Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’nun dünkü birleşiminde muhalefetin, yeni protokol düzenlemesini eleştirmesi üzerine, “seçilmişler-atanmışlar” tartışması çıktı.
Gündem dışı konuşmalar öncesinde söz alan CTP Genel Başkanı Özkan Yorgancıoğlu, yeni protokol sıralamasına göre atanmışların seçilmişlerin önüne konulmasını eleştirerek, protokolün sivilleşme ve demokratikleşme söylemine uygun olmadığını ifade etti.
Özkan Yorgancıoğlu, protokolde seçilmişlerin atanmışların önünde olması gerektiğini, bu çerçevede de seçilmiş belediye başkanlarının kaymakamların arkasında yer almaması gerektiğini söyledi ve listenin değiştirilmesini istedi.
Yorgancıoğlu, polis komutanının protokolde Sivil Savunma Teşkilat Başkanı’nın arkasında yer almasının da kabul edilemeyeceğini ifade ederek, protokol listesinin diğer ülkelerdeki uygulamalara bakılarak yeniden ele alınması gerektiğini kaydetti.
Özkan Yorgancıoğlu, ilgili gazeteyi göstererek, Türkiye’nin Milli İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT) ülkedeki GSM operatörleri kanalıyla telefonları dinlemek için cihazlar yerleştireceğine dair haberlerin doğru olup olmadığını da sordu ve bunun vahim bir durum olduğunu vurguladı.
Yorgancıoğlu, Kurtlar Vadisi dizisinde Polat Alemdar karakterini canlandıran Necati Şaşmaz’a fahri kültür ataşesi unvanı verilmesini de eleştirdi.

Devlet kurumlarına sahip çıkılsın

TDP Milletvekili Mustafa Emiroğluları da konuşmasında, protokol listesine yönelik eleştirilere katılarak, seçilmişlerin atanmışların arkasına konmasının kabul edilemeyeceğini söyledi. Emiroğluları, devleti kurduğunu iddia edenlerin devlete, kurumlarına sahip çıkmadığını iddia etti.

Soyer, “kaos yaratılan konuları” konuştu

Meclis Genel Kurulu bu konuşmalardan sonra gündem dışı konuşmalar bölümüne geçti. Bu bölümde ilk olarak CTP milletvekili Ferdi Sabit Soyer’in “İç ve Dış Görüşmeler ile ilgili Kaos Yaratılan Konular” başlıklı gündem dışı konuşması yer aldı.
Soyer konuşmasında, Türkiye’de tüm kamu görevlilerine toplu sözleşme hakkı veren yasaya göre tüm kamu çalışanlarının toplu sözleşmeli ve grevli çalışma yaşamına kavuşacağını kaydetti.
Soyer, belli çevrelerin uzun yıllardır KKTC’de komu çalışanlarının toplu pazarlık ve görüşme hakkının fazla olduğunu sürekli dile getirdiğini hatırlatarak, UBP’nin bu hakkı ortadan kaldırdığını söyledi.
Türkiye’de olmayan toplu pazarlık görüşmeleri hakkı kazanılırken, KKTC’de var olan hakkın Türkiye ile imzalanan protokol sonucu ortadan kaldırılmasını eleştiren Soyer, önemli olanın maaş artışı verilip verilmemesi değil, demokratik bir hakkın kullanılmasının engellenmemesi olduğunu kaydetti.
Soyer, artış verilmeyecek diye toplu görüşme yapılmamasının kabul edilemeyeceğini anlatarak, bugün artık hükümetin sendikaları toplu görüşmeye bile çağırmadığını ifade etti. Soyer, Türkiye kendi kamu çalışanlarına toplu sözleşme hakkı verirken burada var olan bir hakkın ortadan kaldırılmasının anlaşılamayacağını belirtti.
Ferdi Sabit Soyer, görüşmelerde Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun mülkiyet konusunda bireysel başvuruya karşı çıktığını, mülkiyet konusundaki tutumunun yarattığı sonuç konusunda Kıbrıs Türk halkına gerekli açıklamayı yapması gerektiğini de kaydetti.
Soyer, İTEM Yasası’ndan bugüne yapılan tüm eşdeğer işlemleri ve topraklandırma sonucu ne kadar mülkün kime nasıl satıldığı, ne kadarının kimin elinde bulunduğu ve olası bir çözümde bunların tazminatının kim veya kimler tarafından ödeneceğini öncelikle Meclis ve Kıbrıs Türk halkına anlatılması gerektiğini de savundu.
   Soyer, Kıbrıs sorununun bu kritik aşamasında “herkes yoluna yürüsün” tezini savunanların aslında yaptığının “haksız yere alınan mallar mülkler yanıma kalsın” anlayışı olduğunu ifade etti.
   
Kıbrıs sorunu soruldu

Genel Kurul’daki ikinci gündem dışı konuşma Mustafa Emiroğluları tarafından “Hükümetin Kıbrıs sorunu ile ilgili tutumu” başlığıyla yapıldı.
Emiroğluları, istense de istenmese de Kıbrıs’ta bir çözüm olacağını, çözüme yönelik gidişat olmasının bile ülkedeki her şeyi güzel hale getirdiğini, çözümden uzaklaşıldığı oranda da sorunların arttığını kaydetti.
Emiroğluları, UBP’nin hükümete geldiği günden itibaren uyguladığı mülkiyet politikasıyla çözüm sürecini tıkamaya yönelik hareket ettiğini ifade ederek, Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun mülkiyet politikasına karşı olduğunu belirtti.
Mustafa Emiroğluları, 1 Temmuz’un Kıbrıs sorunu konusunda son tarih olarak ortaya konduğunu ancak bunun doğru olmadığını belirterek, “1 Temmuz son tarih değildir” dedi.
Emiroğluları, Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun “Biz 1 Temmuz’dan sonra yokuz” söyleminin bir anlam ifade etmeyeceğine işaret ederek, bunun söylemden öteye gitmeyeceğini ifade etti.
Mustafa Emiroğluları, müzakereleri olumsuz etkileyecek politikalardan vazgeçilmesi çağrısı yaparak, kimsenin 1 Temmuz’dan sonra görüşmelerden kaçamayacağını kaydetti.

Töre, ulusal çizgiyi anlattı

UBP Lefkoşa Milletvekili Zorlu Töre ise “Ulusal Çizgi” konulu gündem dışı konuşma yaptı.
Töre konuşmasında, 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti kurulurken de adil bir çözüm söyleminin ortada olduğunu ancak bu adil çözümün ancak 3 yıl sürdüğünü ve Rumların Kıbrıslı Türkleri devletten attığını savundu.
Türkiye ile KKTC arasında entegrasyon sürecinin var olduğunu, karşı çıkılsa da bunun devam ettiğini ve devam edeceğini belirterek, savunmada entegrasyonun tam olduğunu anlatan Töre, muhalefetteki partilerin Türkiye ile ilişkilerini düzeltmediği sürece hükümete gelemeyeceğini ifade etti.
Konuşmaların ardından Meclis'in bugünkü birleşimi sona erdi. Gelecek toplantı, pazartesi yapılacak.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

KAYNAK : KIBRIS