Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Kıbrıs’ta anlaşmayı sadece bazı partilerin değil, halkın tümünün istediğini, ancak aşırı şeyler talep eden Rumlar’ın istediklerini vererek yapılacak anlaşmanın Kıbrıs Türk halkına faydası olmayacağını söyledi.

Eroğlu, “Biz müzakere masasında her başlıkta öneri sunan tarafız. Onlar ise ilk günlerde ne söylediyse o noktada duruyor. Rumlar’ın AB Dönem Başkanlığı’nı devralacağı 1 Temmuz’dan sonra yapılacak müzakerelerin hiçbir anlamı olmaz” dedi.

Cumhurbaşkanlığı’na gelerek kitap bırakan ve kendisini çözüm istememekle suçlayan çevreleri de eleştiren Eroğlu, “Sanki sayın Talat Kıbrıs sorununu çözdü de ben gelip bozmuşum gibi bir mesaj verme havası içindeler. Ya da sayın Talat şimdi Cumhurbaşkanı olsaydı, Kıbrıs sorunu çözümlenmişti... Sayın Talat Cumhurbaşkanı olduktan sonra Hristofyas ile 2 yıla yakın müzakerelerde bulundu ancak hiçbir başlığı kapattık demedi” dedi.

Eroğlu, Avrupa Birliği’nin Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Dönem Başkanlığı sırasında 2 başlığın açılabileceği yönündeki açıklamaların tamamıyla taktik olduğunu ve Türkiye’nin AB yolunda önünü açacak başlıklar olmadığını söyledi.

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Erenköy Mücahitler Cemiyeti yeni yönetimini kabulde yaptığı konuşmada, devam eden müzakere süreci ve son gelişmeler hakkında bilgi verdi.

Eroğlu, “Kendi kendimizi suçlama” alışkanlığının yeniden ortaya çıktığı bir dönemde kendisine verilecek destekten memnuniyet duyacağını kaydetti.

“DOWNER’İN ZİYARETİ SONRASINDAKİ HAREKETLİLİK HOŞ DEĞİL”

Cumhurbaşkanı Eroğlu, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Alexander Downer’in bir partiyi ya da sendikal platformu ziyaret etmesiyle ülkede yaşanmaya başlanan hareketlilik ve bu çerçevede Cumhurbaşkanlığı’na gelerek kitap bırakılmasının hoş şeyler olmadığını söyledi.

Downer’ın, KKTC’deki bazı ziyaretlerinde “ne yapacağız?” sorusuna “bağırın” şeklinde yanıt vererek halkı kendisine karşı kışkırtmaya çalıştığını kaydeden Eroğlu, Cumhurbaşkanlığı’nın önüne kadar gelip, protesto düzenlenmesini de “Downer’in başlattığı bir hareket” gibi değerlendirdiğini belirtti.

Bazı çevrelerin, “müzakere masasında neyin konuşulduğunu bilmiyormuş gibi kendisine gönderdiği kitapları” çoktan okuduğunu kaydeden Eroğlu, “Kıbrıs’ta bir anlaşma için uğraştığımızın bilincindeyim. Masada  neyi görüştüğümüzün de bilincindeyim. Ama yıllardan beri herhangi bir anlaşmayı reddeden tarafla müzakere masasında oturduğumun da farkındayım” dedi.

Eroğlu, Downer’ın, KKTC’de son dönemde gerçekleştirdiği ziyaretlerle ilgili olarak kendisiyle görüşüp, rahatsızlığını dile getirdiğini söyledi. Eroğlu, Downer’ın bu davranışlarının Türkiye’nin de bilgisine getirildiğini belirtti.

“SANKİ TALAT KIBRIS SORUNUNU ÇÖZDÜ DE BEN BOZDUM”

Eroğlu, şöyle devam etti:

“Sanki benden önceki görüşmeci her şeyi halletmiş de ben reddediyormuşum gibi bir hava içindeler. Ben 6 başlık buldum geldiğimde. Hiçbiri de karara bağlanmamıştı. Toprağı hiç görüşmemişlerdi. Mülkiyeti bir kere görüştüler, zordur diye bıraktılar. Talat 4 Ocak’ta bir paket sundu, Hristofyas kabul etmedi... Sanki sayın Talat Kıbrıs sorununu çözdü de ben gelip bozmuşum gibi bir mesaj verme havası içindeler. Ya da sayın Talat şimdi Cumhurbaşkanı olsaydı, Kıbrıs sorunu çözümlenmişti. Bunları gerçeği ifade etmiyor. Karşında, yoldaşın da olsa, anlaşma istemeyen bir zihniyet vardır… Bunu halkımız çok iyi biliyor. Bazı çevrelerin de bu gerçeği görmesi lazım. Çünkü Talat, CTP ve AKEL yıllardır bir araya gelerek, çözüm üretiyordu ancak sayın Talat Cumhurbaşkanı olduktan sonra, Hristofyas ile 2 yıla yakın müzakerelerde bulundu ancak hiçbir başlığı ‘kapattık’ demedi”

Müzakerelerde tutanaklarda yazılı olarak bulduklarını dikkate alarak, bir arayış içine girdiğini belirten Eroğlu, “Birbirimizi aldatmayalım. Kıbrıs’ta anlaşmayı sadece bazı partiler değil, halkımızın tümü istiyor. Yalnız anlaşma, bize 1974 öncesini yaşatmayacak, bugünkü gerçekler ışığında, Türkiye’nin etkin fiili garantisinde, onurumuzla 2 eşit statüde yaşayacağımız bir ortaklık olacak” dedi.

“KENDİ HALKIMIN MENFAATLERİNİ DÜŞÜNMEK MECBURİYETİNDEYİM”

Müzakere masasında iki taraf bulunduğunu ve Rum tarafı kendi tarafının menfaatlerini düşünürken, kendisinin de kendi halkının menfaatlerini düşünmek mecburiyetinde olduğunu kaydeden Eroğlu, “Kendi halkımın mutluluğunu düşünmek, bu topraklarda onuruyla yaşayabilecekleri bir anlaşmayı yapmak boynumun borcu. Aksi takdirde Kıbrıs Türk halkına iyilik değil, kötülük yapmış olurum” dedi.

Eroğlu, müzakereleri, “nerelerden nerelere nasıl gelindiğini unutmadan” sürdürdüğüne işaret ederek, Rum’un her istediğinin verilmesi halinde Kıbrıs Türkü’nün memlekette yaşama şansı kalmayacağını söyledi.

“REDDEDENLER MÜKAFATLANDIRILACAKSA, BEN DE REDDEDEN CEPHEDEYİM”

Rumlar’ın Annan Planı’nı reddettiğini anımsatan Eroğlu, “Reddetmek, bir sonraki görüşmelerde yeni haklar elde etmek anlamına gelmez. Hayır diyen Rum tarafı masada yeni haklar kazanacaksa, ben de hayır derim. Reddedenler mükafatlandırılacaksa, ben de reddeden cephedeyim” dedi.

Cumhurbaşkanı Eroğlu, kendisinin Annan Planı’na karşı hayır kampanyası yürütmesine rağmen, Kıbrıs Türk halkının yüzde 65 ile plana evet dediğini de hatırlattı.

Eroğlu “Unutmamak gerekir ki 2004’deki Kıbrıs Türk halkı değil karşılarındaki. Yoğun propagandaların yapıldığı günler geride kaldı. Halkımız AB’nin ne olduğunu öğrenmiştir” dedi.

“ÖNERİ YAPAN TARAF HEP BİZ OLDUK”

Eroğlu, şöyle devam etti:

“Müzakere masasında öneri yapan taraf biz olduk. Rum tarafı pozisyonundan hiç caymadı. Yürütmenin seçimiyle ilgili biz 2-3 kez öneri sunduk. Referanduma götürelim dedik reddettiler. Eşit sayıda Türk ve Rum senatörlerin oluşturduğu senato karar versin dedik, onu da reddetti ancak uzlaşmaz taraf biz. Genel sekreter masada bu konuda 2 öneri vardır dedi. Biri de bizim önerimizdir. Mülkiyette de öneri sunan taraf biziz. Topraktan ne alacağımı bilmezsem, mülkiyeti görüşmem diyor. Peki, ben toprakta anlaşma olup olmayacağını bilmeden sana harita verebilir miyim? Veremem. Toprakta harita ve rakamlar en son görüşülecek. Biz Cenevre’de toprakta kriterleri görüşmeye hazırız dedik ve masaya kriterleri koyduk, bir açılım yaptık. Biz ve garantörlerin katılacağı bir çok taraflı toplantı tarihi ilan edildiği taktirde, biz toprak konusunu harita ve rakamlarla görüşmeye hazırız”

GÜNEY KIBRIS’TAKİ SEÇİMLER VE MÜZAKERELER

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Güney Kıbrıs’ta yapılacak başkanlık seçimlerinde çok erken başlayan propaganda çalışmalarının müzakere sürecine etkilerine de değindi.

Rum Yönetimi Lideri Dimitris Hristofyas’ın, “destek aradığı fanatik partileri memnun etmek için her şeye hayır diyerek uzlaşmazlığı devam ettirdiğini” kaydeden Eroğlu, BM Genel Sekreteri’nin içinde bulunulan günlerde çıkaracağı raporda da suçlanan tarafın Türk tarafının olmasının beklenmediğini söyledi.

CEMİYETTEN CUMHURBAŞKANI’NA DESTEK

Erenköy Mücahitler Cemiyeti Başkanı Kutlay Keço da konuşmasında, genel kurulda belirlenen yeni yönetim kurulunu tanıtmak ve Cumhurbaşkanı Eroğlu’na müzakerelerde desteklerini yinelemek için bu ziyareti gerçekleştirdiklerini söyledi.