Lefkoşa Türk Belediyesi’nde (LTB) bu sabah başlatılan süresiz grev çerçevesinde, Belediye Sarayı önünde toplanan çalışanlar eylem de gerçekleştirdi.

Davul zurna ve alkışlarla tepkilerini dile getiren çalışanlara, grev yerine gelen Sendikal Platform yetkilileri de destek belirtti.

Sendikal Platform ile Belediye Emekçileri Sendikası (BES) yetkilileri, eylem sırasında LTB önünde basına açıklamalarda bulundu.

BOZAT

Belediye Emekçileri Sendikası (BES) Başkanı Savaş Bozat, Lefkoşa Türk Belediyesi’nde çalışanların geçen hafta başlattığı uyarı grevlerinin bugün süresiz greve dönüştürüldüğünü belirterek, “Sayın Cemal Bulutoğluları ve duyarsız Belediye Meclis üyeleri sayesinde bu hale geldik, buradayız” dedi.

Bozat, “Bu belediye çalışanları şu anki ortamı hiç hak etmiyordu, ancak belediyelerine sahip çıkıp bugün itibarıyla işverenlere ‘Bu belediye bizim yapamazsanız çıkın gidin’ diyorlar. Kimsenin korkusu yok. Bu noktadan sonra artık tahammülü de yok” şeklinde konuştu.

“YAKIN DOĞU BANK’TAN PARA BORÇLANILMASI HATA”

Geçmişte sendikacı olarak biri üç, üçü beş etme kavgası; pazarlığı yaparken şimdi maaş alamama nedeniyle sokakta olduklarını belirten Bozat, “belediyenin Yakın Doğu Bankası’ndan para borçlandığını” öne sürerek, bunu eleştirdi.

Bugün ayın 15’i olduğunu ve çalışanların halen maaş alamadıklarını hatırlatan Bozat, “LTB Başkanı Cemal Bulutoğluları’nın dün akşam Belediye Meclisi’ni toplayarak Yakın Doğu Bankası’ndan 2.5 trilyon borçlandığını, bunun yasal olmadığını” savundu.

Bozat, hükümet edenleri; ilgili bakanlıkları, Sayıştay ve Savcılığı göreve çağırarak, “Bu yapılan hatadır ve bu hataya banka yöneticileri de uymaktadır” dedi.

“DERDİMİZ SADECE MAAŞ DEĞİL. 14 GÜN SONRAKİ MAAŞIMIZ NE OLACAK?”

Eylemi, grevi kırmak için sabah çalışanlara mesaj geldiğini iddia eden Bozat, dertlerinin sadece bu ayın maaşını almak olmadığını; 14 gün sonraki Şubat ayı maaşlarının ne olacağını, bunu öğrenmek istediklerini söyledi.

Yatırılmayan İhtiyat Sandığı ve Sosyal Sigorta yatırımlarının ne olacağı, nasıl çözümleneceğini soran Bozat, kadrolanan ve ancak toplu sözleşmeden yararlanamayan işçi ve memurların hala mağdur olduklarını ifade ederek, bunun çaresinin ne olduğunu da merak ettiklerini ifade etti.

Bozat, geçen hafta Perşembe gün gerçekleştirdikleri uyarı grevinde bir çalışana disiplin soruşturması başlatıldığını da anımsatarak, “Bu soruşturmayı nasıl geri çekecekler, onu da anlatsınlar” ifadelerini kullandı.

“BİR ADIM ATARLARSA İKİ ADIM ATMAYA HAZIRIZ…”

“Bu belediye bizimdir, bizim olacak” diyen Bozat, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Onlar bir adım atarsa biz iki adım atmaya hazırız. Bu duyarlılığı istiyoruz kendilerinden. Eğer bu konularda çare üretmezlerse bizim tek çare yolumuz vardır, orası da gördüğünüz yer, kapının önü ve sokaklardır. Kimseye güvenimiz kalmadı. Memlekette siyasi itibar da sarsılmaktadır. Herkesi sağduyuya ve sorumluluklarını yerine getirmeye çağırıyorum”.

Bozat, bir soruya karşılık greve katılımın yüzde 90’ın üzerinde olduğunu da kaydetti.

BIÇAKLI

Kıbrıs Türk İşçi Sendikaları Federasyonu (Türk - Sen) Genel Başkanı Arslan Bıçaklı da, Sendikal Platform adına yaptığı açıklamada, ülkede çalışanların veya sendikacıların “hava güneşlidir” diye eylem yapmadıklarını, grevin anayasal ve yasal bir hak olduğunu söyledi.

Grev yasaklamalarıyla bir yere varılamayacağını ifade eden Bıçaklı, öncelikle hastalığın ne olduğunun tespit edilerek kabul edilmesi gerektiğini, aksi taktirde çare bulunamayacağını kaydetti.

KKTC’nin bir hukuk devleti olduğunu, hükümet edenlerin de yasalara uymak zorunda olduğunu belirten Bıçaklı, “Toplu sözleşme ve referandum yasasına göre yapılan toplu iş sözleşmelerine de taraflar harfiyen uymak zorundadır. Bu tartışılacak bir mesele değildir” dedi.

Arslan Bıçaklı, Belediye Emekçileri Sendikası’nın, Lefkoşa Belediyesi’nde yapmış olduğu ihtar ve ikaz eylemlerine rağmen hiçbir sonuç alınmadığını da savundu.

Geçmişte ücret artışlarında işverenlerle anlaşılamadığı için eylem yapıldığını anımsatan Bıçaklı, şu anda ise çalışanların maaşını alamadıkları için eylem yaptıklarını kaydederek, “Bu iki durum arasında çok büyük farklar var” dedi.

Bıçaklı, her gün çalışanların ve halkın alım gücünün gerilediğini, ayın 15’i olmasına rağmen LTB çalışanlarının maaşını almadığını belirterek,  “Bunu soran var mı? Bu insanlar evine ekmek götürebildi mi, çocuğuna süt alabil mi, borç taksitini ödeyebildi mi, Bunu soran, bilen var mı?” dedi.

“PARA YOKTUR DEMEKLE ÇARE BULUNMAZ”

“Para yoktur demekle çare bulunmaz, para bulmak idarelerin görevidir, yönetimlerin görevidir,  çalışanların görevi değildir” diyen Bıçaklı, çalışanların günde 8 saat emeğini satarak görevini yerine getirdiğini, günü geldiğinde de maaşını ve diğer sosyal haklarını almak durumunda olduğunu söyledi.

Arslan Bıçaklı, İhtiyat Sandığı ve Sosyal Sigorta Yasası’nın, her ayın yatırımlarının bir sonraki ayın 20’sine kadar yatırılmasını emrettiğini, “uyarsa yatırırsın” diye bir şey olmayacağını ifade etti.

DİYALOG ÇAĞRISI

Bir an önce Lefkoşa Türk Belediyesi yetkililerinin, sendika yönetimini görüşmeye çağırarak, mevcut sorunların çözümü için ivedi olarak çare bulunması gerektiğine vurgu yapan Bıçaklı, “Bu durumda ne çalışanlar, ne Lefkoşalılar, ne de ülke mağdur olmayacak. Bunun sorumlusu belediyeyi veya ülkeyi yönetenlerdir” dedi.

Sorunların eğer niyet varsa birinci gününden çözülebileceğini belirten Bıçaklı, Sendikal Platform olarak maddi ve manevi olarak haklı olan çalışanların grevlerine destek vermeye devam edeceklerini ifade etti.

“HİÇBİR UÇAK HAVADA KALMAZ…”

Bıçaklı, “Hiçbir uçak havada kalmaz, öyle ya da böyle aşağı iner. Bu grevler 20 gün de gitse, 1 gün de gitse masa başında uzlaşarak, çare üreterek sonuçlanacaktır. Yönetime tavsiyem, ilgili yetkili sendikayı görüşmeye çağırarak bu sorunun çözümü için çaba sarfetmesidir, katkı koyup sorunu çözerek çalışanların işbaşı yapmalarının sağlanmasıdır. Başka türlü aç ayı oynamaz” şeklinde konuştu.

2011 yılında “görülmemiş” pahalılık, enflasyon olmasına rağmen, asgari ücretin değişmemesini de eleştiren Bıçaklı, “Böyle bir zihniyetten bir şey beklemenin yanlış olduğunu” savundu.

Bıçaklı, “grevde olan çalışanların ücret artışı veya her işçiye bir uçak istemi olmadığını, emek satan çalışanların, maaşlarını ve diğer sosyal haklarının yasalar çerçevede uygulanmasını istediğini” belirtti.