Biyologlar Derneği Başkanı Hasan Sarpten Çevre Koruma Dairesi’nin oluşturduğu ÇED Komisyonu’nun Yedikonuk sahillerine petrol dolum tesisi yapılmasına verdiği izni değerlendirdi. Raporun düzmece olduğunu ve o bölgeye ilişkin bilimsel verileri içermediğini iddia eden Sarpten, Ada TV’de konuk olduğu Hafta Sonu Ajansı’nda rapora imza atanları da eleştirerek; “Çocuklarının geleceğine ihanet ediyorlar” dedi.

‘KARARI ÖNCEDEN VERMİŞLER’: ‘Bizler yönetenler bizlere rağmen çok önceden karar üretiyorlar ve aldıkları kararların haklı çıkması yönünde hareket ediyor, daha doğrusu her şeyi yapıyorlar’diyen Sarpten, bu kararları verenlerin belli çıkarları korumak üzere hareket ettiklerini de savundu. Petrol depolama tesisinin senaryolarına da benzer zeminin hazırlanmaya çalışıldığını savunan Sarpten, Lefke’de başarılamayan bu girişimin Yedikonuk sahillerine kaydırıldığını da söyledi. Sarpten’in konuya ilişkin açıklamaları şu şekilde oldu: 

‘BU ARAZİLERDE DAHA VERİMLİ İŞLER YAPILABİLİRDİ’: “166 dönüm bakir ve doğal bakımdan flora ve faunası zengin bir kıyı şeridini yok etmeye yönelik planı uygulamaya koydular. En son olarak ta ÇED raporu altında tamamen düzmece, bilimsel verilerden uzak, bırakın bilimsellikten uzak olmayı raporda yalan yanlış saptamalar da yapmak suretiyle böyle bir rapora imza attılar. Bu çıkan raporun sonucunda ben Biyologlar Derneği Başkanı olarak şu kanıya varıyorum, “tam anlamıyla o araziyi, Kuzey Kıbrıs’ı peşkeş çekiyorlar”. Sadece ve sadece şu soruya cevap verseler ve devletin verilen 166 dönüm arazi karşılığında ne kazanacağı bile sorulsa, verecekleri cevap ortaya çıkar. Bu devlet arazilerini 166 kişiye kiralasalardı çok daha verimli işler yapılır ve ülke vatandaşları bir iş sahibi olurdu. 

‘SAÇMA SAPAN BİR RAPOR’: Ama ne yazık ki ülkeyi idarede söz sahibi olanlar bu petrol tesisinin kurulması için çok önceden kararlarını verdiler. Ona göre adımlarını atmaya başladılar ve halkın gözünden birçok şeyi de sakınmak suretiyle. Ancak iş ÇED raporu konusuna gelince bu raporu yüzlerine, gözlerine bulaştırdılar. Raporda o kadar yanlış ve saçmalıklar var ki, bu raporu hazırlayanlar bırakın doğayı canlıları tanımayı ülkeyi de tanımıyorlar. O kadar şüphelerim vardır ki, bu rapora onay verenler arasında o bölgeye gitmemiş ve görmemiş olanları bile vardır. Bunu niye söylüyorum, eğer araziyi gidip görmüş olsalardı bu kadar bariz ve basit hatalar yapmaları olası olmayacaktı.” 

‘YANLIŞ VERİLER VAR’: Petrol dolum tesisine onay veren ÇED Raporu’nda olumsuz hiçbir ibarenin yer almadığını da söyleyen Sarpten, ÇED Raporu’nda o bölgede 18 adet bitki türü tespit edildiğini ve o bitki türlerinin her yerde rastlanan bitki türleri olduğunun ifade edildiğini belirtti. ‘Oysa bu konuda araştırma yapan üyelerimiz farklı 80 türe ait en az bunun on katı kadar bitki türünün olduğunu tespit ettiler’diyen Sarpten, söz konusu raporda bölgede yaşayan hayvan türlerinin sayısının da on iki olarak belirtildiğini ve bu hayvanların her yerde bulunan karınca, arı, kuş gibi hayvanlar olduğunun yer aldığını söyledi. ‘Hatta ve hatta raporda yapılan yanlışlara bakıldığında sürüngenler adına o bölgede bulunan hayvanlardan “vipera lebetina” isimli bir karayılanın olduğu yazılıyor. Oysaki “vipera lebetina” raporda yazıldığı gibi karayılan değil Kıbrıs’a ait bir engerek yılanıdır’diyen Saprten, rapora imza atanların ülkede yaşayan canlıları tanıyamadıklarını da savundu. 

‘DENİZİN ALTINA HİÇ DEĞİNİLMEMİŞ’: İşe deniz bakımından, kıyıların güvenliği açısından baktığımızda söz konusu rapora denizin içi ve canlıları konusunda sanki çok derin araştırma yapılmış gibi dört fotoğraf yerleştirilmiş, birkaç paragrafla süslenmiş kısımlara yer verilmiş’diyen Sarpten konuşmasını şöyle sürdürdü: “Oysa petrolün denize sakıncaları bakımından herhangi bir kapsamlı araştırma yapılmadan, denizaltında bulunan canlıların nasıl etkileneceği açısından bilimsel bir veri koyulmadan afaki sözlere yer verilmiş. Bizde halk arasında fija diye bilinen ve denizlerin ormanları denizlerin oksijeni diye bilinen bu yosunlar Avrupa Birliği müktesebatı çerçevesinde koruma altındadır. Çünkü bu bitkiler bugün Avrupa’nın birçok yerinde görülmemektedir. Kıyılarımızda özellikle Karpaz yarım adası bu bitkiler bakımından zengin bir konumdadır. Ne yazık ki tüm bu verilere hazırlanan o rapora hiç yer verilmedi. Dolayısıyla raporu okuduğunuzda bu petrol depolama tesisi bu ülkeye çok yarar getirecek tarzda bir şekilde hazırlanmış. 

‘BİZİMLE DALGA GEÇİYORLAR’: Bu raporun ÇED tüzüğüne aykırı bir şekilde de hazırlandığı ortaya çıktı. Çünkü ÇED tüzüğünün 15. Maddesi ÇED raporunun nasıl hazırlanması gerektiğini ortaya koyuyor. ÇED raporunun asıl amacı kurulacak bir tesisin olumsuz etkilerinin neler olacağına dair bilimsel verilerin ortaya konulması konusunda raporda yer verilmesi gerekliliğine işaret ediyor. Ama bununla ilgili tek bir ifadeye yer verilmiyor. Yalnızca tek bir noktaya değiniyorlar ve 166 dönüm içerisinde çok sayıda zeytin ağacının yer aldığı ve bunların taşınmasının gerektiğini rapora işliyorlar. Ne yazık ki, bölgedeki hayvan ve bitki yapısı tamamen bilimsel verilerden uzak bir şekilde bu rapora yer almış. İçinde eksik ve hatalı cümlelere yer verilen eksik ve hatalı bir rapor. Bu raporu önümüze koyarak resmen bizimle dalga geçiyorlar. Bu bilimsel bir rapor değildir ve sadece bu rapora bakarak orada bir petrol tesisinin kuruluşuna onay vermek bu rapora onay verenlerin sadece bile çocuklarına ve onların geleceğine yapılan en büyük ihanettir.” 




Kaynak :Star Kıbrıs