Artık marketlerde dahi satılan kontörlü telefon hatlarını kullanan bazı kişilerin ve çete mensuplarının ‘konuşarak veya mesaj atarak’ taciz ve tehdit etme girişimleri ciddi oranda artış gösterirken, polisin bu olaylar karşısında çaresiz kaldığı görülüyor.
Kontörlü hatlar satılırken telefon numarası ve kullanıcı kimliğinin kayıt altına alınmaması nedeniyle, taciz ve tehdite yönelen kişiler kendini güvende hissederken, devletin güvenlik birimleri mağdur kişilere yardımcı olamıyor. Yaşanan sıkıntıyı KIBRIS’a değerlendiren bir güvenlik uzmanı “Taciz veya tehdit girişiminde bulunan kişi, eğer kontörlü telefonla konuşuyorsa, kimliği bilinmiyor, ancak aradığı bölgeyi tespit etmek mümkün olabiliyor” derken, mesajlarda bölge tespitinin de yapılamadığına dikkat çekiyor.
Böylece taciz veya tehdit girişiminde bulunan  kişi veya çete mensuplarının ortaya çıkarılması zorlaşıyor. Şikayetler karşısında araştırma başlatan polis görevlileri de sonuca ulaşamıyor.

Birçok olay karanlıkta kaldı

Özellikle son yıllarda alacak-verecek meselesinin yanı sıra, işlenen suçların aydınlığa kavuşmasını istemeyenlerin kontörlü telefon kullanarak, hedef seçilen kişilere tehdit mesajları gönderdikleri, ardından bazı eylemlere giriştikleri belirtiliyor.
Tehdit sonrasında isteklerin yerine getirilmemesi durumunda silahlı eylemlere kadar girişildiği, fakat bu tür olaylarda suçluyu yakalama girişimlerinin zorlaştığı, hatta imkansızlaştığı ifade ediliyor.
Konuyla ilgili olarak görüşlerine başvurulan GSM şirketi yetkilileri ise farklı görüşler ortaya koydu.

Arıkan: Tüm kartların kaydı prensibi var

Kuzey Kıbrıs Turkcell Pazarlama ve Satıştan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Mert Arıkan, kontörlü kartların, iletişim merkezlerinden satın alınan durumlarda, sözleşme doldurularak kimlik belgelerinin kayıt altına alınma prosedürünü uyguladıklarını söyledi.
Arıkan, Kuzey Kıbrıs Turkcell olarak, Kurumsal İletişim Merkezlerini (KİM) ortaya çıkarmalarındaki bir sebebin de böylesi işlemlerin çağdaş, güvenli ve profesyonelce yapılmasını sağlamak olduğunu belirtti.
KİM noktalarında yani iletişim merkezlerinde hat satışı yapıldığında “Yeşil Kart Kayıt Formu” doldurularak, abonelerden imzasının istendiğini anlatan Arıkan, “İletişim merkezlerimizde, tüm kartların kaydının yapılması prensibi üzerinden hareket ediyoruz. Ancak ülkeye, pek çok farklı sim kartının girişini kontrol etmek de mümkün olamıyor” dedi.
Arıkan, Kıbrıs Rum tarafı dahil, dünyanın birçok yerinde kontörlü hatların, küçük işletmelerde olduğu gibi kayıtsız satıldığını söyledi. “Bu kartlar genelde ülkeye gelen diğer ülke vatandaşlarının kolayca iletişim ihtiyacını karşılamak için pazarda konumlandırılıyor” diyen Arıkan, “özellikle bizim gibi geçici nüfus gelgitlerinin yaşandığı ülkelerde bu hizmeti en kolay şekilde bu sistemle verebilirsiniz. Türkiye'de sözleşme yapılarak veriliyor” şeklinde konuştu.

Tanpınar: “Kimse beni bulamaz” demek yanlış

KKTC Telsim Genel Müdür Yardımcısı Fevzi Tanpınar, faturalı hatlarda uygulanan prosedürün kontörlü hatlarda uygulanmadığını söyledi.
Adaya geçici süreliğine gelen kişilerin daha çok kontörlü hat tercih ettiğini belirten Tanpınar, kontörlü hatların kime ait olduğunun bilinmediğini ancak takibinin hukuk çerçevesinde yapılabileceğini ifade etti.
Tanpınar, kontörlü hatlarla ilgili Elektronik Haberleşme Yasası’nın kabul edildiğini ve kısa dönemde hayata geçeceğine işaret ederek şöyle devam etti:
Kontörlü hatlarla ilgili yasada, eğer kontörlü hat alacak olanlar, üç aydan fazla bu hattı kullanacaksa faturasız hat abonesi olacak ve sözleşme yapma zorunlulukları bulunacak.
Üç aylık zamanı, kötü niyetle kullanacak olanlar olabilir ama gerektiğinde hukuksal süreç başlatılmak suretiyle önlemler alınabilir”. 
Kontrolü hat kullanarak taciz veya polisiye bir olay olduğunda ilgili yasalarla hukuksal sürece başvurularak kişi hakkında bilgiye ulaşılabileceğini belirten Tanpınar, “Kontörlü hatları kimin kullandığı tespit edilemez denilemez” dedi
Tanpınar, “Kontörlü hattım var kimse beni bulamaz” yaklaşımının doğru olmadığını vurguladı.
Kontörlü hatlar verilirken kişi kaydı yapma zorunluluğunun henüz bulunmadığını belirten Tanpınar, “Hangi hattın kimde olduğu belirsizliği var gibi görünse de, konuşulan numaralar telefonun içerisindeki bilgiler, hukuksal yolla tespit edilebilirdir” dedi.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

KAYNAK : KIBRIS