam edeceğim. Ondan sonrasını hep birlikte değerlendireceğiz. Ama Rum tarafı, Kıbrıs Türk halkının bütün haklarını elinden alacak, yine göçmen duruma düşürecek anlayışlar içerisindeyse tabii ki bu iş zorlaşır.”