Kıbrıs Türk Ticaret Odası (KTTO), Yedikonuk bölgesine yapılmak istenen petrol depolama tesisi için “fayda/maliyet analizi tatminkar değil” diyerek, tesisin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti için uygun bir yatırım olmadığı görüşünü ortaya koydu.

KTTO, Hükümete, “yatırım iklimini olumsuz etkilediğini” belirttiği bu tartışmayı bir an önce sona erdirme çağrısı da yaptı.

KTTO’dan yapılan yazılı açıklamada, bu yatırımın, ülke şartlarına uygun tasarlanacak bir fiziki ve stratejik gelişme planı ile uyuşmayacağı değerlendirmesinde bulunularak  yapımı tartışılan bu tesisinin ülkeye kazandıracağı öngörülen gelirlerin, “herhangi bir katma değer yaratıcı mal veya hizmet üretimine bağlı olmayıp, kalıcılığı ve miktarı tartışılır harç veya diğer bazı sabit ücretlere bağlandığı” görüşü ifade edildi.

“Devlete yıllık geliri iddia edildiğinin çok altında olduğu kanıtlanmış ve tabir caiz ise ‘yakıt antrepoculuğu’ yapılacak olan ve beraberinde kalkınan sektörlerin de çok sınırlı olması muhtemel bu yatırımın, fayda/maliyet analizi tatminkar değildir” denilen açıklamada, “çevre risk analizi, iş sağlığı güvenliği risk analizi açılarından da eksiklikler olduğu” anlatıldı.

Ülkenin lokomotif sektörü olan turizm sektörü ile birlikte değerlendirildiğinde, bahse konu petrol dolum tesisinin fırsat maliyetinin çok yüksek olduğunun da  hesaplandığı belirtilen açıklamada, “ Tüm bu sebepler ışığında Kıbrıs Türk Ticaret Odası, bahse konu tesisin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti için uygun bir yatırım olmadığı sonucuna varmıştır” denildi.

LEHTE VE ALEYHTE ARGÜMANLAR...

Kıbrıs Türk Ticaret Odası’nın, tartışmaya taraf olan Yatırım Geliştirme Ajansı, Petrol Dolum Tesisine Hayır İnisiyatifi temsilcileri ve yatırımcı firma avukatının düşüncelerine başvurarak , görüşlerini dinlediği de ifade edilen açıklamada, Petrol dolum tesisinin yapılması lehine sunulan argümanlar arasında, söz konusu tesisin ülkede önemli miktarda katma değer yaratacağı, milli gelirlere önemli katkı sağlayacağı ve çevre sorunları yaratabilecek muhtemel kazalara karşın her türlü önlemlerin uluslararası 
kriterler seviyesinde alınacağı hususlarının öne çıktığı kaydedildi.

Petrol dolum tesisinin yapılmamasına yönelik en temel argümanların ise, bu tesisinin ülke ekonomisine kazandıracaklarının, aynı kaynaklar kullanılarak gerçekleştirilecek turizm alanındaki başka yatırımlara kıyasla düşük olduğu ve çevreye vermesi muhtemel zararların yine başka yatırımlara göre daha yüksek olacağı hususları olduğu ifade edilen açıklamada, bu kapsamda bir yatırımın değerlendirilmesinin, önceden belirlenmiş bir ülkesel fiziki plan ve kalkınma stratejisi ışığında olması gerektiği görüşü kaydedildi ve böyle bir “ülke stratejik planı”nın bugüne kadar yapılmaması eleştirildi.

Ticaret Odası açıklamasında, bir plan ve stratejiye sahip olunması halinde, bu tür yatırım talepleri karşısındaki tutumun ne olacağı, yatırımlar ve sektörler arası fayda/maliyet analizi temelinde, belirgin ve anlaşılır şekilde taraflara anlatılabileceği, gereksiz tartışmalar ve sorunların önlenmiş olacağı görüşüne de yer verildi.

Açıklamada şunlar da kaydedildi:

“Konuyla ilgili değerlendirmede, karşılıklı ileri sürülen argümanları desteklemek için verilen örneklerin, ülke ve bölge koşullarımızla tam olarak bağdaşmadığı ve petrol dolum tesisinin yapılması lehine sunulan argümanlar arasında belirtilen mali gelirin iddia edildiği boyutlarda  (yılda 100 milyon dolar) olmadığı ve gelirin ekonomiye katma değer değil devlete verilecek ve kolaylıkla değişebilecek olan harçlar ve diğer hizmet ücretleri olması dolum tesisini destekleyenlerin argümanlarını ciddi şekilde zayıflatmaktadır.  Keza, geçmiş hükümetlerin böyle büyük yatırımlar tamamlandıktan sonra yatırımcının sözleşmeye uymadığı durumlarda yeterli otorite sergileyemediği gerçeği de olası bu yatırımın önünde duran bir başka düşündürücü konudur.

Ayrıca yatırımın ülkemiz koşullarına uygunluğunun saptanması için ana araç olan Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) Raporu’nun da, önerilen kirli sanayi yatırımı kriterlerine pek değinmeden böylesine önemli, büyük ve kompleks bir yatırımı değerlendirmeye olanak verecek kapsamda olmadığı, genellikle turizm yatırımlarına yönelik bir formatı aşamadığı gözlemlenmiştir”.

Sürecin yönetiminde koordinasyon eksikliği yaşandığının gözlemlendiği de ifade edilen açıklmada, şu görüşlere  yer verildi:

“Söz konusu tesisin, hale hazırda kirlenmiş eski CMC bölgesi içinde de yapılabileceği, ilgili iki şirketin bu konuda kolaylıkla anlaşabilecek noktalarda durdukları da saptanmış; ancak resmi makamların bu yatırımı Yedikonuk bölgesinde eko-turizme ayrılan alana kaydırma hususunda önemli bir rol oynadıkları belirlenmiştir. Böylece çevre konuları ile ilgili endişeler daha da tetiklenmiş, KKTC hükümetlerinin bugüne kadar imzalanmış olan çeşitli sözleşmeleri, başlangıçtaki amaçlara ve koşullara sadık kalarak kararlılıkla takip etmiş olmamalarından da hareketle tartışmalar kontrolsüz olarak sürmüştür.”

HÜKÜMETE ÇAĞRI

Kıbrıs Türk Ticaret Odası,  Hükümeti, yatırım iklimini olumsuz etkileyen bu tartışmayı bir an önce sona erdirmeye çağırdığı açıklamasında, “Eğer KKTC’de petrol dolum tesisi inşası ile birlikte ekonomiye şartsız katma değer yaratacak ve uluslararası standartlarda ve denetiminde petrol yan sanayinin geliştirilmesi garanti altına alınırsa, konu daha iyi planlanmış süreçlerle, yatırımın ve ülkenin şartlarına uygun rapor ve doneler kullanılarak, tüm aktörlerle birlikte yeniden değerlendirmeye alınabilinir.  Telafisi hemen hemen imkansız olan çevre felaketlerine yol açma tehlikesi de taşıyan bu gibi önemli yatırımlar, ancak ve ancak güçlü bir sahiplenme ve tarafsız uluslararası denetimlerle gerçekleştirilebilir” dedi.