Kıbrıs'ın kuzeyinde okuyan tüm öğrenciler ve yurtdışındaki Kıbrıslı Türk öğrenciler eğitim alanındaki temel taleplerini bakanlığa ve bakana taşıyor. Bakanlığın yaptığı uygulamalar hakkında hesap soracak olan öğrenciler, taleplerini dile getirecek

Çarşamba günü Lefkoşa Otobüs Terminali’nde toplanıp Eğitim Bakanlığı’na yürüyecek olan öğrenciler 10.00’da eyleme başlayacak ve sorunlarına çözüm bulunana dek, eyleme devam edecek.

Eylemde okunacak olan basın bildirisi şöyle:

Bir varmış bir yokmuş, kktc ülkesinde bir hükümet varmış, bu hükümetin de bir bakanı varmış. Bu bakan, eğitim bakanıymış. Bu bakanın soyadı, biz öğrencilerle dalga geçercesine, ‘’dürüst’’müş. Bu devletin anayasasında, devletin amacının sosyal bir devleti gerçekleştirmek olduğu yazarmış. Sosyal bir devlette eğitim; demokratik, bilimsel ve parasız olurmuş; ancak bu ülkenin eğitim bakanının baktığı yerlerde, kamusal eğitime ve hukuka aykırı bir şekilde, ve hatta ‘’Doğa’’ya aykırı bir şekilde peşkeş çekilen Doğu Akdeniz Üniversitesi’nin üniversite öncesi kurumları varmış; bu bakanın baktığı yerde, hukuksuz bir şekilde ve bilimsel eğitimi zedeleyici bir şekilde açılan ilahiyat bölümleri, fakülteleri varmış; bu bakanın baktığı yerdeki özel okullarda, kamusal bir hak olan sağlık hakkının sömürüsü, staj sömürüsü, yurt sömürüsü ve yemekhane sömürüsü varmış; bu bakanın baktığı yerde, hukuksuz bir şekilde sınırdışı edilen Kürt öğrenciler, ama öte yandan ellerini kollarını sallaya sallaya, bıçak ve satırla dolaşan ülkücü ‘öğrenciler’ varmış; bu bakanın baktığı yerdeki devlet okullarında, kayıt, bağış ve kağıt parası adları altında gerçekleştirilen öğrenci sömürüsü varmış; bu bakanın baktığı yerdeki devlet okullarında öğretmen eksikliği yaşayan ve gelecek hedeflerini sırf bu yüzden zora giren öğrenciler varmış; bu bakanın sorumlu olduğu Türkiye’de okuyan kktc vatandaşı öğrencilerin, tüzüğe aykırı bir şekilde geç ve düzensiz yatan burs hakları ve öğrencilere altından kalkılması zor maddi yükler yükleyen sigorta meselesi varmış; bu bakanın baktığı yerde, Türkiye’de eğitim görmek için kktc vatandaşı öğrencilere verilen kontenjanlar, hiçbir araştırma yapılmadan, mesleki ihtiyaçlar belirlenmeden, sadece keyfiyete ve bazen de torpile dayalı bir şekilde belirlenirmiş; bu bakanın baktığı yerde milliyetçi, nefret dolu, şovenist tarih kitapları, ders kitapları varmış; bu bakanın baktığı yerde zorunlu din dersleri varmış ve bu din dersleri, öğrencilerin kendi seçimlerini yapmasına olanak sağlayacak şekilde her dini ve ahlak öğretisini tarafsız ve eşit bir şekilde öğretmek yerine, Sünni İslam’ın propagandasını yaparmış; bu bakanın baktığı yerdeki okullar tel örgülerle hapishanelere dönüştürülürmüş, üniversitelerde öğrencilerden çok polisler görünür olurmuş, ve öğretmen eksiği ile hademe eksiği sorunu için kılını kıpırdatmayan bakan, polis fazlası için elinden geleni yapıyormuş; bu bakanın baktığı yerdeki okullarda, okulların en önemli öznesi olan öğrencilerin, karar alma mekanizmalarında hiçbir yeri yokmuş, üniversitelerin öğrenci konseyleri ise okul yönetiminin kendi çıkarına göre ve öğrencilerin iradesine ihtiyaç duyulmaksızın oluşturulurmuş; ve bu masal ülkesi, demokratik bir ülkeymiş; bu bakanın baktığı yerde, güneyde okuyan kktc vatandaşı öğrenciler, kuzeyde okuyan öğrenci arkadaşlarından farklı olarak, A-Level ile Türkiye’deki üniversitelere başvurma hakkından mahrum bırakılıp, kabul edilmez bir ayrımcılığa tabi tutuluyormuş.

 

Peki ama bu bakan nereye bakıyor ? Atalarımız, bakarsan bağ olur, bakmazsan dağ olur derler; ve biz öğrenciler, bakmasını beceremeyen bakanın karşısına bir dağ gibi dikiliyoruz bugün; çünkü bu masal, bu ülkede yaşayan öğrencilerin hoşuna hiç gitmezmiş. Öğrenciler bakmışlar ki bu eski masalın sona ermesi için, bakanın kafasına üç tane elma düşeceği yok, onlar da eski masalı sona erdirmek ve kendi masallarını kurmak için derslerine çalışmaya başlamışlar, derslerinin adını ‘’isyan’’ koymuşlar ve dersin konusu da ‘’dürüst’lük’’ olmuş. Bugün burda, Kıbrıs’ta eğitim gören öğrenciler ve Türkiye’de eğitim gören Kıbrıslı Türk öğrenciler olarak, öğrencilerin sorunlarından başka her şeyle ilgilenen; ve bu ilgilendiği şeylerin hepsi sorunlarımıza sorun katan bakana ‘’Yeter, fazla oldun!’’ demeye geldik. Eylemimiz, sadece bu alanda ve bu anda toplanan insanların isyanından ibaret olmayacak, eğitim bakanı sorumluluklarının farkına varıp, baktığı yeri öğrenene kadar yükselerek devam edecek, haklı taleplerimizi, anayasal haklarımızı, yasalardaki ve tüzüklerdeki kazanılmış haklarımızı elde edene kadar gerek alanlarda, gerek farklı yollarla devam edecek, bakan nefesimizi hep boynunda hissedecektir.