Türkiye’nin önde gelen enkırmenlerinden Mehmet Ali Birand son günlerde Kuzey Kıbrıs`ta yaşanan olaylar Hürriyet Gazatesi`ndeki köşesine taşıdı ve "KKTC’Yİ DEMOKRAT SANIRDIK, MEĞER KENDİMİZE BENZETMİŞİZ…" dedi.

KKTC’Yİ DEMOKRAT SANIRDIK, MEĞER KENDİMİZE BENZETMİŞİZ… Gazetelerde okuduğum iki haber çok garibime gitti. Bunlardan biri, Kıbrıs Rum Yönetimi eski Maliye Bakanı Dr. Michael Sarris’in, Kuzey Kıbrıs’ta bazı Türk gençlerle cinsel ilişki pazarlığı yaparken yakalandığı haberiydi. Sarris sık sık Kuzey’e geçip, gençlerle para karşılığı seks yaparmış.

Sarris dünya banka çevrelerinde çok iyi tanınan bir isim. Güney’de de bakanlık yapmış ve çok iyi tanınan bir siyasetçi. Besbelli ki Rum tarafındaki rakipleri tarafından Türk polisine gönderilen bir ihbar üzerine yakalanmış. Hayret etmemi sağlayan Sarris’e yönelik komplo değil, KKTC yasalarında eşcinselliğin hala “doğaya aykırı cinsel münasebet” gerekçesiyle suç olarak görülmesi.

İngiliz yönetimi döneminden kalma bir yasa hala geçerli. KKTC’de bu kadar çağdışı bir yasa ve anlayışın hala sürüyor olmasına şaşırdım. Umarım yargıç bu çarpıklığa karşı çıkar ve “Sarris’in cinsel tercihinden size ne?” diyerek bir an önce eski bakanı beraat ettirir.

EROĞLU’ NUN PARASI OLAMAZ MI ? İkinci haber bu kez Kuzey’den.

KKTC Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun bankada 2 milyon lirasının bulunması yüzünden adeta bir skandala dönüştürülen gelişmeyi de hayretle izliyorum. Eroğlu gibi birinin bankada 2 milyon lirası neden olamasın? Her parası olan yolsuzluk mu yapmış sayılacak? Şimdiye kadar ülkesinde birçok alanda çalışmış bir kişi neden sorgulanıyor ?

Türkiye’den bakıldığında, KKTC eskiden bizlerden daha demokrat ve daha uygar bakışa sahip olarak görülürdü. Uzlaşıcı yanları vardı ve birbirlerini gammazlamazlardı. Şimdi bakıyorum, onları da değiştirdik. Onları da kendimize benzettik. Baksanıza, bankada 2 milyonu var diye Cumhurbaşkanı’nı neredeyse linç edecekler. Bunları KKTC’ye hiç yakıştıramadım doğrusu.