Kazakistan, Azerbaycan, Rusya, İran ve Türkmenistan, Hazar Denizi'nin hukuki statüsüyle ilgili anlaşmayı imzaladı.

Kazakistan'ın Aktau kentinde düzenlenen 5. Hazar Ülkeleri Devlet Başkanları Zirvesi'ne Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ve Türkmenistan Cumhurbaşkanı Gurbanguli Berdimuhammedov katıldı.

Hazar'da ekonomi, ulaştırma, çevre, güvenlik ve diğer alanlardaki iş birliği konularının ele alındığı zirvede taraflar, Hazar'ın hukuki statüsünü belirleyen anlaşmaya imza attı.

Ayrıca toplantıda ulaştırma, ticari ve ekonomik iş birliği, Hazar Denizi'nde olayların önlenmesi anlaşmalarının yanı sıra organize suç, terörizmle mücadele ve Hazar ülkeleri sınır güvenlik kurumlarının iş birliğini öngören protokoller imzalandı.

Kazakistan Cumhurbaşkanı Nazarbayev, zirvede yaptığı konuşmada, bazı uzmanların Hazar'ın hukuki statüsünün belirlenmesi sürecine şüpheyle baktıklarına işaret ederek, "Bugün dünyanın gözü önünde Aktau'da ortak çalışmalar sonucu karşılıklı anlayış sağlamayı başardık." dedi.

Hazar'ın statüsüyle ilgili fikir birliğine varmanın kolay olmadığını, müzakerelerin 20 yıldan fazla sürdüğünü anımsatan Nazarbayev, Hazar'ı dostluk, karşılıklı güven ve iş birliği denizine dönüştürdüklerini dile getirdi.

Rusya Devlet Başkanı Putin de anlaşmanın Hazar Denizi'nin kaderi için ülkelerin hak ve sorumluluğunu güvence altına aldığını, denizin toplu kullanımı için net kuralları belirlediğini vurguladı.

Putin, "Anlaşmanın, gerekli paylaşım, denizcilik ve balıkçılık, katılımcı ülkelerin askeri ve siyasi etkileşimi konularını açık bir şekilde düzenlemesi, Hazar'ın sadece barışçıl amaçlarla kullanılması ve bölgesel güçlerin dışındaki askeri kuvvetlerin bulunmamasını garanti altına alması önemlidir." değerlendirmesinde bulundu.

Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev de ikili ve çoklu iş birliğinin Hazar bölgesindeki istikrar ve güvenlik faktörü olduğunu belirterek, "Hazar'ın hukuki statüsünün belirlenmesi, deniz dibi ve yüzeyinin ülkeler arasında uluslararası hukuk ve normlara uygun paylaşılmasının tamamlanmasını sağlayacak." değerlendirmesinde bulundu.

İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani de anlaşmanın imzalanmasını, Hazar Denizi'ne kıyı ülkeler arasındaki iş birliğini arttırma yönünde önemli bir adım olarak değerlendirdi.

PAYLAŞILAMAYAN HAZAR’IN HUKUKİ STATÜSÜ NE OLACAK?

Hazar Denizi'nin hukuki statüsünün belirlenmesi, SSCB'nin dağılmasının ardından Rusya, Azerbaycan, Kazakistan ve Türkmenistan'ın kurulmasıyla yeniden gündeme gelmişti, Hazar Denizi artık 5 ülke arasında bölünecekti. Hazar'ın statüsünü belirlemedeki zorluklar özellikle, havzanın farklı uluslararası hukuk kurallarına bağlanan göl ya da deniz olarak kabul edilmesinden kaynaklanıyordu. Bölgenin statüsünün çözüme kavuşturulmamış olması ayrıca, Türkmenistan gazını Azerbaycan üzerinden denizin dibinden Avrupa'ya taşıyabilecek olan Trans Hazar Doğalgaz Boru Hattı'nın yapımını engelleyen unsurlardan biriydi.

Görüşmelerin 1996’da başlamasından 22 yıl sonra taraflar fikir birliğine vardı ve Hazar'ın ne göl, ne de deniz olduğunu, aynı anda hem deniz, hem de göl olarak değerlendirilemeyeceğini kararlaştırdı.

Anlaşmaya göre, Hazar Denizi'nin dibi ve toprak altı bölgeleri, deniz sahası, deniz hududu, balıkçılık alanları ve kaynakların kullanımı gibi esaslara göre paylaştırılacak.

Özel statünün verileceği Hazar Denizi'ne Birleşmiş Milletlerin (BM) 1982'deki deniz hukuku anlaşması uygulanamayacak ve suyun derinliği göl prensibine dayanarak belirlenecek.

Anlaşma, ayrıca kıyıdaş beş ülke dışında Hazar Denizi'nde yabancı askeri varlıkların bulunmasının yasaklanmasını öngörüyor.

Hazar'da 50 milyar varil petrol ve 9 trilyon metreküp doğalgaz rezervinin bulunduğu tahmin ediliyor.