Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Güney Kıbrıs’ın AB Dönem Başkanlığı’nın yanı sıra 2013 yılı Şubat ayında yapılacak başkanlık seçimlerinden dolayı Rum tarafının Temmuz’dan sonra müzakerelerde açılım yapmasını beklemediklerini ve bu tarihten sonra müzakerelerin anlamını yitireceğini kaydetti.

Eroğlu, “1 Temmuz’a kadar bir antlaşma olmalı. Kıbrıs sorunu, 1 Temmuz tarihine kadar çözülmezse Kıbrıs sorununun bu şekilde bir çözümünün Rum tarafının tutumu ile mümkün olmadığının kabul edilmesi gerektiği inancındayım. 44 yıldır tüm yöntemleri denedik” dedi.

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Kuzey Kıbrıs Türk Kızılayı ile Uluslararası İnsancıl Hukuk İslam Forumu’nun düzenlediği “Uluslararası İnsancıl Hukuk İhlalleri Semineri”nin açılışında yaptığı konuşmada, Kuzey Kıbrıs Türk Kızılay’ı ile ilişkilerin geliştirilmesi yönünde adımlar atılmasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Seminerde tüm insanlığı ilgilendiren güncel konulara el atılacağını kaydeden Eroğlu, sonuçları merakla bekleyip takip edeceğini söyledi.

“TARİHTE BENZERİ AZ OLAN BİR SOYKIRIM”

Cumhurbaşkanı Eroğlu, KKTC’nin, Kıbrıs Türk halkının insanca yaşama, hak, hürriyet, çağdaş demokrasi ve insan hakları için verdiği mücadelenin sonucunda kurulduğuna işaret ederek, Kıbrıs meselesinin özünde Kıbrıs Türkleri’nin esir edilmek istenmesi, Ada’nın Yunan egemenliği altına sokulması çabaları ve bunun için girişilen silahlı saldırılar olduğunu belirtti.

Kıbrıs Türkü’nün, 1878 yılında İngilizler’in bir oyunla Ada’yı Osmanlı İmparatorluğu’nun egemenliğinden almasından sonra Türk olduğu, İslam dinini benimsediği için ciddi saldırıların hedefi olduğunu kaydeden Eroğlu, “Süreç içerisinde Kıbrıs Türkü’nün milli benliğini yitirmesi için her yola başvurulmuş, Kıbrıs Türk halkına ait olması gereken vakıf arazileri oynanan oyunlarla Rumlar’a tapulanmış, camilerimiz yakılmış, yıkılmıştır” dedi.

Eroğlu, Kıbrıs Türk halkının tarihte benzeri az olan bir soykırım planıyla karşı karşıya bırakıldığını ve ortağı olduğu Kıbrıs Cumhuriyeti devletinden silah zoruyla atıldığını söyledi.

“GEÇMİŞTEN DERS ALMALI”

Cumhurbaşkanı Eroğlu, şöyle devam etti:

“Bir Rum devletine dönüşmesine rağmen dünya tarafından tanınmaya devam edilen sözde Kıbrıs Cumhuriyeti 20 Temmuz 1974 Barış Harekâtı’na kadar Kıbrıs Türkü’nün 103 köyden göç etmesine neden olmuş, Kıbrıs Türk Halkı yıllarca malına mal diyememiş evine bir çivi çakması izne tabi kılınmıştır.

11 yıl boyunca Ada’nın her tarafına dağılmış, etrafı Rum birlikleri ile çevrilmiş enklavlarda yaşamak zorunda bırakılan Kıbrıs Türk halkı; azmi, hürriyet aşkı, Anavatan Türkiye ve Türk Kızılay’ı sayesinde direnmeye çalışmıştır.

Geçmişe saplanıp kalmayalım, ama geçmişi tamamen de unutmayalım... Geçmişten ders almalı, tedbirli olmalıyız ki geçmişteki acıları yaşayalım. Biz meseleye böyle yaklaşıyoruz. Rum tarafı ile devam eden müzakere sürecindeki tutumumuz ortadadır”.

“ÇOK TARAFLI TOPLANTIDA AB ÜLKELERİ VE BM GÜVENLİK KONSEYİ’Nİ DE İSTİYORLAR”

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, müzakerelere devam eden Kıbrıs Türkü’nün, Kıbrıs’ta insanca, insan haklarından faydalanarak yaşam istediğini söyledi.

Devam eden müzakerelerde gelinen aşama hakkında da bilgi veren Eroğlu, BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon’un Kıbrıs Özel Danışmanı Alexander Downer’ın Mart ayı sonunda gelinen noktayla ilgili bir rapor sunacağını kaydetti.

Cumhurbaşkanı Eroğlu, BM Genel Sekreteri’nin de bu raporu değerlendirdikten sonra ya çok taraflı bir toplantı çağrısında bulunacağını ya da kendi raporunu Güvenlik Konseyi’ne sunacağını belirtti.

Eroğlu, şöyle devam etti:

“Türkiye, Yunanistan ve İngiltere’nin katılacağı bu çok taraflı konferansa Kıbrıs Türk halkı adına ben, Kıbrıs Rum halkı adına da Hristofyas katılacak. Genel Sekreter de bu toplantıya başkanlık edecek. Rum tarafı, bu anlayışa karşı. Devam ettirdiğimiz müzakereler zaten Kıbrıslıca bir çözüm arayışıyla yürütülüyor. Bunu bizden önce onlar istemiştir. Ama işine gelmediği zamanlar bu çok taraflı toplantıya BM Güvenlik Konseyi’nin 5 daimi üyesi, AB’nin 27 ülkesi, garantörler ve Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı olarak kendisi katılacak. Rum tarafının üyeliğinden dolayı ne AB’nin ne de BM’nin tarafsız olması mümkün değildir”.

“RUMLAR ZAMANA OYNUYOR”

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, 1968’de başlayan müzakerelerin devam ettirilmesinden yana olan Güney Kıbrıs’ın bugüne kadar çıkan bütün anlaşma metinlerini reddettiğini ve bu metinlerin rafa kaldırıldığını söyledi.

Türk tarafının kabul ettiği, görüşmeye hazır olduğu, hatta referandumlarda halkın büyük çoğunlukla evet dediği anlaşmaların önlerine geldiğini kaydeden Eroğlu, “Anlaşmaları reddeden Rum tarafı, şimdi zamana oynuyor. Bizlerin bir 48 yıl daha müzakere masasında oturacağımız düşüncesi içinde ortaya konulan bütün önerileri müzakere masasında reddetmekte, dışarı çıktığı zaman da Türk tarafı uzlaşmaz diyor” dedi.

“ORTADA DOĞAL BİR TAKVİM VAR”

Bir anlaşmaya varmak için ortada doğal bir takvim bulunduğunu söyleyen Eroğlu, BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon’un sene başında liderlere yolladığı mektupta, 1 Temmuz 2012 tarihinden sonra, Kıbrıs sorununun çözümünün güçlülüğüne vurgu yaptığını belirtti.

Cumhurbaşkanı Eroğlu, Kıbrıslı Rumların AB dönem başkanlığının yanı sıra 2013 yılı Şubat ayında başkanlık seçimlerinden dolayı Rum tarafının Temmuz’dan sonra müzakerelerde açılım yapmasını beklemediklerini ve bu tarihten sonra müzakerelerin anlamını yitireceğini kaydetti.

Eroğlu, KKTC tarafının müzakerelerde her zaman esnek davrandığına ve her başlıkta öneri sunduğuna işaret ederek, “Her başlıkta 1adım değil, 2 adım attık, ama karşı taraf hiçbirini kabul etmedi. Biz anlaşmayı isteyen tarafız ve anlaşma isteyen taraf olarak bunu Annan Planı’nda ortaya koyduk. Ben, Annan Planı’na hayır dedim ama halkım yüzde 65 ile Annan Planı’na evet dedi. Türkiye de bu anlaşmaya sıcak bakmıştır” dedi.

Türk tarafının uzlaşmazlıkla suçlanamayacağını kaydeden Cumhurbaşkanı Eroğlu, tüm olumlu duruşuna rağmen Kıbrıs Türkü’nün ambargolara maruz kalmasının insanlık ayıbı olduğunu ve insanlıkla bağdaşmadığını söyledi. Eroğlu, AB’nin verdiği sözleri yerine getirmediğini unutamadıklarını da vurguladı.

“ÇÖZÜM BULUNMAZSA BÖLGEDE BİR SORUN YAŞANABİLİR”

Cumhurbaşkanı Eroğlu, müzakere masasına dik, karşılıklı al - ver gerektiğini bilerek oturduklarını ancak Rum tarafında böyle bir düşünce olmadığı sürece bir anlaşmanın yolunu bulmanın zorlaştığını söyledi.

Rum tarafının İsrail ile işbirliği içine girmesinin bazı yeni problemlerin ortaya çıkmasına neden olabileceğini söyleyen Eroğlu, özellikle doğalgazı bulduktan sonra müzakere masasındaki uzlaşmazlığını daha da artıran ve Türkiye’ye karşı daha değişik tavırlar içine giren bir Rum yönetimi ile karşı karşıya olduklarını kaydetti.

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, doğalgaz ve petrol araştırmalarındaki gelişmelerin yeni bir uyuşmazlık ortaya çıkarabileceğini belirterek, şöyle devam etti:

“Anlaşma, karşılıklı adımlar atılarak ve karşılıklı al-ver’le olur. Rum tarafı, sadece almayı düşünen bir pozisyondadır. 1974’den sonra yaşananları yaşanmamış gibi göstererek, kendi halkını da yalan söyleyerek anlaşmaya hazırlamamaktadır”.

Adanın kuzeyinde kurulan sosyo - ekonomik yapıyı yok sayarak, insanları yerinden ederek yapılacak bir anlaşma sonrasında bugünkü durumun devam edeceğini düşünmenin saflık olacağını kaydeden Eroğlu, “Bugünün gerçeklerine göre hareket edildiği takdirde, bugün var olan gerçekler göz ardı edilmediği takdirde Kıbrıs’ta bir anlaşmaya varmak mümkündür” şeklinde devam etti.